diyanet işleri başkanlığının kaldırılması

gerçek laiklik için ve tüm dinlere ve mezheplere eşit yaklaşan bir devletin kurulabilmesi için gereken ilk adımdır!

(bkz: diyanet işleri başkanının milyon dolarlık makam aracı kullanması)
(bkz: diyanet işlerinin lades haramdır fetvası)
(bkz: trt diyanet)
özellikle alevilerin on yıllardır en büyük taleplerinden biridir. bir ülke düşünün. anayasasında laik olduğu yazacak ama kurulduğundan beri dokunulmaz bir kurum oluşturacak, tek bir dinin tek bir mezhebinin hatta o mezhebin tek bir kolunun doğrultusunda bir inancı dayatacak, onun geliştirilmesi, yaşayabilmesi için konumlanacak, tüm vatandaşlardan topladığı vergiyi, geliri onların hizmetine dökecek ve diğer inançların asimilasyonu için uğraşacak. diğer inançtakiler veya inançsızlar kendi vergileriyle hakarete, saldırıya, aşağılanmaya hatta yok edilmeye maruz kalıcaklar bu kurum tarafından. bir çok bakanlıktan daha büyük bütçeye sahip olacak. ülkede onca vatandaş, onca etnik-dini grup, onca çocuk-kadın, onca işçi vs.(üstelik müslüman olanlara bile)zulüm görecek, işkenceye uğrayacak, hakları yenilecek, öldürülecek, hapsedilecek, sürgün edilecek, katledilecek, evsiz-barksız bırakılacak, dilenecek vb. ama bu'' ulvi '' kurum bir gün olsun çıkıp da en ufak bir açıklama yapmayacak, engellemek için kılını kıpırdatmayacak. işin en kötüsü ise bu ülkede laiklik diye yırtınan kesimler dahi bu kurumun olması gerektiğini savundular yıllarca. hala da. kemalist tek tipleştirici zihniyet kendine muteber, kontrol edilebilir bir dindar vatandaş profili yaratmak için kurdu bu kurumu ve yıllarca da bu doğrultuda özerk bir taşeron gibi kullandı bu garabet kurumu. şimdi kendi kontrollerinden çıkınca tu kaka oldu. tıpkı ordunun tıpkı yargının tıpkı polisin tıpkı üniversitelerin bir bir ellerinden kayıp gitmesinde olduğu gibi. daha birkaç yıl önce el birliğiyle, polise sınırsız yetkiler veren yasaları geçirenler bugün o polis akp nin eline tamamen geçince polis düşmanı oldular. daha sayabiliriz ama uzar gider. demem o ki laiklik, hak, hukuk, adalet, insan ve hayvan hakları hatta cansız varlıkların hakları, emekçinin hakkı, sosyal devlet şu bu gerçek anlamıyla yoksa bir ülkede, bizim çıkarlarımız değil de her vatandaşın eşit çıkarları doğrultusunda sağlanmıyorsa, faşizm ve yobazlık engellenmiyorsa, tek tipleştirme yok edilmiyorsa o ülkenin burnu boktan çıkmaz arkadaş. biraz şapkayı önümüze koyup düşünmek lazım. sadece ayağımıza basılınca değil başkalarının ayağı acıyınca da sesimizi çıkarmamız lazım.