çarpık kentleşme

birbirinden habersiz binaların değil yeni ve muhteşem yaşam alanları projelerinin çarpışmasının sonucu. böylece sıkıcı tektip yapılar yerine 2 katlı binaya kafa tutan yüz katlı gökdelen, kocaman gökdelenlerin arasında kalmış ve tecavüze uğrayacağına inanan minik gecekondular var olur.

(bkz: steril yaşam)
(bkz: yaşam alanı)
(bkz: ağaç yerine bina dikmek)
yorgunluktan mıdır nedir "çıplak kenetlenme" diye okuduğum başlık. allam sen aklıma mukayet ol. supaneke. amin.
istanbul... her tarafa serpiştirilmiş gecekonduların yanı başında oraya buraya dikilen gökdelenler ve tahrip edilen doğa ile tam teçhizatlı bir kaos...
birçok yoğun nüfuslu şehirde boş bulduğu yere beton döken insanların oluşturduğu habitat.

(bkz: önce ben gördüm)
(bkz: arsa kapmaca)

çözümü kesinlikle insansız sokaklar, alışveriş merkezi üstüne kurulmuş sırça köşkler, tarımsal ya da orman arazilerini katletme pratiğini uygulayan toki ve sözde şehir ıslahına yarayacağı düşünülen kentsel dönüşüm projeleri değildir.

kapitalizmin sınıflar arasında yarattığı derin uçurum nedeniyle genelde büyük şehirlerde görülen kentleşme problemi. sosyal donatısı olmayan, yolları çarpık, yapılaşma görüntüsü bozuk ve altyapısı berbat durumda mahalleler aklımıza gelir çarpık kentleşme diyince. ne yazıkki türkiye gibi memleketler söz konusu olunca kent merkezindeki sözde nezih mahalleler bile çarpık kentleşme sinyalleri verir. bugün türkiyenin vitrini olarak pazarlanan istanbul'un zengin semtlerinde bile boyadan badanadan nasibini almamış apartmanlar, araba karmaşası ve sürekli azalan yeşil alanlar dışında iyi birşeyden bahsedebilir miyiz? bize şehirleşme olarak yutturulan alışveriş merkezleri, gökdelenler ve artan araba kullanımı bir kentin dokusunu ve altyapısını hangi ölçüde düzeltir ya da baltalar? şehrin kalbinde bulunan fakir ve yoksul semtleri kazıyarak çarpık kentleşmeden kurtulacağını sanan neo-liberal aromalı dinci hükümetimiz, o yoksul milyonların bir adresten başka bir adrese taşındığını görmüyormu acaba? istanbul'daki ve diğer büyük kentlerimizdeki çarpık kentleşmeden kurtulmak istiyorsak fakirliğin ve yoksulluğun nedenlerini ortadan kaldırmalı ve insanların barınma ihtiyacını karşılamalıyız. yoksa daha çok ağlarız...

ps: çarpık kentleşmeye en iyi örnek brezilya'nın büyük şehirleridir bence. sao paulo ve rio gibi şehirler bu alanda fantastik resimler verir.
bir neden değil, sonuçtur aslında.
sömürülen ve güdükleştirilen 3. dünya milletlerinin ülkelerindeki arazi-arsa rantıyla sermaye biriktirmek zorunda bırakılmalarının sonucudur.
ne bilime ne de milli kültürlere uygundur böylesi.
sadece paranın ve popülizmin hakimiyeti!
çarpık kentleşme diyince akla esenler, güngören, bağcılar üçgeni gelir.