sonradan eşcinsel olmak

heteroseksüellerin çoğu aslında eşcinsellerin birden bire hop diye karar verip değiştiklerini, eşcinsel olmaya karar verdiklerini düşünüyor. girdikleri ortamlar, takıldıkları mekanlar, arkadaşlar değişince onlara öyle görünmesi normal sanırım. ama bilmedikleri bir eşcinselin o aşamaya gelmeden önce çektikleri, içinde kopan fırtınalar, kendiyle yüzleşmeler, korkular, sıkıntılar. kendini keşfettikten sonra normal olarak kendin gibi olan, seninle aynı şeyleri yaşamış, seni anlayacak insanlarla takılmak istiyorsun. bunu anlamak bu kadar zor mu ya?
hapishane filmlerinden ve dizilerinden anladığım kadarı ile uzun süreli mahkumiyet durumlarında mümkün.
cinsel yönelimler değiştirilemezler ama çeşitlenebilirler. bu açıdan insanlara karşı “eşcinsel, biseksüel” gibi ifadeler değil de mesela “eşcinsel yönelime sahip kişi” gibi ifadeler kullanmak gerekiyor.

ben kendimi bildim bileli eşcinsel yönelime sahip bir bireyim. ileride bir kadından da hoşlanabilirim. ama bunu bilerek yapamam. çünkü yönelimler “hadi şuna yöneleyim” diye oluşan şeyler değildir. bizim elimizde olmadan belirirler.

burada şu merak edilebilir: hetero bir erkek 30 yaşında erkeklerden hoşlanmaya başladığında kadınlara olan ilgisi tamamen bitebilir mi? bunun örneğini hiç duymadığım için şimdilik sadece yönelim çeşitlenebilir diyorum.

ayrıca şu eşcinsellik doğuştandır dogmasından da sıyrılalım lütfen. henüz ispatlanmamış bir şeyi kuralmış gibi lanse etmeye gerek yok. eşcinselliğimizi meşrulaştırmak için böyle çabalara başvurmamıza da gerek yok. sonradan ya doğuştan, yönelimimiz bu ve yaşasın pipi. evet.
sonradan eşcinsel olmak diye bir durumun olduğunu sanmıyorum. kendini geç keşfetmek, kendiyle geç barışmak gibi bir durum söz konusu olabilir. bir ihtimal de biseksüel birinin kendi cinsine olan duygularını yaşamaya başlaması ya da kendi cinsinden hoşlanması söz konusu olabilir. bu durumda da eşcinsel olduğu söylenemez. zaten birinin biseksüel olması illa partner olduğu kişilerle belirlenebilecek bir durum değil. karşı cinsle kuruyorsa bile tüm ilişkilerini bu durumda hemcinsinden hoşlanmadığı, arzulamadığı gibi bir durumdan bahsedemeyiz. çesitli sebeplerle hemcinsiyle ilişki kurma durumu olmamıştır diyebiliriz. sonradan eşcinsel olduğunu keşfeden birinin açılma mektubu var şurada. az çok sürecin nasıl işlediğini de anlatıyor aslında. (bkz:lauren morelli)
http://kaosgl.org/sayfa.php?id=17623
ben bu konunun uzmanı değilim lakin atanarak olmadıysa sorun yok gibi. sonuçta hayat bir uzun serüven. yolda birçok şeyle karşılaşmak, değişmek, farkına varmak mümkün. bu işin böyle 'sabah uyandım a aaa aaa nolmuşum ben ya böyle' türünden olmadığını düşünüyorum.
ben bunun bir nebze de olsa fırsatını yakalamak ile ilgili olduğunu düşünüyorum. çocukken benzer deneyimlere sahipken sonradan bunu süregelen yaşamımda tekrar denemediği için normal yaşamına devam eden kendini bulunduğu bedenin cinsi olarak adlandıran ve eşcinsel olma ihtimalini hiç düşünmeyen insanlar var. hatırlayın küçükken pipilerinizi öpüştürdüğünüz o çocuğu şimdi evli barklı çocuk sahibi oldu. gidip sorsan var mı moruk sende hareket diye belki kavga çıkar. biz ne yaptık başka fırsatlar çıktı karşımıza gene pipi opuşturduk o unuttu. kızlardan hoşlandık karnimiza ağrılar girdi. başrolde senin ve onun olduğu türlü senaryolar dolu içinde çokça kahramanlık barındıran hayaller kurduk. onu severken bir gün sana ait olmayan bir göt gördün ona dokundun. sana ait olmayan bir penis gördün onu elledin. yer yer yanlış geldi ama devam ettirmek istedin belki kadın memesi unutturur dedin oda güzel buda dedin.
içinde bulunduğumuz bu hali ancak bunu hissedenler anlayabilir bilmeyene anlatmak çok zor o yüzden hep bir acaba kalacak kafamızda.
küçükken tv de birsey izlerken diğerlerine bakardım acaba onlarda şuan ekrana bakınca benimle aynı şeyimi görüyor diye.
şimdi anlıyorum aynı şeyi goruyoruz ama farklı hissediyoruz. bunun sonra ve öncesiyle ilgisi yok maruziyet ile ilgisi var bence.
herkes herkesle sevişir arkadaşlar, şu yüzyılda artık kelimelere kalıplara sıkışmasak mı diyorum. lakin unutmamak lazım, çocukken pipi tokuşturduğumuz ya da hangimizinki büyük diye çıkarıp ölçtüğümüz çocukların hepsi şimdinin homofobiği oldular. dersane tuvaletinde sakso çektiğim çocuğun neredeyse gözüne kadar türban çekmiş karısı var. hayatla ilgili aldığım derslerden biri şu: hayatımız çocukken öğrendiklerimizle değil büyürken unuttuklarımızla şekilleniyor, o adam artık pipi tokuşturduğum çocuk değil, hayır hiçbir zaman erkek öğretmenine içten içe sulanmadı. büyürken beni unuttuğu gibi çocukluktan kalma çoğu şeyi de unuttu. çift kale maçı bitirip zorla onu evcilik oynamaya ikna ettiğimde onun neden baba benimse anne olduğumu unuttu, bana hiç neden anne oluyorsun sen erkeksin demediğini bunu sormaya bile neden gerek duymadığını unuttu. hadi sen şimdi işten gelmişsin ben yemek hazırlamışım dediğimde taşın üzerine koyduğum yolunmuş otu yemek diye verdiğimdeki içimdeki çocuksu sevinci yüzümde okurken o evcilik oyununda gerçekten kendim olurken belki de o da ikimizi gerçek bir aile gibi hissetmiştir, hissettiyse bile hemen o akşam evlere dağılırken kendi "gerçek" ailesine giderken o hissi unuttu. biz unutamadık işte sikeyim biz gaylerin laneti de bu, el kadar çük kadar oğlankenki hislerimiz bile neredeyse o zamanki kadar yoğun. diyeceğim o ki, kimse sonradan eşcinsel olmaz. (bkz:biseksüel olmak)
kimse sonradan bir penise dokunmak bir erkeğin barsağının içinde gezinmek tıraşlı bir yüzü hunharca öpmek istemez. acaba kaldıysa aklınızda kalmasın, unutun artık o hetero çocuğu.
ben misal, doğduğumda eşcinsel değilmişim, ister inan ister inanma, sonra 10 yaşıma bi girdim ana eşcinselim.

çok geç buldum doğru yolu ama allahıma hamdüssenalar olsun 10 yaşımdan beri eşcinselim.
  • /
  • 2