madem ki ermenisin istemeden vermelisin

zamanında anneme söylendiği için mahalleyi ayağa kaldırdığı laf öbeğidir.

bundan yaklaşık 10 sene önceydi. annem ve teyzemlerin likör içtikleri ve bünyeyi saran alkolünde etkisiyle atılan ölçüsüz ama içten kahkahaların arasında dinlediğim bir hikayeydi. annemde* teyzemlerde* bakımı, düzgün ve şık giyim kuşamı, yaşamayı oldum olası sevmişlerdir. bu üç kadın ve ablam bana bu dünyada göstermelik olsun diye değil gerçekten medeni olmayı öğrettiler sonuçta. (farkındayım konudan uzaklaşmaya müsaitim. geliyorum mevzuya ama girizgah yapmam gerek)

annem gençliğinde atatürk havaalanında yer hostesliği yapmış. bundan bahsetmek yersiz gelebilir ama zorundayım. bahsediyorum çünkü sık sık gece geç saatte giyimi kuşamı düzgün eve geldiğinden askıntılık yapanı da çok olurmuş. bir de gedikpaşada yani ermeni nufusun yoğun olduğu bir muhitte oturdukları için etraftan yediği lafın haddi hesabı olmazmış. akşam vardiyasından eve döndüğü zamanlar 3-5 kişi önceleri sessiz sonraları da homur homur peşinden annemi takip edermiş. servisten inip eve yürüdüğü 5 dakika burnundan gelirmiş. bir kaç kez bağırınmış çağırınmış ama nafile.

gel zaman git zaman laf atanlardan biri daha çok öne çıkmaya başlamış. herhalde diğerlerininde gözünü korkutmuş ki tek bu herif annemi hem göz hapsinde tutuyor hemde diğer taraftanda laf atıyormuş. bulundukları semtte de bu sıkıntı çoğu kez dile getiriliyormuş ama elden ne gelir. bir süre sonra günlerden bir gün annem sabah vardiyasından eve dönerken bu cibiliyetsiz yine annemin peşine takılmış. havanın kararmasına 1-2 saat varmış. herifçioğlu annemin 5 adım kadar ardında humurdanırken " yafu madem ermenisin istedim mi vermelisin. ammada naz yaptın demiş" annem bunu duyduğu anda tepesi atmış. " sen beni takip et " demiş sakin bir şekilde. daha sonrada ermeni olduğunu nerden bildiğini sormuş yolda giderken. o da " eee! öylesin besbelli... giyime kuşama bak. kadınlığını her yerde belli ediyorsun" diye cevap vermiş.

herneyse annem kısa bir süre sonra kendi mahallesindeki kahvenin önüne adamı usulca getirmiş ve bir hışımla herifin bacak arasına tekmeyi yapıştırmış. tabi adam can havli ile yere kapaklanmış ama bu seferde annem herifi yaradana sığınıp pataklıyormuş. tabi kahvehane ve mahalle ayağa kalkmış. fakat annemin elinden herifi alabilene aşk olsun. sonra annemin bağırışlarından olayı anlayan ahali de anneme katılıp herife bir güzel dayak atmışlar.

tabi bu kıyamet koptuğunda tesadüfen teyzemler ve anneannemde alışverişten falan dönerlerken olayı görmüşler. hayırdır ne oluyor demeye kalmadan emme basma tulumba misali birisinin kalabalık içerisinde hareket ettiğini görmüşler. teyzemler tantanaya daha da yaklaştıklarında ise annemin herifin sırtında saçını başını yolduğunu farketmişler. teyzemler annemi o güruhun içerisinden zar zor çıkartabilmişler. annemi çıkartıklarında ise kalabalığın içinde bu herifin üzerinde kahve ahalisini ve daha önce bu adamdan ya da başka laf atanlardan illlalah eden mahalle kadınların olduğunu görmüşler.

etrafta oldukça büyük yankı bulmuş bu olay. mahalleli bir hayli içini dökmüş ve bir süreliğine bu sapıklıktan kutrulmuşlar elbette. fakat ailem açısından bu olayın sonuçları biraz vahim olmuş. mahalledeki müslüman ahali tarafından olay haliyle dişilik suçu olarak algılanmış. bu olaydan kısa bir süre sonra gerçekleşmiş olan dedemin sene devriyesinde de bu olayın yankıları sürmüş. düşünün mevlüd gibi kutsal bir ayinde bile bu durum annemin ve teyzemlerin giyimi kuşamına bağlanarak hor görülmüş. malum annem ve teyzemler müslüman ahali tarafından daha fazla yadırganmış hatta kimileri tarafından nerdeyse selam sabah kesilmiş. bu durum neticesinde yavaş yavaş gedikpaşayı terk etmek zorunda kalmışlar. tabiki gedikpaşayı terketmelerinin en önemli sebeplerinden biri de o zamanlar fazlasıyla dışardan göç alması ve göçle beraber mahallenin yapısının günden güne ölçüsüzce muhafazakarlaşmasıymış. çünkü mutlu oldukları ve anlaşabildikleri ermenisi, müslümanı...vs kim kaldıysa onlarda mahalleyi bu sebepten terk etmişler.

işte yıllar sonra da o akşam bu garip ve sinir bozucu olay, liköründe verdiği rehavetle kahkahalar eşliğinde anlatılmıştı. bu vesileyle bizde ablamla bu anıyı öğrenmiş olduk. işin en garip tarafı ise bu likör gecesinin 3 kız kardeşin bir arada oldukları son neşeli anlarından biri olarak kalmasıdır.