28 haziran 2013 diyarbakır lice müdahalesi

5 Entry Daha
2009 yılında, koyun otlatirken bir karakoldan atılan top mermisi ile parçalanarak can veren ceylan önkol'un memleketinde yaşanmış olaydır. bu ayrıntı "ama insanlar bir karakol inşaatina neden karşı çıkar ki" diye korunakli medya köşelerinde saf saf soranlara bir şeyler anlatır belki.
o zamanlar, memleketin "orası"'nda meydana gelen cinayetler, myanmarda ya da endonezyada yaşanan olaylardan çok daha az öneme sahipti.
dicle kenarında kaybolan bir kuzunun hesabını soracak vicdandan yoksunduk henüz...
ama sonra gezi direnişi oldu ve çok şey degisti.
ülkenin bu yakasinda oturanlar, o köşe başlarını tutanların, üç beş yağlı kemik uğruna ne yalanlar
söyleyebileceğini, ne kadar alçalabileceklerini kendi gözleriyle gördüler. ve bu vicdan yoksunu karalama korosunun yaşadığı medya towerların önlerine toplanıp "size ne vaadettiler?" , "kaleminizi kaça sattınız? " diye hesap sordular. ilk kez...
gezi parkı direnişi boyunca kaldığımız çadır tam da hrant dink caddesi ve ceylan önkol sokağının köşesinde, pınar selek meydanına bakan yerdeydi.
bir çok insan ilk kez, kendileri gibi mağdur olmuş insanlarla empati kurmayı orada öğrendi.
yaralarımızın acısının aynı olduğunu, ve onların ancak bir dost eliyle iyileştirilebileceğini ilk orada öğrendik.
bizi ve ülkemizi kurtaracak olanın, birbirimizin boğazına yapışmak değil, birbirimizin linden tutmak olduğunu gezi direnişi gösterdi bize.
ve dün gece beşiktaş'ta kadiköy'de yürüyen insanlar, ilk defa lice'ye "yalnız değilsin" diye ses verdiler.
ilk defa.
ve türkiye, istanbul'dan diyarbakıra kadar, direnirken daha güzel olduğunu bir kez daha gösterdi.
2 Entry Daha