romeo ve julio

blogger kaan arer tarafından yazılan ünlü eser romeo ve juliet'in eşcinsel versiyonu.

romeo ve julio

uzun yıllar önce italya’nın verona kentinde iki büyük soylu aile yaşarmış. montague ailesi ile capulet’ler arasında çözülemez bir kan davası varmış. birisinin annesi birisinin köpeğini vurmuş, sonra birisinin kedisi de diğerinin yengesini derken kan davası bitmez bir duruma gelmiş. kan davası güden bu iki ailenin kavgaları kentin prensinin başını ağrıtmış. majezik haplarının bile ağrısını dindiremediğini fark eden prens bir kanun koymuş: “bu fermanımdan sonra hangi aileden olursa olsun, kim ki kavgaya tutuşur, bu güzel şehrimin huzurunu kaçırırsa tez elden kellesi vurula!”

bu sıralarda romeo’nun başı bir kızla dertteymiş. romeo bildiğiniz o dönemin kazanovasıymış. yeri geldiğinde fırıncının oğluyla, punduna getirirse bakkalın çırağıyla, teneffüslerde okuldan arkadaşlarıyla mercimeği fırında seven bir tipmiş. bunca erkekten sonra dine dönmüş, “süpaneke dinimiz amin” demiş ve şehrin en güzel kızına hasta olmuş. kız yüz vermeyince de romeo panter emel kesilmiş, “kavuşamazsak aşık oluruz” demiş, şimdiye kadar şehrin hetero erkeklerini bile yatağa atmış romeo “bu kızı mı tavlayamayacağım” demiş, işi inada bindirmiş! tüm vaktini bu kızı ikna etmek için harcıyormuş.

romeo o günlerde bay capulet’in oğlu ve müstakbel gelini adına bir parti verdiğini duymuş. bu partiye giderek biraz eğlenmek, biraz da maytap geçmek istemiş. partiye gittiğinde kendi yaşıtlarında kumral, gür saçlı, her bir saç teline hayran kalacağı, oldukça yakışıklı, mavi gözlü bir delikanlı görmüş romeo. yılların çapkın romeo’su bu adamı gördüğü an süt dökmüş kediye dönmüş. adının julio olduğunu öğrendiği adamın bazı feminen davranışlarını yakalamış. ve hemen gaydarını çalıştırıp onun da %80 eşcinsel olduğunu düşünmeye başlamış. ama bu parti julio’nun bayan parise adlı soylu bir kızla sözlenme partisiymiş. yani babaları bu gençlerin evlenmelerine karar vermişler. romeo hemen düşünmeye başlamış acaba bu julio hala kendini kabul edemedi mi yoksa evlenip gizli gizli eşcinsel hayatına devam mı etmeyi düşünüyor?

julio’yu daha iyi tanımak ve eşcinsel olduğundan emin olmak için yanına gitmiş. sohbetleri kısa sürmüş; ama bu kısa sürede bile elinden bir sürü erkek geçtiği için deneyimli bir gey olan romeo artık her şeyden emin olmuş. hatta julio’nun da kendisinden hoşlandığını bile anlamış.

julio bir gece odasının balkonuna çıkıp, o partiden beri beynini kemiren düşüncelerini, içinde büyüyen aşkını monolog olarak konuşmaya başlamış. romeo’ya olan aşkını artık içinde tutamayacağını, onsuz yaşayamayacağını anlatmış. masal bu ya tam da bunları söylediği dakikalarda romeo onların meyve bahçesinin duvarının üstüne oturmuş onu izlemekteymiş. romeo günlerdir sabırla bu anı beklediği için bir an bile sabredememiş ve ortaya çıkıp aşkını ilan etmiş

aradan birkaç gün geçmeden hemen buluşmuşlar ve papaz lawrence’ın yanına gitmişler. papazı tek başına yakaladıkları an romeo hemen durumu izah etmiş. “papaz biz evlenmek istiyoruz. bu dünyanın ilk evlenmiş eşcinsel çifti olarak tarihe geçmek istiyoruz.” demiş. papaz karşı çıkmış: “çocuklar siz aklınızı mı kaçırdınız, ne istediğinizin farkında mısınız!” filan demiş ama romeo’nun elinde büyük bir koz varmış. çocukken bu papazın okulunda öğrenci olan romeo geceleri papazın yatağını şereflendirdiği günleri unutmamış. papaz lawrence “beni ibadettir diye becerdiğiniz zamanları ben hala hatırlıyorum, o gecelerde biz eşcinsel oluyorduk da şimdi mi olamıyoruz!” diye sormuş!

bu tehdit üzerine elleri bağlanan papaz lawrence etekleri zil çala çala bu iki gencin nikâhını kimseye duyurmadan kıymak zorunda kalmış. papaz da eşcinsel olduğu için aslında bu iki genci gönülden desteklemeye karar vermiş. “şimdi size söyleyeceklerimi iyi dinleyin” demiş ve başlamış hain planını anlatmaya: “siz evlendiniz, cesaret gösterdiniz, el ele tutuştunuz benim karşıma dikildiniz, benim yıllardır hasret kaldığım, bir türlü yaşayamadığım yaşamı bari siz yaşayın, ama bu şehirde yaşayamazsınız. sizi yaşatmazlar. bu yüzden romeo sen bir sebep bul ve şehri terk et, git mantua’da yaşa. sen julio bayan parise ile evlenmeyi kabul et. düğün hazırlıkları başlasın. daha sonrası için ben bir şeyler düşüneceğim. julio bir hafta sonra buraya gel. romeo ben sana yardımcım john ile haber göndereceğim. sen orada ikinizin yaşaması için bir ortam kur, evinizi hazırla.” demiş. bunun üzerine bu iki çaresiz genç papazın yanından evli olarak ayrılmışlar.

romeo papazın dediği gibi mantua’ya gitmiş. bu arada papaz julio için bir iksir hazırlamış. bu iksir öyle kuvvetliymiş ki içtiğinde tam 24 saat boyunca insanı ölü gibi yatırıyormuş. julio bu iksiri içerse herkes onun öldüğünü düşünerek onu öğle namazına müteakip defenedeceklermiş. julio papaza gittiğinde “bu ikisi bu akşam iç ve yatağına yat. ben bu arada romeo ya haber göndereceğim, gelip seni konduğun mezardan çıkarıp yaşadığı şehre götürecek. böylece ikiniz orada gözlerden ırak yaşayacaksınız.” demiş.

julio evine gittiğinde iksiri içmeden önce emin olamamış. acaba bu bir zehir olabilir midiye düşünmüş! ama aşkına kavuşabilmesinin tek yolu bu iksirden geçiyorsa, ölmeyi göze alıp içmeye karar vermiş. sabah hizmetkarları julio’yu yatağında ölü bulmuşlar. bu haber hemen tüm şehre yayılmış. papaz da julio’nun iksiri içtiğinden emin olunca hemen yardımcısını romeo’ya göndermiş. ama romeo bu haberi herkesten önce duymuş. hemen yanına bir şişe zehir almış ve bu sabahların bir anlamı olmalı deyip, yola koyulmuş.

haliyle papazın yardımcısı romeo’yu bulamamış ve haberi vermek için papazın yanına dönmüş. bu haber üzerine olacakları tahmin eden papaz dönülmez akşamın ufkundayız diyerek yola koyulmuş. romeo defin işlemlerinden sonra herkes dağılınca mezarın başına gelmiş ve lahidi kaldırıp içine bakmış. bir de ne görsün gerçekten onun yakışıklı kocası, biricik aşkı, juliosu ölü bir şekilde yatmakta. bir dakika bile düşünmeden zehrin yarısını içmiş. sonra lahidin içine girip ve julio’nun yanına yatmış. bir süre sonra julio uyanmış ve dünyadaki tek sevgilisi, biricik aşkı, tazecik kocası romeo yanında ölü bir şekilde yatıyor. elinde bir şişe, zehir olduğu belli, yarısı duruyor. işte o an papaz yetişmiş ve romeo’nun öldüğünü anlamış. julio’yu yanına çağırmış, yeni bir çözüm bulacağını filan söylemiş. ama julio çok kararlıymış: “eğer romeo olmayacaksa, onun güçlü kolları sarmayacaksa beni, kendimi onun yanında güvende hissedemeyeceksem, bu dünyada yaşamak neye yarar!” demiş ve romeo’nun yarım bıraktığı zehrin geri kalanını içerek intihar etmiş. işte tüm bu olanlara şahit olan papaz hiçbir şeye engel olamamış. bu umutsuz aşkın tek şahidi olarak lahitin kapağını kapatıp ve klişeye geri dönmüş.

kaynak: g zone