insanın yaşlandığını anladığı an

çocukların amca veya teyze demeye başlamaları,bu en klasiği,reklamlara bile konu oldu.
arkadaşların evlenip çoluk çocuğa karışması,çocuklarının büyümesi.
yaşıtlarına pek fazla denk gelememek
etrafta çok fazla yeniyetme görmek.
ilkokul arkadaşının kullandığı arabaya bindiğin an.
tükendiğini,azaldığını hissettiği andır.
kumandaya uzanmaya üşenip 2-3 saat futbol yorumu izlediğin zaman yaşlandın demektir. *
aynaya bakarken fonda sezen aksu'nun inanılmaz etkileyen şarkısı kurşuni renkler çalmaya başlar ve dumur olursun. sabah yaşadım efendim bu sahneyi. sözleride şöyledir efendim şarkının;

bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
izlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
yok olmaz erken daha
biraz geç kalın ne olur
hiç hazır değilim henüz
ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
tanıdık değil bana güz
yok olmaz dur
dur gidemezsin
gözlerimin rengi dur
bulutlara dönemezsin
yok alamazsın
beni deli zaman
ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
o gün başka renkte ağaracak biliyorum
ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum

"26 mı? ciddi misin? daha genç gösteriyorsun"

ne kadar genç afedersin 17 falan mı?! olsa olsa diyeceğin 21-22 anasını satıyım sanki 35im dedim de daha genç gösteriyormuşum.
otobüste, alışveriş merkezinde sevmek zorunda kaldığın çocuğun annesinin "teyzesi oğluşumu mu sevmiş ekikieki" dediği andır çünkü zamanında o cümle "ablası" diye başlamaktadır.
artık içine atlet giymek
kıçının kılları kadayıf olmak.
otobüste yer veren değilde yer verilen olduğun an
"müzik ne zaman yüksek geliyorsa o an yaşlandığın andır işte" diye bi önerme hatırlıyorum.
duvara değilde yere doğru boşaldığın an dir
genç lubunyaların aaa bu yaşlıyamı vereceğim dediği anda anlaşılır bir durum
  • /
  • 2