simone de beauvoir

“birisi bana 'seyahat etmek neye yarar, insan kendisini hiç terketmiyor ki’ demişti.” sözü etkileyicidir.
feminizmin kurucusu sayılabilcek kadındır. kendisi lezbiyendir fakat jean paul sartre ile arasında karmaşık bir ilişki vardır. mezarları da paris'te yanyanadır. * ikinci cins kitabını delicesine okumak istiyorum. ayrıca 'kadın doğulmaz kadın olunur' demiştir zat-ı muhteremleri
herhangi bir kitabını alırsanız kendisnin biyografisinde "sartre'ın öğrencisi" tarzında bir cümle görebilirsiniz. aslında beauvoir ve sartre'ın dillere destan bir aşk hikayesi vardır ancak sartre o zamanlar evli olduğu için biyografisinde "sartre'ın metresiydi" yazmasını beklmemiştim. deli çift.
simone de beauvoir'da da sartre'da olduğu gibi derin bir varoluşçuluk vardır. bunu sartre'dan aldığını düşünüyorum çünkü üslupları birbirine çok benzese de romanındaki kadın dokunuşları gözardı edilecek gibi değildir. ayrıca kendisi derin bir feministtir ancak varoluşcu tarafını her zaman daha çok sevmişimdir.
(bkz: her kadın feminist olabilir ancak her kadın varoluşçu olamaz)
kendisinin "başkalarının kanı" adlı bir romanından bir cümlesi ile noktalıyorum.
"sen yalnızsın o yatakta ve ben yalnızca dudaklarının arasından güçlükle çıkan, senin işitmediğin soluğunu işitebiliyorum."
google anasayfası, bugün 106ncı doğum gününü kutlamıştır.
sartre ile zamanın şartlarına göre sıra dışı bir ilişki yaşayan "kadın olarak doğulmaz, kadın olunur," sözünün sahibi feminist, yazar.
söylentiye göre albert camus ile de ilişkisi olmuştur ve bu sartre'ı çıldırtmaktadır.