trabzon

seviyor muyum sevmiyor muyum karar veremediğim karadenizin güzel ili. büyüktür, tutucudur ama çevresindeki rize, giresun ve gümüşhane için kaçış noktasıdır. bu açıdan diğer illere oranla hareketli bir cinsel hayatı olan şehirdir. bunda çömlekçi adlı mahallenin ve otellerin seks konusunda çok rahat olmalarının da payı büyüktür. bahsettiğim çevre illerdeki gayler için de buluşma/kaçamak noktasıdır. sümela manastırı, uzungöl, atatürk köşkü ve boztepesiyle ünlüdür ve bünyesinde bir adet erotik shop barındırması nedeniyle bence doğu karadenizde birincidir.
dışarıdan bakanların ne güzel şehir ya yemyeşil dediği şehir. ancak o güzellik 1aydan sonra işkenceye dönüşüyor. trabzonda sadece gezilir tozulur. 3-4 günde bütün şehrin altını üstüne getirebilirsiniz sonra da yapacak hiç bir şey kalmaz. dışarıda yağmur yağar sürekli siz de evde oturursunuz kös kös..*
türkiyenin en büyük homofobik şehirlerinden biridir. tutuculuğu ve insanlarının yobazlığı da cabasıdır. sosyal hayat neredeyse sıfırdır. gidebileceğiniz bir devlet tiyatrosu, 3-4 sinema, 2 alışveriş merkezi ve birkaç cafeden başka herhangi bir sosyal aktivitesi olmayan bir şehirdir. insanlar tu ka ka eşcinselliği kötü ve iğrenç olarak nitelendirirken internette herkesin "aktif" ve "sikici" oluverdiği bir şehirdir. uzun süreler burda yaşamış biriyseniz, bir günlük hatta birkaç saatliğine bile bu şehrin dışına çıkmak size huzur verir. ulaşımı zor olduğundan dolayı türkiyenin en pahalı şehirlerinden biridir. şirin ve milliyetçi olarak görünür insanları ama yobazın kralıdır hepsi. türkiyenin suç tarihine giren insanların çoğunun nerden çıktığına bakılırsa bu durum daha da netlik kazanır. birkaç gün gezdikten sonra göte topuk kaçılması ve arkaya bakılmaması gereken bir şehirdir. bunları bir trabzonlu olarak ben söylüyorsam, varın gerisini siz düşünün...
getirisi olmayan tarlalarını, arazilerini trabzonun şehirleşme yolunda değer kazanıp müteahhitlere vererek ya da çok fahiş fiyatlara mülklerini satarak zenginleşmiş
sonradan görme, ne oldum delisi olmuş ''lüks'' takılan ve bir o kadar da ''insanlıktan'' ''görgüden'' nasiplenememiş kişi/kişilere ev sahipliği yapan bir şehir.
aktifim ama gay değilim tarzında adamların gay diye ortalarda dolaştığı şehir.

yatakta hepsi azılı birer pasif oluyor, söz uçar seks kalır.
yaşamak istedigim tek sehir ..
yaşamak istemediğim şehirlerden biri.
neden yaşamak istenir bende bilemem...
sanırım 22 senedir içinde bulunduğum bir şehir olduğu için bana pek hayli sıkıcı ve itici gelmektedir.
an itibarı ile hava alanında bulunduğum şehir, hava sıcaklığı normal, trafik ışıklarda sıkışık.
türkiye de en çok çocuk pornosu arayan il.
http://www.google.com/trends/explore#q=c...

nerede muhafazakarlığınız? nere de milliyetciliğiniz ?
bu şehirde etten geçip kalbe erişene dek sabırla. tek, sabırla.
islami taassubun, nasıl da olumsuz dönüşümlere gebe olabildiğine dair tipik bir kentsel örnek.
hem roma döneminde hem de geç osmanlı döneminde kritik kültürel birikimleri üretebilmiş bir merkez iken, günümüzdeki sosyo-ekonomik profili ve siyasal eğilimleri ortada...
yazık ve yassık...
doğası çok güzel, insanları beni bağlamıyor.* ailem burada doğdu ve bir çok kez gittim, insanlarına hakimim ve evet, herkes çok sığ. yine de manzarayı izlerken ben önemsemiyorum. bi de türkiye komple böyle değil mi yav?*
ekmeğini, erkeğini severim boşuna afkurmayın.
2 ay kaldığım, meydanındaki çınaraltında demlenen güzel çayına, boztepede hayallere dalınan manzarasına, çömlekçi mahallesinden geçerken yavrumm yerler diye atılan laflarına, uçsuz bucaksız sahiline, istiklal caddesini andıran uzun sokağına, gürül gürül akan maçka deresine, yemyeşil tepelerine aşık olunan şehir.
6 ay zorunlu kaldığım karadenizin fıkralara konu olmuş temel'lerini, fadime'lerini, dursun'larını içerisinde barındıran yeşil şehir. merkezde adına uzun çarşı dedikleri tek canlı çarşıları vardır ki boydan boya gezseniz aynı kişileri görmekten ikinci turda selam vermeye kalkışırsınız; çünkü o kadar uzun bir çarşıdır bu çarşı. muhafazakar bir şehir ve bunu her haliyle hissettiriyor size. kahvaltı kültürü zengindi. açık büfe kahvaltıda temiz yapan bir yer vardı fakat adı aklımda kalmamış tonton birkaç teyze işletiyordu. meşhur akçaabat köftesini piyaz servisiyle denedim pek bir olayı yok gibi. ikram niyetine verilen fındıklı tatlısına diyecek lafım çokk halâ tadı damağımda o nasıl bir kıvamdır, nasıl bir orgazmdır, mutlaka deneyiniz. muhafazakar milliyetçi trabzon şehri son dönemde arap zenginlerinin istilasına uğramış durumda. bilboardlarda arapça yazılara, arap turistlere dahası en güzel yere yerleşmiş arap zenginlerine işlemez milliyetçilikleri.
bir parçamın olduğu memleketim.
ganita, zağnos, orta mahallesi her yerinde anımlarım var.
yazın görüşmek üzere..