sevgiliye son mektup

herkesin bir gün yazmis oldugu, ya da yazacagi mektuptur. ilki benden gelsin.

hüzünler asmistin kirpiklerine.
dudaklarinda tanimsiz acilarin kivrimlari...
ben gözlerinden alamiyordum gözlerimi.
sen bakmaya korkuyordun belki de...

uzatsam ellerimi, uzatsam sanki dokunabilecektim yüregine,
ve dagitabilecektim heybetli kederini.
oysa biliyordum ki,
sen, en büyük sususlarinla anlatirdin her seyi...

öylece susuyorduk hiç bir sey söylemeden.
saniyeler damla damla dökülüyordu,
zamanin uçsuz bucaksiz nehrine.
ve biz, korkunç bir çaglayana dogru sessizce akiyorduk...

hayatin kirilma anlari vardir hani.
askin... yasanilmis her seyin...
son bir vazgeçis, son bir itiraf degistirebilir mi,
erteleyebilir mi bu son virajin dönülmesini?
ama belki de,
sonuna kadar yasanilmasi gerekir her seyin...
yalnizligin dibine vurmak
en dibe yani,
yeniden yukari çikabilmek için....
belki de buydu yaptigim benim.

bazen insan bunalir, bikar her seyden.
gitmek ister, kaçmak uzak diyarlara...
baska rüzgarlarla doldurur yelkenini.
baska denizlere dümen kirar.
ve bilir,
pusulasiz çikilacaktir bu yolculuga...


edit: bu siir, 29 kasim sabaha karsi, 5 bardak vodka kafasiyla kasilmistir.