the hours

3 Entry Daha
büyük, küçük tüm trajedilerin hayatın doğası gereği yaşandığını anlatan olağanüstü film. neredeyse tüm oyuncuların döktürdüğü, virginia woolf'un hayata bakışını hayli iyi yansıtan filmdir. öyle kederli ama öylesine durudurki, izlerken ağlarsınız ama küsmezsiniz hayata. yüreğinizi, zihninizi paramparça eden film, final yaparken kırıkları ve sökükleri dikmeye çalışmaktadır. çünkü varolmak başlı başına bir sancıdır. bunu kabul etmek bizi rahatlatır ve hayatla barıştırır. finalde karanlık tünelin ucundaki ışık bize mutluluğun uzakta aranmaması gerektiğini ve sürekli gelecekle ilgili hayallar kurmanın o an yaşadığımız mutluluğun hazzını kaçırabileceğimizi söyler. bu arada nevrotik kadın virginia woolf rolünde nicole kidman'ın olağanüstü oyunculuğunu hala hatırlıyorum... ah be nicole, bok vardı yüzüne estetik yaptıracak!

son söz:

" i don't think two people could've been happier than we've been."
7 Entry Daha