yağmurdan sonra gelen toprak kokusu

burnumuza gelen actinomycetes sporlarının kokusudur. duygusallığa gerek yok canlarım
üzerimde sedatif bir etki bırakan ve gördüğüm an müzik, çay, sigara üçlüsünü de olaya dahil ettiğim mevzudur.
"toprak sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar? "

mısrasi eşliğinde daha da anlamlanir sanki bu koku.
yağmurun yağdığı muhite bağlı olarak ve haliyle yağmurun altında kalan toprağın tarihsel alaşımıda göz önünde bulundurularak hayli zengin bir aroma yelpazesine(gübre,saman,tezek,gül,çimen,) sahip algı. iyimser aşıklar tarafından 'hadi elele tutuşalım' cümlesiyle bitmesi muhtemel bir diyaloğun anahtarı.
yanlış kurulmuş belirtili isim tamlaması örneği. belirtili isim tamlamasından tamlayanın önüne gelen tanımlayıcı tamlayanı tanımlar, bu örnekte de yağmurdan sonra gelen tanımı esasında kokuyu hedeflemişken, yanlış kurularak sanki gelen şey toprakmış anlamına gelir. doğrusu ya yağmurdan sonra gelen toprak kokusu (belirtisiz isim tamlaması) ya da toprağın yağmurdan sonra gelen kokusu olmalıdır ki kastedilenin yağmurdan sonra gelen toprak olmadığı varsayımına dayanıyorum her mantıklı ve türkçe bilen kişi gibi.
asla değişmeyen, eskimeyen, yok olmayan, nerde olursanız olun sizi bulup geçmişe götürebilecek yegane kokulardandır.
bir rivayete göre de sevilmesinin sebebi yaradılıştan dolayı toprağın insanın özünün, hammaddesinin kokusu olmasıymış
isterlerse ağaoğlu gibi düzenbazlar onlara ormanlar içinde kurulmuş "doğayla uyumlu yaşam alanları" vaadetsin, metropol insanlarının bir daha duyamayacağı, gelecek kuşakların asla bilemeyecekleri kokudur.
suları kirlettik, havayı çürüttük. toprak ise her tarafını sarmış çıbanlarindan irinler akan bir cüzzamlıdan farksız, can çekişiyor.
ölümün kol gezdiği bir coğrafyada, hayata dair bir renge, bir kokuya rastlamak mümkün olur mu?
orjinali elissa tarafından söylenen ah men ahwak şarkısıdır. arapçası daha bir dertli, insana of dedirten cinstendir.