çok sevdiğim ancak bazen boku çıkartılabilen şeydir.
ahmet oktayın
kuyucaklı yusuf için yazmış olduğu
bir yetimin romanı adlı önsözünü okuduktan sonra kitabı okumaktan vazgeçtiğimi hatırlarım. resmen özetini yazmıştır, romanın. insanın bütün şevkini kırar. nitekim bir roman hiç bu kadar elimde sürünmemişti. yapılır mı bu be bir romana, bana?!
diğer yandan
tutunamayanlar önsöz için yazılmış bir manifesto içerir. hatta birçokları için de aynısı.
selim ışık'ın ortaçağda oynadığı önsözcülük(bir nevi yazarlık mesleği ama değil) benim hayalimdeki meslektir. ama neye yarar, bilmiyorum. hatta önsöz nedir bilmiyorum.