tarikat

allaha ulaştıran yollar, anlamında arapça bir sözcük.
zamanında, tasavvufun gelişiminde özel bir rol oynamış ve ortodoks islamın dışında özgür bir yol oluşturabilmiş heterodoks bir oluşum.
günümüzdeki hali ve işlevi ise ortada...

(bkz:tarikatlere emanet edilen çocuklar)
(bkz:çocuklara musallat olan şıhlar)
beş ayrı cemaat evinde bulunup arayışımı tamamladıktan sonra tarikatlar içinde tanrının izine rastlayamadım. rastladığım şeyler: şirk, fiziksel ve ruhsal istismar, biat kültürü, maddi manevi sömürü, özel hayata saygısızlık. inancınız var ise tanrıyla aranıza herhangi bir şahsı, kurumu koymanıza gerek yoktur.

(bkz:matta): dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
allahla kul arasına kimse giremeze sözde alternatif oluşumlar. yönetilmeden yapamayan toplulukların akıl ve irade kavramlarını devre dışı bırakıp yaşadığı akıl tutulmaları toplamı.
kültlerden farkı yoktur. tarikatlar tevhid yolunu tutuyoruz dese de asıl ayrımcılığı birbirlerine yaparlar

ülkemizde bazıları halifeliği tartisadursun halifelik ilan edilse ilk bunlar tanımaz bkz.diyanet her biri halife her biri allah in en sevgili kuludur.

herseye karışırlar katıldığınız zaman hiç birsey dusunmenize gerek kalmaz zaten sizin yerinize düşünülür sorumluluk almayan birey olamayan insanların rahat etme yeridir.
islamda bir kitaptan binlerce tarikat üremiş olmasına hala akıl sır erdiremiyorum. kuran kurslarında arapça öğretmekten öte gidemediğimiz sürece tarikatların önüne geçilemeyecektir.

şuraya atamın lafını bırakayım: “ey millet! iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek tarikat medeniyet (uygarlık) tarikatıdır. uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir.” (30 ağustos 1925)