sarhoş olmak

kendini kaybetmek değil, kendini bulmaktır. kendimizi doğru ifade edebilme adına büründüğümüz o zorunlu hallerden sıyrılabilmektir. her şey sarhoş olduktan sonra takım elbisenin kravatını gevşetmekle başlar.
bana şu muhteşem şarkıyı anımsatan başlık

bolca alkol tüketerek gelinebilecek kıvam. baş dönmeleri, çene düşüklüğü yan etkileridir. sonrasında sızma moduda ulaşıldığında zirve yapılmış demektir.
bir süreliğine beyin karmaşası yaratarak yeni boyutlar içine girme çabası .bunun yanısıra sadece alkolun kana karışması ile olunacak bir durum değildir çeşitllik gösterebilir .http://tr.wikisource.org/wiki/%c3%96mer_hayyam_rubaileri
sarhoş olunmaz doğulur. *
çakırkeyiflikten sonraki evre, ara sıra bünyeye iyi gelen aktivite *
insanların kısa bir süreliğine de olsa maske kullanmadığı durumdur. bir kusma ve bir adet kahvenin akabinde bu süreç biter ve iki yüzlülük maskesi tekrar takılır.
alın ve dudakların istemsiz attığı, uyuştuğu, kelimeleri söylemenin güçleştiği, çevrenin puslu görünmeye başladığı andır. üniversite ikinci sınıfta istanbul'a dağıtmak amacıyla gelip 1,5 şişe kırmızı şarap ve üstüne bira içtiğim birgün karanlığa boğulmuştum. resmen göremiyordum. yüzümü yıkıyordum ama çevre karaltılardan ibaretti. resmen korkudan altıma işeyecektim... siz siz olun ağzınızla için ve çakırkeyifken bırakın...
2013 yılbaşında bir şişe şarap sonrası 5 ya da 6 votka pardağı smirnoff.
"asla gözlerini kapama" diye kendime telkin verdiğim, kızlara ve erkeklere sulandığım andır.*
etrafındaki insanların git gide güzelleşmesidir.