çalıkuşu

9 Entry Daha
askere gittiğimde kendimi çalıkuşu feride gibi hissetmiştim. resmen kendisiyle empati kurdum, hislerini deneyimledim. sevgilimden ayrılmıştım. bir anda her şeyi bırakıp gitmek istedim ve başvurumu yaptım. gittiğim yerde çok az insan beni anlayabiliyordu. içimde hep bir özlem vardı ama ulaşamayacağımı, sabretmem gerektiğini biliyordum. sevgimi içimde yaşamaya başladım. bir günlük tuttum. söylemek isteyip de söyleyemediğim ne varsa oraya yazdım. bunu neredeyse her gün yaptım. olup biten her şeyi geride bırakıp sadece hayatta kalmaya, günümü geçirmeye çalıştım. bürokrasiyi bizzat yerinde tattım. türlü türlü insan gördüm. annesiz ve babasız büyüyen, yokluk çeken, benim burun kıvırdığım bir yemeği afiyetle yiyen, aldığı üç kuruş maaşı ailesine gönderen insanlar gördüm. eğitimsizliğin ne gibi sonuçlar doğurduğunu bizzat ben kendim yaşadım. feride gibi ben de bazı insanlar için çok geç kalmıştım. öğretemedim. öğrenmek istemediler. bu ne benim suçumdu ne de onların. her gün beslediğim, üzerinden ellerimle kenelerini tek tek çıkardığım, beni görünce üzerime atlayan, gözümün içine hisli hisli bakan dünyalar güzeli bir köpeğim vardı. araba çarptı ve bacağı kırıldı. bunu görmelerine rağmen onu veterinere götürmek istemediler. biz de kendi imkanlarımızla* ona alçı yapmıştık. ve inanır mısınız o kırık bacağın düzeldiğini gördüm. o topallayarak yürüyen köpek ben geri dönmeden hemen önce artık topallamadan koşabiliyordu. sonuç olarak feride ve yaşadıkları yıllar geçse de türkiye'nin hala yaşanmaya devam eden bir gerçeğidir. çalıkuşu bu yüzden çok önemli bir roman ve roman karakteridir.
1 Entry Daha