serge lutens chergui

gözlerimi kapattığımda ve chergui'yi kokladığımda kendimi ahşap mobilyalı, bronz kahve ve nefti yeşil renklerle döşenmiş retro bir odada otururken hayal ediyorum. tabii ki sıcak bir mevsim de yok dışarda. lüks bir kokusu var demek istiyorum ama bunu nasıl kelimeye dökeceğimi bilmiyorum. kadından ziyade erkeğin üzerine yakıştaracağım bir koku.

projeksiyon olarak çok fazla değişim geçirmiyor benim tenimde. tamamen aynı kokmuyor ama hiç bir notayı tek olarak algılayamıyorum. sorsanız bu kokladığın içinde amber var mı, misk var mı şu var mı bu var mı diye hepsine evet var derim ama net olarak duyulmuyor. çok güzel bir karışım halinde. ilk başta köşeli ve dik olan tatlılık daha yuvarlak acı olmayan bir pudraya evriliyor ama arkadan gelen keskin ve güzel koku (amber, misk ile tütün karışımı sanırım) hep orda duruyor.

uzun zaman boyunca yeniden alacağımı zannetmiyorum ama aldığım için pişman olmadım. sıcak, koyu ve sofistike bir koku.