weekend

25 Entry Daha
*mutsuz sonla bittiği söylenen ama bence gayet mutlu sonla biten film.

“anlatımın sonunda her şeyin başa döndüğü”ne katılmıyorum. filmde iki ayrı metafor dikkatimi çekti. ilki mutlu sonla biteceğine dair güçlü bir ipucu. glen “hiç amerika’ya gittin mi?” diye sorar ve russell bir çırpıda “hayır fakat gitmek isterim” der. ve bisiklete binmeyi teklif eder… bu sahneden sonra ben birlikte amerikaya gidecek denli iki güne sığmayacak bir plan çizmiştim kafamda. fakat iki günün her şeyi de içine alamayacağı gerçeğini göz önünde bulunduran yönetmen/senarist yürüdüğü realist yoldan sapmamış. fakat asıl istediğinin altını bir daha çizmiş. russell birlikte olduğu adamla ilgili bir yazısını okuduktan sonra “bir daha görüşmeyeceğimizi bilsem de o gece onunla kaldım” deyince glen “merhametlisin” der. merhametli! herhangi bir adam için merhamet gösterecek birinin kendisine merhamet göstermeyeceği şaşılır ki biraz sonra istasyonda dışarıda yapmam/yapamam dediği öpüşmeyi gerçekleştirir. bu kısa gelişim çizgisi filmin sonunda beni üzüntüye gark etmedi. tersine hayal dünyamın çalışmasını sağladı.

(bkz: dağ fare doğurdu)*
1 Entry Daha