azil

arapça kökenli bir sözcük. azletmek. görevinden almak. dışarı çıkarmak.

arapça'da aynı zamanda cinsel ilişkide bulunulan kadının hamile kalmaması için ejekülasyondan hemen önce penisi vajinadan dışarı çekmek, çıkarmak ve dışarı boşalmak manasındadır.

azil, bir hakan günday romanının adıdır aynı zamanda.

--- spoiler---alıntıdır---
azil

(deha ve delilik arasında seyreden bir hayat...)

teknoloji, insanların davranışını, ahlakını, sosyoekonomik ilişkilerini, asla geri dönülmeyecek bir biçimde değiştiriyor. söz konusu değişim, insanlığın amacından sapmasına ve doğadışı, adsız bir türün yeşermesine neden oluyor.
insanlığın bin çabayla iki bin yılda yarattığı asgari ahlak, elli yılda televizyon tarafından çiğneniyor.ve on yıldır da internet tarafından yutuluyor.

bireyin yalnızlığı, toplum dışına çıkmasıyla sonuçlanıyor.toplum dışına itilen (ya da bunu kendi tercih eden) birey, kendi doğrularını yaratıp onlarla yaşamaya başlıyor. zamanla toplum ile birey arasında genişleyen ahlak farkı, ikisinin de hastalanmasının temel nedeni oluveriyor.

hakan günday "azil"de içinde yaşadığımız toplumsal yapıya yönelen eleştirisini, modern insanın "hiç"leşme sorunsalını, gerçek, hayal, kâbus arasındaki geçişler ile zaman ve mekân geçişlerini, yer yer sertleşen ifadelerle öyle ustalıkla aktarıyor ki, okuyucuyu adeta tokatlıyor.

yazdıklarıyla uçları zorlayan genç yazar hakan günday her ne kadar yeraltı edebiyatı yapmadığını söylese de, insanı rahatsız ve tedirgin edici, hem sisteme karşı olan hem de sistemle iç içe geçen karakterlerine ustalıkla can veriyor. günday, ana karakteri asil'in psişik özelliğine ve dünya algısına uygun bir dili de büyük bir beceriyle kullanıyor.roman boyunca çok sayıda felsefi tanımlama ve tespit, ana karakterin üslubuyla sıralanıyor.
--- spoiler---alıntıdır---

http://ayisozluk.com/lnk/azilhg
yarrak gibi kitap afedersin. ama insan kaçakçılığı olayının biraz belgeseli gibi de olmuş. tabi iyi belgesel mi kötü mü bilemiyorum çünkü süreci bilmiyorum.
bu gereksiz laf kalabalığı kesinlikle var kitapta. sanırım bunu sadece murat menteş'e yakıştırıyorum.