herkes herkesle sevişir arkadaşlar, şu yüzyılda artık kelimelere kalıplara sıkışmasak mı diyorum. lakin unutmamak lazım, çocukken pipi tokuşturduğumuz ya da hangimizinki büyük diye çıkarıp ölçtüğümüz çocukların hepsi şimdinin homofobiği oldular. dersane tuvaletinde sakso çektiğim çocuğun neredeyse gözüne kadar türban çekmiş karısı var. hayatla ilgili aldığım derslerden biri şu: hayatımız çocukken öğrendiklerimizle değil büyürken unuttuklarımızla şekilleniyor, o adam artık pipi tokuşturduğum çocuk değil, hayır hiçbir zaman erkek öğretmenine içten içe sulanmadı. büyürken beni unuttuğu gibi çocukluktan kalma çoğu şeyi de unuttu. çift kale maçı bitirip zorla onu evcilik oynamaya ikna ettiğimde onun neden baba benimse anne olduğumu unuttu, bana hiç neden anne oluyorsun sen erkeksin demediğini bunu sormaya bile neden gerek duymadığını unuttu. hadi sen şimdi işten gelmişsin ben yemek hazırlamışım dediğimde taşın üzerine koyduğum yolunmuş otu yemek diye verdiğimdeki içimdeki çocuksu sevinci yüzümde okurken o evcilik oyununda gerçekten kendim olurken belki de o da ikimizi gerçek bir aile gibi hissetmiştir, hissettiyse bile hemen o akşam evlere dağılırken kendi "gerçek" ailesine giderken o hissi unuttu. biz unutamadık işte sikeyim biz gaylerin laneti de bu, el kadar çük kadar oğlankenki hislerimiz bile neredeyse o zamanki kadar yoğun. diyeceğim o ki, kimse sonradan eşcinsel olmaz. (bkz:
biseksüel olmak)
kimse sonradan bir penise dokunmak bir erkeğin barsağının içinde gezinmek tıraşlı bir yüzü hunharca öpmek istemez. acaba kaldıysa aklınızda kalmasın, unutun artık o hetero çocuğu.