şehnaz tango

zamanının çok ötesinde olan, türk televizyon tarihini en sahici, samimi, gerçek yapımlarından biridir. orta yaş bunalımında, zampara, barmen muhsin ile muhsin'in eski eşi olan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, hayata direnen ve sürekli kendini keşfeden şehnaz'ın ve çevresinin hikayesidir. kim ne izlerdi o zamanlar bilemiyorum ama biz ailecek bunu izlerdik* bu dizide en çarpıcı olan şeyde dialoglardı. uzlaşan, saygı gösteren ama kendini ezdirmeyen, istediği gibi yaşayan alışan, çalışan şehnaz ve muhsinin deli romantik dialogları bu diziyi tadından yenmez hale getiriyordu. hayatın en doğal halinin görülebileceği dizi malesef türk aile yapısına uygun değil gerekçesiyle bıçak gibi kesilip bitirilmiştir.

nice nice insanları ilk kez burada tanımışızdır. mesela nejat işler*, ayşe tolga*, selda özer*, günay karacaoğlu*, macide tanır*... bu liste böyle uzar gider.

diziyi izleyenler şehnazın ve muhsinin dert ortaklarını anımsarlar. şehnaz ın en büyük dert ortağı rukiyedir. aslında rukiye bir terzi patronu , siyah, cansız bir mankendir+ ama dizinin en keyifli yanlarından biri de şehnazın rukiyeye dert anlatmasıdır. elbette muhsin'in de bir dert ortağı vardır. o da duman rengi kedisi kısmet'tir. aslında şehnaz da muhsin de ayrılsalar bile bitmeyen aşklarını farkında olmadan rukiye ve kısmete anlatır, şikayet eder durulardı. kendi adıma bu dizinin hayatımda çok çok önemli bir yeri daha vardır. o da muhsin'in kedisi kısmettir. malum o zamanlar insanların george, john, pepsi gibi yabancı adlara duyduğu bir hayranlık vardı. hal böyleyken hayvanda türkçe bir ad konulması nadirdi. bu benim çok ama çok dikkatimi çekmişti. kısmet adı daha kendine has gelmişti ve işte bu sebepten gelecekte sahip olacağım hayvanın adı olarak tayin etmiştim. ta o zamanlar bir hayvanım olsun kısmet adını koyacağım derdim dururdum. gel zaman git zaman yıllardan 2001, selamiçeşmede bir kedi takılır peşime, eve gelir ve 12 yıldır benimle yaşar. işte böylece kedimin ismi de hikayesi de muhsin'in kısmeti kadar özel hale gelir.