lisede felsefe dersleri

genelde ezbere kaçan, gerektiği gibi işlenmeyen derslerdir. genel akımları, kimlerin neyi temsil ettiği, kimin ne yazdığını, kimin kime hocalık ettiğini bir nesil ezberlemeye çalıştı. buna rağmen kitaptan rasgele alınan cümlelerle, onlara uygun bağlaçları bulmak için kafa patlatmaya çalıştı sınavda *. şimdi düşünüyorum da kimin hangi akımda olduğunu ezberlemektense, adam gibi 2-3 şey tartışsak belki de toplum olarak genel kalıplara sıkışmış olmaz, daha anlayışlı davranabilirdik birbirimize.

ha bi de şimdi aklıma geldi, lise felsefe kitabında immanuel kant'ı i. kant diye yazmaları ise bir nesilin immanuel kant'ı i(birinci). kant olarak tanımasına sebebiyet vardı***. sonra suat kılıç'ın olimpos'un türkiye'de bulunduğunu söylemesine gülüyoruz, bir nesil bu trajediyi yaşadı sevgili sözlük.
bir dönem verilen ve yetersizliği bariz derslerden birisidir. lise yıllarının tamamında sayısalcı olarak alsam ne güzel olurdu dediğim içimde kalan hayaldi.
sayısal ağırlıklı alan öğrencisi olarak, okuldan kaçmadan ders içinde test çözüp deneme sınavı yapabildiğimiz için en çok sevdiğimiz dersti
efendim benim gittiğim lisede bu dersi bir psikopat vermişti bize. size şaka gibi gelebilir ama bu manyak adam birgün sınıfta "sözlü yapmaya karar verdim" dediğinde derste birden bire uçuk çıkaran insanlar olmuştu.

ayrıca bu maymun adam derste konuşana da zulmeder, en yakın arkadaşından ona bir soru sormasını ister, soruyu soran kişiyi azarlar ve 1 verirdi.

nice arkadaş, korkusundan kankasına ahiret sorusu yöneltmek zorunda kalmış, hayatı boyunca pişmanlık yaşamıştır.

lakin bizleri eski okulundaki tırsak öğrencilerle karıştırarak çok hata eden bu sınıfta müktedir pislik birgün ders çıkışı kırmızı arabasının artık o kadar da kırmızı olmadığını görünce hayretler içinde kalmıştı.

dostum biz sinsiliğin ve intikamın kitabını yazmış, plancı ve vurdum duymaz bir gençliktik.okula polis çağırtman hiç hoş değildi doğrusu...

kant için 'bu biraz daha gavurun böyüğü' diyen metin hocayla şahane geçen derslerdi, efendim kendisi sokrates'in peygamber olabileceğini düşünüyordu, ateist arkadaşlarının toplantlarına, yeterince islam bilgisi olmadığı için 'beni yoldan çıkarırlar' diye gitmiyordu, 110 kiloluk cüssesiyle, ramazan ayında sınıfa girip ' ramazan ayı beni çok etkiledi, bi deri bi göbek kaldım' demişliğini hala unutamam, birde sınavından 100 aldığım için inanmayıp beni sözlüye kaldırmıştı, nitekim adam inanmamakta haklıydı, lise hayatım boyunca başarılı olduğum tek ders felsefeydi, lan o sinüzler cozünüzler neydi öyle aklıma gelince gene irkildim bi an
ilk derste hoca gerçek nedir? hakikat nedir? dedi. sonra yıl boyunca boş bırakıp kendi halimize bıraktı. türkiyedeki liselerde genelde boş ders olarak değerlendirilir.malesef..
cidden boş bir ders. bunun gibi sosyoloji, mantık ve psikoloji dersleri de görüyoruz ama bana ve diğer öğrencilere hiç birşey katmadığına eminim. işte bide becokyus gibi sosyoloji sınavının olacağı gün ful fesefeye çalışan manyaklar var hahahahaha işte buda koskoca lisede 1 tane felsefe zümre öğretmeni olmasından kaynaklanıyor. önem verilmeli!

(bkz: lisede sosyoloji dersleri)
(bkz: lisede psikoloji dersleri)
(bkz: lisede mantık dersleri)