nasıl bir hayat istiyoruz

insanın sürekli olarak kafasında dönen soru.

raporlu olmanın verdiği rahatlıkla,sabah kalkmamı epey geciktirdim.ama işte vücut öyle alışmış,öyle terbiye olmuş ki 8 buçukta çoktaan ayaktaydım ben,aman sağlam kafa sağlam vucütta bulunur diyerek attım kendimi spor merkezine.malum haftaiçi ve erken saatler olduğundan evhanımları istila etmişler merkezi.sanarsınız spor merkezine değil güne geldim.anam bir kahvaltılık getirmiş karılar,çeşit çeşit. belli ki bir ekip,her gün düzenlenen bir şey bu.spordan sonra karılar geçip,balkona kahvaltı ediyorlar.kakara kikiri,karı muhabbetini pek sevdiğimden ben de attım kendimi balkona.tabi anam evhanımlarının hayatları çok monoton olduğundan,her gelen yeni insana bir anaçlıkla yaklaşıyorlar. sağolsunlar beni de buyur ettiler masalarına.çay may her şey sınırsız,kendimi sanki açık büfe kahvaltıda gibi hissediyorum,bi yedim bi yedim sanki kemiklerim acıkmış gibi.neyse tanıştık,ettik kaynaştık.kimisinin kocası işadamı,kimisinin mühendis,kimisininki doktor..karılar sağlam yerlere kapağı atmışlar,çocuklarıda okumuş,yollarını çizmiş.karıların tuzu kuru.fakat nedense pek acıdım onlara.çok sınırlı bir hayatları olduğunu düşündüm.altüstü bir hayatları var.ölmelerine de az kalmış.bir kere geldikleri bir hayatın özeti: doğdum,büyüdüm,evlendim,yavruladım,büyükanne oldum,öldüm...halbuki tanıdığım kadarıyla kısmen de olsa,bu kadınlar çok daha büyük şeyleri hakediyorlardı,bu kadar basit olmamalıydı hayatlarının özeti...içimi afakanlar bastığından teşekkür ederek terkettim merkezi..

eve gelirken,birsürü gazete aldım...attım kendimi eve..duş aldım..aldım kahvemi elime,geçtim tv nin başına... ah şu aptal kutusu olmasa,bu hayat nasıl geçerdi bilemiyorum,allahtan icat ettilerde şu tvyi,beynimizi kolayca uyuştturdu... müge anlı yı açtım.anam iki tane kardeş eleman öldürülmüş,onların katilleri aranıyor.müge her zaman ki gudubetliğiyle bağırıyor,çağırıyor.aslında bu karınında merkezdeki kadınlardan bir farkı yok.tek numarası ekran önünde olması,para kazanıyor olması,bir de boşanmış olması.ay acaba bu kadının seks hayatı var mıdır diye düşündüm,yok imkanı yok yani bu karı kimseyle sevişmiyordur..merkezdeki sabah tanıştığım karılardan biri kesin bu programı daha iyi yapardı,o zaman bende böyle saçmasapan şeyler düşünmez direkt programa odaklanır,katili araştırırdım.

sonra tv8i açtım. cengiz diye bir dallamayla sema diye bir yosma program yapıyorlarmış.gözüm biraz da ona takıldı.neyse sunucular fena değil ama ben konuğuna takıldım.konuklarıda nazlı hamarat diye biri,hayatımda ilk defa gördüğüm bir saftorik.yarabbim dünyada gördüğüm en salak karılardan biri bu.karının klibini gösteriyorlar ara ara,yanlardan yağlar fışkırmış,saçmasapan dansı var ve en kötüsü de karının sohbeti.ama para bok gibi belli,hatun aileden bayağı taşaklı..ama o koltukta oturması gereken,ekran önünde olması gereken bu değil,merkezde ki sabah ki karılardan biri olsa hiç içim yanmaz seve seve izlerdim kliplerini falan..eminim çok daha işinin hakkının verirdi..

peki kimler mutlu yaşadığı hayattan,hayallerini gerçekleştirdi mi,beklentileri yüksek mi tutmak lazım,fazla mütevazi olmamak mı lazım,nasıl bir hayat istiyoruz; sorular sorular sorular...bunların cevabını bilemiyorum hakikaten...

tek bildiğim çoğu insan hakettiği yerde değil...

düzenli-mutlu-varlıklı-sağlıklı-uzun ve neşeli. eh bir tek uzun ve sağıklı yaşamak kalmış. haydi hayırlısı.
1. ölürken hesabını veremeyeceğim bir şey yapmadığım,
2. ölmeden önce ölümle yüzleşerek öldüğüm,
3. evrende önemsiz bir organizma olduğumu kabul ettiğimi kendime kanıtladığım bir hayattır.

ne kadar fani ve ölümlü olsa da yaşadığını hissetmek gibisi yok.