nino

Durum: 78 - 0 - 0 - 0 - 06.12.2016 18:59

Puan: 1336 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

pasif agresif

birikip birikip -yet her- diyen insancıkların bu yönüne verilen ad.

bunun olaya, duruma, kişiye bağlı olabileceği kanısımdayım. çünkü ben sevdiceklerimi tepeme çıkarırım gram gözüme batmaz onlara birikmem. ama dışarıya resmen loading. ne derece doğru bir benzetme olacak bilmiyorum ama etkilendiğiniz adam neyse ona göre şeyolmak gibi. dolayısıyla bendeki asıl adı pasif agresifizm değil vers agresifizmdir.

saygılar

ayı sözlük itiraf

vakti zamanında gözüme toz kaçarak gılgamış destanı yazdığım başlık.

şimdilerde itirafa değer tek şeyim aslında oo güçlüyüm yalnızlık iyidir kendime yetiyor özgüveninin aslında sözden ibaret olduğu, içten içe bildiğin gayet de rahatsız olduğum bir durumdur.

bunu kendime itiraf edemiyorken koca sözlüğe itiraf edebilmek güzel bir başlangıç gibi. varsa alırım bi kardeş (!) biz senin yanındayızınızı.

nino

yıllar sonra sözlüğe geri dönen buraları çok özlemiş biri.

geçen bu yıllarda formatı, entryi, yazmayı ve hatta okumayı unutmuş (tamam o kadar da değil) tutup kollarından kaldırmanız gereken bir yazardır efenim. varsa alırım bir hoşgeldininizi.

budapeşte

söylemesi ayıp bekaretimi verdiğim melmeket. her açıdan bir kez pişman olmamışımdır buna sebep olmamıştır budapeşte ce insanı. insanları fiziken ruhen bu kadar iyi olur. bu yaza oralardan misafirim olacak gelmek görmek bir budapeşteli tanımak isteyen olursa ıııı kıskanmazsam eğer tanıştırırım. szeretlek budapest diyerek kendi dillerinde aşkımı döküyorum onlara.

ayı sözlük itiraf

ekşi sözlükten atılma ve bir boşlukta yalnız olma gibi sebeplerden ötürü uzun zamandır girmediğim sözlüğe giriyorum bugün. amacım ne izdivaç programına çevirmek burayı ne de siyasi sosyal mesajlar vermek. bi şey arıyorum yeni bi şey şöyle konuşmalık aklı başı yerinde olanından. varsa biri gelsin anam iki lafın belini kırmaya. bunaldım yeminle bunaldım. sevgilerle.

tahrik olmak

hoşlanılan erkeğin -hala açılamadığın- benimki tuvalet kağıdı kartonundan geçmiyor, tam bir testesteron bombasıyım, nişanlımla çok büyük olması nedeniyle sex yapamıyoruz gibi sözlerle beni bir aydır hoşnut mu desem ııı şey eden şey işte tahrik olmak. daha ayrıntıya girsem daha neleeer neler.

ayı sözlük itiraf

şöyle deli anlatasım var onu. çünkü hep mutlu ediyor beni biricik heterom. görgüsüzce, kezbanca, sabahtan akşama kadar, bugün "bana şunu yaptı, bunu dedi." muhabbetine girmek istiyorum ama çekiniyorum be sözlük. ah bir görseniz ah bir gülümsese size de off detaya zaten girmek istemiyorum! yoksa dökülüvereciğim her şeyi şuracıkta saatlerce bir el atıverin şu mutluluğuma paylaşıvereyim sizlerle.

subjugator

aslında gayet güzel entrylerin sahibi ama belli ki dadanmış birileri eksileyip duruyor. olsun olsun ne güzel işte birileri uç noktada duygular besliyor sana bak bana yaptıkları gibi oysuz oysuz geçmiyorlar. hoşgeldin demek için geç bir tarih belli ki ama entrylerinden tanıdığım yazar memnun oldum okuduğuma.

ayı sözlük itiraf

ilk ilişkimi yaşadım sözlük. 23 yıl beklemeye değer bir şekilde hem de. çünkü elimi tutarak uyudu, çünkü terledin susadın mı su getireyim diyecek kadar ince düşünceli biri çıktı karşıma. ha böyle betimliyorum diye kezbanlığım tuttu yine sanmayın. meğersem duygularım köreleli gerçekten uzun zaman olmuş. muhtemelen hala canımı en çok yakan şey çıplak ayakla legoyla basmak falandır. çünkü o günden sonra hiç görüşmedim çok iyiydi iyi ki onunla oldu ama hiç gözüm aramadı. muhtemelen en sinir olduğum şey hala muhtemelen çorabımın ıslanmasıdır. değişmişim sözlük hem de çook bu hengamede olgunlaşmışım resmen. bu bekleyişte kendimi, aşkı, duyguları unutmuşum. charlmender'dan charizard'a dönüşmüşüm sözlük. hayır mı şer mi bilemedim ama sevdim. tamir edilmesi gereken kırık bir kalple yalnız başıma kalmadım bu defa çünkü.

çırılçıplak sevişemeyen insan

du bi sevişeyim de kaldı çıplağı, giyiniği tööbe..

mommo

çok hoş bir filmdi. ulusoyun bir zaman film listesinde denk gelip izlemiştim. saatlerce süren yolculuğumda beni uykudan alıkoyan güzel filmdir bir de sevdiğim bir şarkıya klip gibi birşey olarak kullanılmış hoş olmuş.

http://ayisozluk.com/lnk/ab999b

doğum kontrolü oyununu artık bozuyoruz

kızlar oral yasaklanmış!!!

telefonunuza gelen son mesaj

en son gelen bir telefon numarası onu yazmayacağım buraya ama öncekini tamamiyle yazıyorum:

g.tünü s*ktiminin:) mesaj atma bana kahpe çok süper ders çalışıyorum kendimi derslerime adadım artık:)

en yakın bayan arkadaşımın tabiriyle canım ders çalışıyorum şu sıra beni rahatsız etmezsen sevinirim.

sonra biri gelir içinden onu çekip alır artık yeni birine yer açarsın

ne gerek var canım çok mu tıklım tıkışık çok mu kalabalık bi kalp ki yer kalmamış yeni bir kişiye, ruhu sarışın değilse bir insanın gerek kalmamalı bu duruma duruversin köşede adamceğiz dar mı etti yerini *

alttaki yazara soracaklarım var

neden? evet neden olurdu ama hangi biri için bilmiyorum. çünkü çok doluyum ona. muhtemelen o da bana. ben senin sevgilin için yarattığın dünyada bir piyonum, sonumu biliyormuşsun zaten neler konuşacağıma kadar biliyorsundur o halde neden bana 50-60 yıl verdin de bu zaman sürecinde kimi sevdilerimi aldın şimdi de beni sevenlerden ayırdın beni. inkar edemem gerçekten güzel zamanlardı ancak bunu ben yaşadım senin kurallarınla ya da kuralsız. zaten bir piyonum beni cehennemine göndereceksen mutlu olacak mısın? bu mu vicdanın?

yaşadığın en uç duyguya kim sebep oldu? ne kadar bulundu hayatında,nasıl başladı, nasıl bitti?

yalnızlık korkusu

insan kendisiyle başbaşa kalmaktan neden korksun ki, yalnız geldin yalnız öleceksin ötesi yok. hayal kırıklıkları büyük üzüntüler falan ne gerek var. alıverdiğin insanlar hayatına bel bağladığın değil de belli bir süre mutlu edebilen insanlar olmalı. bu süre uzun ya da kısa mutsuzluk ufukta göründü mü soğukkanlılıkla bitmeli.

kanser

moral bulması için kestane toplamalara gittiğimiz, beraber piknikler yaptığımız küçücük dünyamda çekirdek ailemden sonra gelen en önemli kişiyi 19 yaşından benden alan o lanet hastalık. kızgınım bu hastalığa çünkü benim belki de ilk sevdiğim kişiyi kuzenimi 16 yaşında yakaladı bırakmadı. iğnelerle canını yaktı, çeşitli ağır tedavilerle. çok sevdiği saçları da gitti sonra. bir de iki yüzlü bir hastalıktır ki bu bıraktım seni hadi git artık eskisi gibi sağlıklısın derken daha ağır bir şekilde geliverir bazen. bazen insan doktoru babasına götürün sizin evinizde ölsün zaten hastanemizde yer yok derken duyar ölüm haberini. nefret ediyorum bu hastalıktan. birkaç video birkaç fotoğraftan ibaret bırakıyor işte o çook sevdiğin kuzenini, sevgilini hatta kimisi için annesini, babasını. olmaz olsaydı bu söz bu şey.

esmer erkek

ay kokar o gıııı

diye bişey yok yeme de yanında yat.. *

ayı sözlük yazarlarından alternatif nickler

bottom model
naşlanmış yumurta

fikir intihali

okuduğum en dikkat çekici entrylerin sahibi, seviyeli ve içten belli ki bir iyi bişey işte duygusal falan. okuduğum kadarıyla tanıdığım tanıdığım kadarıyla tanışmak istediğim yazar. umarım aradığı o kişiyi bulur ya da bulmuştur *
  • /
  • 4
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 78

aşık veysel

bundan 36 yıl önce, 21 mart 1973'te aramızdan ayrılan kişi... o'dur ki sunay akın'ın anlattığı bir hikâyeyle, bir kez daha tazelenir belleklerimizdeki yeri...

anadolu'nun orta vilayetlerinden bir köyde, yavaş yavaş güneş batmaya, hava kararmaya başlar. karanlık iyice çöker köyün üzerine. evlerden birinde bir kadın ve adam yatma hazırlığı yapmaktadır. erken yatıp yarın sabaha, güneş ışığına erken uyanılacaktır. adam üzerini değiştirir, yatağına yönelir.
evin penceresinden, karanlık bahçeye vuran ışıkta, ağaçların arasında bir gölge belirir. kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser. kadının sevgilisi bahçededir...
tam sözleştikleri gibi, sözleştikleri saatte ve yerde adam onu beklemektedir. kadın kocasının uyumasından emin olunca...
sessizce yataktan kalkar, üstünü giyer... ve pencereden aşağıya atlar.
başka bir adam için... kadın kocasını terk eder…
koşarlar iki sevgili... kaçıyorlar... tarlaları, ovaları aşarlar...
anadolu'da bir köy nasıl nasıl koşmasınlar ki. arkalarından onları kovalayacak onca şey vardır... namus belası. töre cinayetleri... yoksulluk... cefa... korku... arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler...
köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca soluklanmak için dururlar...
kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki ;

"evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor"...

çıkartıp bakarlar ki!
ayakkabısının içinde bir tomar para!
kocası her şeyin farkında... biliyor ki gidecek...
"beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. bana emeği geçti"
yaban elde muhtaç olmasin diye!
o yoksul köylü;
bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koydu...
o güzel insanı...
o onurlu davranışı sergileyen...
o terk edilen adamı...
hepiniz taniyorsunuz!
çünkü o ;
bir dizesinde bize yürekten seslendiği gibi...
uzun ince bir yoldaydı ve
gidiyordu gündüz gece...
şimdi sorarım size ;
bu memlekette töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır? yoksa... Âşık veysel gibi hayatında hiç kitap okumasa, okuyamasa bile...
kitap gibi hayat yaşayan adamlar mi yakişir?

absürd cinsel tabular

sevişirken evcil hayvanının bir kenarda izlemesi

tanrı

hristiyanlıkta isa'nın babası, müslümanlıkta muhammed'in sevgilisi. tercihlerini merak ettiğim varlıktır yani.

hakan akkaya

ama o heteroseksüel eminim. heteroseksüel bir kadın o!

ayı sözlük itiraf

bu entry bu sayfadaki en içten duygularla yazılmış olandır belki de.

son birkaç gündür sadece birkaç saatin etkisindeyim ve karmakarışık herşey. çook sevdiğim en yakın arkadaşlarımdan smokebl'in başını şişirdim resmen sırf bu sebepten. altı üstü spor salonunda harika bir vücuda sahip biriydi. kendi çapımda sadece beğeniyorsun ama bişey yapacağından değil kalacaksın yine bakire halinle diyordum. davet ettim yarım yamalak türkçesiyle geldi evime biscolata erkeği mülteci. gidecekmiş kabul olmuş sığınma hakkı. doğumgünüymüş üstüne üstük o gün. bana ayırmış o gününü. ailesini bir daha göremeyeceğini, yaşadığı-yaşayacağı şeylerin zorluğunu falan konuştuk. bilmiyorum kaç mülteciyle muhabbetiniz oldu ama klasik onların yaşadığı şeylerin duygusallığıydı. öyle sanıyordum. sonra ağır basan ülkesini reddetmeye zorlayan inancını kırarak tanrı dedi, tanrı beni seviyor artık ve sanırım bağışladı beni dedi. iyi bir hayat umduğuna yordum ama neden diye sordum gayri ihtiyari. çünkü seni tanıdım sonunda geç de olsa tanıştım seninle ve farklı dillerimiz kültürlerimiz olsa da sen beni anlayabiliyorsun ben de seni dedi şiveli ingilizcesiyle. şaşkın gözlerle ona baktığımda onun gözlerinde şaşkınlık değil yaş vardı. beni de seven birilerinin olacağı hevesi sardı beni o an özgüven eksikliğimi tamamlamıştı belki de. içiyorduk o sırada geç olmuştu gitmek istedi. kalmasını söyledim, ısrar ettim rahatsız etmeyeceğine inandığında kalmayı kabul etti. uzandık ve o garip muhabbet devam etti.
uykumuz gelmişti ve uyuma kararı aldık arkamı döndüm uyumak için derken uzanan kocaman bir kol beni sardı. onun ben, sarmalayan kocaman vücudunda küçücük kalmıştı bedenim. kaslarındaki bütün kıvrımı hissediyordum resmen hafiften batan vücut kıllarıyla. olmasından emin olmamakla beraber ilklerimizi yaşama gel gitindeydik ikimiz de. karar verilmek üzereydi derken bilmediğim bir dille konuşulan bir telefon geldi ve evine hırsız girdiğini söyleyip çook özür dileyerek gitti. kaldım bir başıma yine ondan önceki gibi bütün yalnızlığımla. gerçi kedimi gözardı edemem beni hiç yalnız bırakmadı o. ertesi gün aradım mesajlar falan derken yok ulaşamadım. bir gün sonra gidecekti biliyordum. gittim ve o gülen gözleriyle orada duruyordu. kızdığımı söylemeden geçemezdim tabii ki ama çok geçerli sebepleri vardı ikna etti beni. sarıldık sımsıkı çokça. 20-30 arkadaşı onu beklerken sımsıkı sarılıyordu bana. muavin istanbul yolcusu kalmasın demesine rağmen koca vücuduyla sımsıkı sarılıyordu bana boynumdan defalarca öperek. herneyse bindi gitti ve ben kaldım yine boynu bükük gözü yaşlı teeeğk baaşıma. bu defa gerçekten geçerli sebepleri var mı bilmiyorum ama yine yok cevap aramalara, mesajlara. belki yarın california'ya gideceği için onu unutmamı istiyor, beni unutmak istiyor, belki çok farklı geçerli-geçersiz sebepler.

sabırla okuyun ve bişeyler önerin sözlük bu ne bunun adı ne? doğumgününde bana gelen mülteci beni bu kadar etkiledikten bir gün sonra nasıl gidebilir? gideceğini bile bile beni nasıl bu kadar etkileyebilir? kezbanım tamam da bu da yapılmaz ki. boşuna ayı dememişiz demek ki şu canavar vücutlu nasır kalplilere ayı işte aaaayııı aaaayııı. yardım et sözlüüük yardım idin gomşulaaar..

adem ile havva

ensest ilişkinin yasak olduğu inancın hayatı ensest ilişkiyle başlatması durumudur. tanrı'nın fikir değiştirmesi çelişkisi, vazgeçmesi gibi tabirilerle de adlandırılabilir.
''aaa bak bebeğim ikizinle yapmak yok git diğer kardeşine yaz'' diyen tanrı'nın yüzyıllar sonra ''pff naaptım ben yok olm kardeş kardeşe dalar mı .s.s'' çelişkisidir.

ermeni soykırımı

kimilerinin 'diğer taraf''tan bakıp evet türkler soykırım yapmıştır diyerek kendilerini -objektif- hatta ve hatta -marjinal- sandığı şu mesele. objektifliği şöyle öğretmek isterim size evet belki şımarık bir tavır gelecek ama evet öğretmek. ermenilerin bölünme düşünceleri sonucu çıkan karşılıklı ölme-öldürme olayıdır. ölenlerin bir kısmı yaşadığı coğrafi bölge nedeniyle ebeveynlerimin hala-teyzeleri. henüz altı aylık bir bebekken süngüye takılarak öldürülen annemin amcası ve güzelliğinden dolayı tandır adı verilen kuyu fırında tecavüzden saklanan kuzenleri gibi olayları bilmeme rağmen ırkçılık karşı tavrımdan dolayı önyargımın olmaması insanın yaşadığı doğduğu coğrafyanın karakterini etkilemeyeceği düşüncesine sahip olmak objektifliktir biline .

absürd cinsel tabular

sevişirken evcil hayvanının bir kenarda izlemesi
Henüz takip eden biri yok.