içselleştirilmiş homofobi, empati, göreceli, genelleme, önyargı, savunma mekanizması... bunlar cümle içinde kullanıldığında gerçekten de çok fiyakalı duran güzide kelimelerimiz. bu tür şık cümleler kurabilirdim ama söylediğim şeyler düşündüğüm şeyler olmazdı. o yüzden söylemem gerekeni değil, söylemek istediğimi söyleyeceğim müsadenizle:
terbiyeyi baştan, baştan ve yeni baştan tanımlayabiliriz her tanımda da apayrı bir kavram ortaya çıkabilir, ama terbiyenin tanımı ne olursa olsun sonuçta çoğumuz yine de ondan yoksun olacağız.
genellemeler çok sağlıklı yaklaşımlar değil, doğru. ancak aynı etkilere maruz kalan insanların benzer tepkiler vermesi de oldukça akla yatkındır. eşcinseller olarak hepimiz yalnız bıraklımanın, dışlanmanın, en sevdiğin insanlar tarafından bile nefret yağmuruna tutulmanın, gizlenmenin, yalnız öleceğini bilmenin, aşık olmaktan korkmanın ve bunun gibi bir sürü saçmalığın pençesinde olgunlaşmaya çalıştık
* ve bütün bu kurşunlar ruhumuza benzer ya da aynı yara izlerini bıraktı. insanlara güvenememe, mutluluğu kıskanma, katlanarak büyüyen doyumsuzluk, yersiz kibir, bencillik ve daha sayamadığım nice ruh kusuru... ve bütün bu malzemeleri hangi oranda karıştırırsanız karıştırın. ortaya çıkan şeyin adına
terbiyesizlik demek her zaman mümkündür.