loren elva

20 temmuz 2015 şanlıurfa suruç'taki patlama sırasında orada olup hayatta kalan, lgbti aktivistlerinden biri.

o günü aşağıdaki gibi aktarmış,

--- spoiler---

o karanlık günde suruç amara kültür merkezi'nde toplanıp hatıra fotoğrafı çektirelim derken basın açıklaması düzenledik. neden kobanê'ye geçmek istediğimizi anlatıp basın açıklamasını sonlandırırken genç kadınlar "arin'den sibel'e yürüyoruz zafere" sloganını atmaya başladılar. slogan bitmek üzereyken birden torpil gibi bir şey patladı. ses üç ön sıramda sağ çaprazımda duyuldu. oraya baktığımda bir kadın, yirmili yaşlarda bir erkeğe "dur, ne yapıyorsun" tarzında bir şey söyledi o çocuk çok kötü bir şekilde güldü ve ordan birden şiddetli bir patlama meydana geldi. ses çok yüksekti gözüm kapandı yaklaşık bir dakika gözümü açamadım. sonra çığlık sesleri. gözümü açtığımda bulunduğum yerden uzak bir yere fırlamışım. çok kötü bir yanık kokusu geldi. et kokusu, insan eti kokusuydu! bende yanmıştım, saçlarım, sakalım, bıyığım, kaşlarım, kipriklerim heryerim yanmıştı. yerimden ayağa kalkıp arkamı döndüğümde açıklama yaptığımız yerde onlarca gencin bedenlerinin yanıyor olduğunu gördüm. bedenleri parçalanmış, kanlarıyla beraber üstüme, yüzüme gelmişti. çığlık atmaya başladım. hani rüyalarda avazınız çıkana kadar bağırırsınız ya sesiniz çıkmaz evet işte benim de öyle oldu. avazım çıkana kadar bağırdım ancak çığlıklarımı, sesimi kimse duymadı. kültür merkezinin kapısında toplanan kitleye bağırdım, "yoldaşlarım yanıyor" diye. herkes şok olmuş bana bakıyordu. tekrar koştum yerdeki sgdf bayraklarından birini alıp yerde yananların üstüne vurdum sönmeleri için. oysa hepsi çoktan yanıp kararmışlardı. gözlerim karardı. nerdeyim, yerde yatanlar kim bilemedim. seçemedim yerde yatanların kim olduğunu oysa hepsi benim canım ciğerimdi. kollar bacaklar etrafa saçılmıştı hatta bir gencin kafası bulunduğu yerin epey bir uzağına düşmüştü. midem bulandı bulunduğum yere düştüm öleceğim hissettim bende. keşke ölseydim! sonra birileri girdi koluma ikinci bomba diye sesler gelmeye başladı. beni kültür merkezinin bahçesinin dışına çıkardılar. kürtçe türkçe sesler geliyor "yaralısın hastaneye gidiyoruz" diye. kollarımı sıkı tutmuşlar kendimi onlardan koparamıyordum. beni bırakın içerdikler ölüyor dedim dinlemediler. ambulansa soktular geri indim tekrar yoldaşlarıma koştum. ambulanslar çok geç geldi 15-20 dakika geç geldiler. sonra siren sesleri, sesler çoğaldıkça ben daha az duymaya başladım. sonra büyük bir çınlama sesi, bir daha duyamadım. etraf savaş alanı gibiydi. herkes bir yerlere koşuyor. polisler geldi ellerinde gaz, cop, kalkan, silahları, kafalarında kaskları, yanlarında zırhlı araçları. oraya yaralılara yardım etmek için değil, orada güvenlik önlemi almak için değil, oraya yaralılara yardım eden halka saldırmak için gelmişlerdi öylede yaptılar. önce güldüler bize, sonra havaya ateş açtılar, ardından gazlarla bize, yaralılara, ölülere, yaralı ve ölüleri taşıyan halka ve araçlara saldırdılar. sonra kendimi hastanede buldum. ilk müdahale gerçekleştikten sonra servise aldılar. sonra amed'e sevkedildim. sol kulağım çok az işitiyor, sağ kulağımın kulak zarı delinmiş duymuyorum. sağ kolumda, boynumda, ve yüzümde yanıklar var. vücudumun çoğu yerinde de ağrılarım. ama hiçbirinin önemi yok. kafa olarak bitmişim ben. 32 hevalimi, canımı, yoldaşımı, aşkımı, hepsinin gülen o masum gülüşünü kaybetmişim bedenen iyi olsam ne olur? kendimi toparladığım zaman hepsini, herşeyi tek tek uzun uzun yazacağım. aramalarınızı cevaplayamıyorum, elimden geldiği kadar mesajlarınıza cevap vermeye çalışıyorum. yanımda olduğunuzu, varlığınızı hissettirmeniz güç, moral oldu bana. iyiki varsınız. ama artık bana bir daha hiç bir zaman "nasılsın" diye sormayın. hayatımdaki en değerli varlıkları kaybettim. ve bir kez daha yineliyorum bu saatten sonra da iyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayın!

--- spoiler ---
1 yıl süren tutukluluğu sonrası çıktığı ilk duruşmada tahliye edilmiş. böyle sebepsiz yere yılları çalınan o kadar çok genç var ki. geçmiş olsun diliyorum.