grip

özellikle kış aylarında başa bela olan hastalık. bogaz ağrısı, öksürük, hapşırık ve nezle gibi getirileri var.
ilaç kullanarak yedi gün içinde, ilaç kullanmadan bir haftada geçen garip bi hastalık.
gripken grup sex yapmaktan kaçınılmalı, yapılacaksa da ağız_yüz maskesi kullanılmalıdır.
2 günden beri benim ebatlarimdaki bir adamı bile yataktan cikartmayan pis hastalık
3. gün sonunda dışım 39 dereceyken içim (-)20 derece gibidir. tirtir titretmektedir. bitsin ve gitsin dediğim pis hastalıktır.
nefes alırsın ama aldığın nefesin hayrını görmene engeldir bu meret.
trakyanin havasindan midir nedir bunyeye girdikten sonra cikmak bilmeyen hastalik..
allahın cezası bir hastalık. şuanda kaslarımın ve eklemlerimin uçlarının çalışmadığına eminim.
şu an azıma sıçmakta olan hastalık türü. hayır hiç vaktim de yok ki hasta olmaya. anneee, taze nane, limon, bal, ıhlamur ve azcık karabiber lütfen...
(bkz: nezle)
tutmak, kavramak, birşeyin tutma yeri hatta pençe gibi manalara gelen ingilizce kelime.
geleneksel kış hastalığımdır. 3 günden beri beni yatıran rezil hastalıktır.
kışın vazgeçilmez aktivitesi. kulaklarım, gözlerim, boğazım ve bedenim birbirinden bağımsız, ayrı bir kafadalar hepsi. bu seferkinde antibiyotik kullanmayı reddedip ballı limonlu ıhlamura verdim kendimi. bugün ikinci günümüzdeyiz. hayırlısı.
in olanının güzel şarkıları vardır.

(bkz: gripin)
havalar sicak oldugunda cidden iskence olan, cek cek cektiren ama oldurmeyen hastalik. allah belasini versin.
vücudumdaki sıvıların sümük yoluyla atılımına sebep olan hastalık. tomarlarca tuvalet kağıdı harcadım şu iki günde.
bir ton sopa yemiş olma hissini yaşatan, şu aralar revaçta olan hastalık.
insanı yataktan spatulayla kazıyarak dahi kaldıramayan meret. ne halsiz oluyor insan. gene kapımı çalacak belli ki.
her sene koca kışı hastalıksız atlatıp; baharı sümüklü karşılamak hobim oldu. bir gerçek daha var ki tam ibretliq. hastayken kimse yemek yemez su içmez ben tam tersi hep açmışım gibi hissediyorum.