the gods we can touch

aurora'nın 4. ve son uzun çaları. yeni albüm salınmadan onore edilmeli diye düşünüp bugün plağını döndürdüm.
bu kadar ruhuma konuşan sanatçılar çok azınlıkta. pikapın iğnesi sanki kalbimi çizdi dinlerken.
bambaşka bir dünyadan aurora. bunu da müziğine çok iyi yansıtıyor. her zaman mitolojiden, underdog'lardan ve şaraptan beslenmişti ama bu denli buram buram hissettirmemişti albümlerinde. the gods we can touch'ta ise her şarkı şarapla öz'lenmiş sanki.
tüm günahları kabul/kabuk etmek, yeryüzüne tuzak olarak konulan lust'lardan çekinmeden öğüt öğüt içmek; "bu yüzden kafirler gibi yaşıyoruz"... pomme düetinin en başa konması da bir sanatçı olarak ne kadar alçakgönüllü olduğunu kanıtlıyor. çok büyük bir jest.
tanrıçalara övgü ve saygı, tanrıya yahut tanrılara sanatsal bir sövüş için dinleyiniz.
albümden favorilerim: everything matters, you keep me crawling, heathens, exist for love, exhale inhale, artemis, blood in the wine...