avrupa yakası

anadolu’dan kop gel düz git ankara’yı geç sağdan, bursa’nın biraz yukarsı, altunizade’den sonra köprünün hemen aşağısı, avrupa yakası ... diye devam eden jenerik müziğe sahip,türkiyede ki sit-com'ların efsanesi olan dizi.
kamera arkası görüntüleriyle bile güldüren eski dizi. benzerini bulmak mümkün değil. yalan dünya bile tutmadı.
bu gece de yalnız gecelerimde tek dostum olan dizi. *

edit: çook iyi gelen,yarıla yarıla gülmeme neden olan dizi.
çok özledim lan ben bunu. eski bölümlerine sardım yine deli gibi. özellikle selin aslı ve burhan sahnelerine hala gülüyorum.
en sevmediğim karakteri "burhan altıntop" olan türkiye'nin en başarılı komedi dizilerinden birisidir. neden sevmiyorsun dersen çok zorlama bir karakterdi. ilk sezonlardaki dizinin sakin hallerini daha cok seviyordum.
2000 li yılların tv fenomeni. gülse birsel in yazdığı ve çok başarılı bir kadroyla beraber oynadığı tv dizisi. özellikle 1-2-3-4 sezonlarda kaçırmadan izlediğim, gülerken koltukdan düştüğüm bir diziydi. tekarlar bile halen güldürür.
istanbul un 212 telefon kodlu bölgesi
şu aralar sıcak yaz gecelerinde malesef ki yapacak birşey olmadığından ve yalnızlıktan internetten tekrar izlediğim dizi.*
aklıma geldiği zaman sıcak yaz gecelerini, playstation başına dikilip hayvan gibi oyun oynadığımız zamanları* aklıma getirir. o zamanlar akşam olduğunda hava daha gizemli bir ana bürünürdü, her yerde yıldızlar vardı. akşam balkona çıkıp, sohbet ederdik. bir yandan da televizyonu kimse izlemediği için büyük televizyona konsolu bağlayıp street fighter alpha 3 oynardım. bu o zamanlar benim için en eğlenceli, en heyecan verici olaydı. akşam yemeğini yerken bir yandan da güneşin batışını izlerdik. dairenin balkonu batıya bakıyordu. o zamanlar oyunlar şimdikinden daha mistik gelirdi. hele o spyro'nun demosunu oynadıktan sonra "acaba gerçeği nasıl" merakı beni öldürmüştü. neyse ki crash bandicoot serisi vardı. sonra spyro 3 cd'sine sahip olmam sonucunda spyro'yu da oynamıştım gerçi. o da ayrı bir dünya. silent hill ile ilk tanışmamız o yazdı*. silent hill'deki bir yeri geçememiştik, sonra içeriye gidip avrupa yakası izlemiştik, akşama çiğköfte yoğurmuşlardı bizimkiler, bir yandan onu yiyorduk.

niye bunları anlattım bilmiyorum. avrupa yakası güzel diziydi, insanın içini açıyordu. gülmekten yerlere yatıyorduk. keşke yaprak dökümü izleyeceğime daha çok avrupa yakası izleseymişim. böyle karamsar biri olmazdım ne güzel. ikisi de çarşamba akşamına denk geliyordu.
karrrgalaaarr cem beyy karrrrgalaaaarrr
bazen yemek yaparken youtube’dan eski bolumlerini izliyorum. ve gecen gun 174. bolumde birsey farkettim. dakika 35:51 civari. volkan’in oglu oldugunu soyleyen bir karakterin uzerinde mor bir t-shirt var. t-shirt’te yazan su: “proud supporter”. ve t-shirt’te jockstrap resmi var. bilincli bir sekilde mi o t-shirt secilmis bilemem ama o zamanlar bunu tv’den izleyen lgbti+’larin takdirini kazanan bir bolum olmustur muhtemelen.