abd vizesi

fasikül fasikül topladığınız belgeler, don renginize kadar soran ds160 formunun çıktısı ve 160 dolar vize ücretini ödediğinizi kanıtlayan banka dekontuyla alınan vizedir. vize görüşmesi esnasında onlar zaten ekranlarında sizin her şeyinizi hatta aile bireylerinin durumunu dahi görmektedir. belgeler için yırtınmanız sırf zorluk olsun diye yaptırılır. çileli bir süreçle topladığınız belgelere bakmadıkları gibi kısacık bir konuşma ardından size 10 senelik vizeyi verirler ya da reddederler. işlemler yapılırken etrafta eğilip bükülen, dil döken ve hatta ağlayan insanlar görürsünüz. vize legal ayrımcılıktır ve evet biz üçüncü dünya ülkesiyiz.
son iki yıl içinde schengen vizesi almış olanların kolaylıkla alabildiği vizedir.
6 ay, 1 yil veyahut 10 yil opsiyonu ile verilen vize.

gidip de red yiyenlerin en buyuk hatasi ingilizce bilmedikleri halde nedeni bilinmez bir sekilde 'cool' gorunmek icin ingilizce biliyor gibi davranmalaridir. gidip amerikada ne yapacaksin sorusuna "eeoouu i go new yorrk very beatiful" modunda cevap alinca adam basiyor tabii reddi aninda.
olayin ozu ingilizceyi sakir sakir konusmak degil yalan soylememektir. konusamiyorsaniz turkce cevaplayin. red yediyseniz ama illa ki gidecem diyorsaniz bir daha basvurabilirsiniz.

isin en komik yani da o kadar saat bekledikten sonra karsidaki yetkilinin vizeniz onaylandi lafindan itibaren cevrede bekleyen koca amcalarin size melul melul bakip giciklanmalaridir.
konsolosluğa ayak basmanızla size hissettirilen "abd gözünde siz ezik 3.dünya ülkesisiniz" havası ile başlayan ve ardından yapılan her uygulama ve size yöneltilen her soru ile sizi bir terörist, aç insan ve akla gelecek her tür küçümseme sonucu "sokarım sizin vereceğeniz vizeye" denilen bir tuhaf eziklenme silsilesinin genel adı.