yapılmış en aptalca dalgınlıklar

geçen spor salonunda calf çalışmak istedim. smith machine e geçerken barın ortalarda olduğunu farketmedim. bir adet step tahtası koydum. kafamı kaldırayım derken kafamı ortadaki bara çarptım. ardından ağırlık takayım derken yan tarafta barın sapına da kafamı çarptım. sonra step tahtasına adım attım ayağım kaydı yere çöktüm. e tabi barda üstüme çöktü. neyse sonunda kalktım lakin bu sefer de barı omzuma almam gerekirken elimde olduğunu farkettim. neyse geçti tabi setleri bitirdim. lakin hareketleri yaparken etraftaki buildci arkadaşların acaba ne yapmaya çalıştığıma dair düşünceli bakışları beni benden aldı. salonu bir hışımla terk ettim. lakin hala gidiyorum.
eskilerden, hatırladıkça hala tebessüm ettiğim anımdır.anneanneme yemek götürmek için evden çıkarken annem diğer elime de çöpe atmam icin çöp poşetini vermişti.çöpü attım anneanneme gidip yemeği götürdüm.götürdüğüm poşetin yemek poşeti değil de çöp poşeti oldugunu ögrenmem anneannemin poşeti acmasıyla beraber gercekleşti.kadına da ayıp oldu.o gün çok ağlamıştım yemegi çöpe attıgım icin
flörtüm ınstagramdan komik reels videosu atmış. kimin yolladığını izlerken unutup aynı videoyu kendisine yolladım.
neyse ki şu an yapılan şapşikliklerin sempatik bulunduğu bir seviyedeyiz.
kırk altı saat uykusuz kaldığım bir akşam havaalanında sızıp uçağı kaçırmıştım

(bkz:abv istanbul havaalanı)
araba anahtariyla herseyin acilacagina inamamk. asansor kapisinin onunde araba anahtarinin dugmesine basip, hayir katta asansor, kapisi niye acilmiyor diye 10 saniye aval aval bakmak. dairenin dis kapisini araba anahtariyla acmaya calismak.
toplu taşımada telefon cepte, telefonumdan müzik dinlerken "siktir telefonu düşürdüm" diyerek ilk durakta inmiştim. indiğimde hala müzik dinliyor olmak dışında her şey çok gerçekçiydi aslında.
  • /
  • 4