fethiye'deki tecavüz davası

neresinden başlamalıyım; bilemiyorum. "hukuk devleti" diyorlar ya... cık, safi yalan. inanmayın. yiyorlar hepimizi. öyle bir boktanlık ki neresinden tutsan elin boklanıyor; neresine dokunsan bok kokuyor. ve ziyadesiyle sinir bozucu ve üzücü elbette ki.

olay 2007 yılında fethiye'de gerçekleşiyor. bir genç kıza birsürü "hayvan" "saldırıyor" (o malûm kelimeleri kullanmayacam. hayır) kız suç duyurusunda bulunuyor; mahkemeye gidiyor. ve ironiler silsilesi başlıyor: evvela sanık sandalyesinde oturması gerekenler, aynı zamanda tanık olarak da alınıyorlar duruşmaya.
burada bir link veriyorum: http://www.bianet.org/bianet/insan-hakla...

bitmek bilmiyor bu duruşmalar.
en sonuncusu ve yedincisi 27 nisan 2012'de yapılıyor. işte burda her şey alt üst oluyor. "nasıl yani?" diye kalıveriyor insan.

bundan sonrasını benden dinlemeyin bence. zira nefretimi dünyadillerindeki herhangi bir küfür tam anlamıyla karşılayamayacak.
buyrun, radikal'den pınar öğünç'ün kaleminden okuyun:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?a...

yazık.
tecavüzcülerin çüküne madalya falan da takacaklar mıymış? eğer takacaklarsa o madalyaları o hakimle o avukat ağızlarıyla takabilir mi? olmaz mı? litfen ya? niye ki?
insanlıktan nasibini alamayan bir çok mahluk için teşvik edici bir örnek, kısaca kanunlarımız ve adalet sistemimiz "hayde beyler, oturmaya mı geldiniz bulun bir kaç kadın tecavüz edin" demek istiyor, nasıl olsa cezası yok, illa ki dışı kuyruk sallamıştırda erkek yapmıştır, hem ne olacak erkeğin elinin kiri değil mi? atasözlerimiz bile kadınlara yapılan tacizi destekler nitelikte...