sevilmiyor oluşun kronikleşmiş denklemi

1 Entry Daha
bir varmış, bir yokmuş. bir insan varmış. ama bu bir insandan pek çok varmış.

hiçbir insan kendini sevmezse başkasının kendisini sevdiğini göremez, bilemezmiş. sevdiğinin kendisini sevmediğini, ya da çoğunlukla yanlış anlaşılan, kavga nedeni olan, "benim istediğim gibi sevmediğini" bilinç üstünde değil de bilinç altında fark ettiğinde kendine olan sevgisinin elinden kaydığını, kırıldığını, bir daha eskisi gibi olamayacağını düşünürmüş. o zaman annesiymiş, babasıymış, kardeşiymiş, arkadaşıymış, hiçbirini gözü görmezmiş. (bunun altında yatan da hali hazırda el altında olmalarıymış aslında.) hayal kırıklığı, kendini cezalandırma, karşındakini yargılama derken işler iyice karışırmış.

oysa ilişkilerde çoğunluk gözle görülmeyen ince bir bağ varmış. o bağ hiç umulmayan şeyleri bile kaldırır, ama bir kere koptu mu tüm organikliğini kaybedermiş.

gelelim sevgisizlikten kıvranan kardeşimize. onun acısı kuşkusuz çokmuş, ancak yaşayan bilirmiş, başkalarının anlaması zor, hatta imkansızmış. hatta yorum yapmaları hakaretin tam kendisiymiş. ama bu illetten kurtulması, hatta gözünün görmediği o başkalarının da yardımıyla, ama ancak ve ancak ve ancak kendisinin bilinçli, istekli adımları ile mümkünmüş. yoksa geçti geçti diye her bilinç altına atılan sorun eninde sonunda kan donduran hayaletler olarak geri dönermiş. o zaman bu ders verici masal bir korku öyküsüne dönüşürmüş.