yapılmış en aptalca dalgınlıklar

artık dalgınlıktan ziyede bende salaklık mallık idiotluk sınıfına girmiştir

345.dönem kd/yd subaylık sınavına girebilmek için ocak ayında askeriyeye başvurdum;

-askerlik durumumu öğrenecektim.
+ver bakalım kimliğini ne durumda askerliğin
-ok al bakalım alabilecek misin (şakalar falan,ama nasıl içkiliyim)
+öhöm siz nerede görev yapıyordunuz.
-nasıl? nerede görev yapıyordum?
+ee siz askersiniz 4 senedir subaysınız zaten
-eheheh şaka mı bu ne yahu buraya kadar da mı girdiniz yok artık kamera nerde hiç de sevmem hee
+yok ciddiyim asker görünüyorsunuz
-hmm polisler ondan beni asker kaçağı olduğum halde gbtlerde serbest bıraktı hep,her seferinde neden o kadar heyecan yarattılar madem.
+ben bilmem siz askersiniz,ne oldu bir problem mi var
-neyse sizi ciddiye alıyorum ve anlatıyorum,bakın ben askere gitmedim hayatımda ilk kez askeri şubenin önünden de yolumu değiştirmeden gidiyorum hatta abarttım içeriye kadar girdim,şu işi halledelim gönderin beni
+peki o zaman bir sorun var sanırım tekrardan inceleyeceğim...hmm sanırım dosyada bir hata olmuş sizi yıllar önce askere almışlar zaten bursa şubeyle fakslaşıp size gereken bilgi verilir,yarın bir daha uğrayın
-tabi tabi gelirim...
...

1 ay sonra;

ev hali normal oturuyoruz eniştemlerde evde babam falan çekirdek çitleyip maç izliyoruz

-hassiktir bee ulan bienvenu kaçar mı bu bee! bu adam askerede çok dayak yer hee dimi baba (demez olsaydım)
+bu arada oğlum okulun bitmiş aylardır evdesin bir nane yediğin de yok ne zaman askere gitmeyi düşünüyorsun,daha doğrusu ne evde oturmuş çekirdek çitliyorsun siktir askere gitsene (galatasarylı ne de olsa,maç izlerken bile eniştemle bana tavdı zaten)
-ııı,şeyy,baba benim askerlikte problem varmış,zaten subaymışım onu hallediyorlar
+ulan it madem subaysın paralar nerede,subay adam öyle sakallar bırakır mı?
-öff tamam yaa halletcem gitcem söz nisana kadar sizde kurtulursunuz benden inşallah kuzey karolaynaya düşerim.
+ora nere lan?
-uzak deil merak etme bizim evin arkası
eniştem;baba amarikada ben biliyorum uzak ora
+siktir bir de dalga geçiyor.
...

ertesi gün askeriye ;

-ben askere gidecektim bir sorun vardı işte hede hödö...
+ver bakalım kimliğini
-ok buyrun(bu sefer şaka yok,zaten öteki de komik değildi,gereksizdi)
+evet askerliğinizde bir problem yok yalnız 1 sene daha tecil hakkınız var kullanmak isterseniz
-yok yok beni varsa yarın gönderin
+peki o zaman şu evrakları halledeip getirin fotoğraf,diploma fotokopisi falan işte anladın sen
-anladım anladım gerizekalı değilim (evet öyleyim aslında)
...
evraklar toplandı muayene felan olundu orası ayrı bir olayda giremiyicem uzadı yazı;

-buyrun evraklarımla,diplomamla,fotoğraflarımla,sağlık raporumla askere gitmeye hazırım.
+ver bakalım şu evrakları
-al bakalım(niye her seferinde bunu yapıyorsun,başka cümle bilmiyor mu bu terliksi hayvan)
+evet nisan 2013 de askersiniz hayırlı olsun
-oh be sağolun daha erkeni yok muydu yarın olan falan(nisanı duydukya hemen rahatladık tabikide)
+ondan önce çok celp dönemi varda sizi sistem ona attı otomatik tecilli gibi yani
-ee o kadar makine mühendisliği okuduk olsun otomatik falan bizim işimiz eheh eh eh ee...2013 nisan mı yav sizin diliniz ne söylir,kurbanın olam nettin sen gadife (şive hemen kaydı tabi) yahu 2013 e kadar evde durursam babam beni keser bişey yapın en önceki celbe atın beni.
+peki bir daha bakalım tıkı tıkı tık tık (klavyede tuşlara basma sesi) nisan 2012 de askersiniz
-abi büyük adamsın da süper gerilim veriyorsun bunu neden daha önce yapmadın,niye kapten götürmek istiyorsun beni,hiç mi acımadın he hiç mi babacığına hiç mi acımadın eyşan...
+neyse hadi hayırlı olsun
-eyw kolay gelsin.

...
nisan ayının 2.günü sınavın da 2. günü 3 gün yapılıyor 1'i 2si 3'ü birde,ilk gün çok kalabalık saatlerce kuyrukta bekleyemem diye de havalıyım gitmedim,babama da tembihledim "sabah beni de uyandır seninle gelip sınava gidicem senin inşaat aydınlı da beni de ordan atarsın tuzlaya" diye,babam kaldırmadı annem geldi garib anam,çilekeş anam,zihnim yerine gelsin diye güzel güzel kahvaltıda hazırlamış bana.

-fatih,fatih uyan oğlum sınava gideceksin(göbek adım fatih bu arada)
+uff anne yarın da var daha yarın gitsem bu gunde çok kalabalıktır
/kalk lan it,şuna bak hala yatıyor askerde iyi yatırırlar seni,görürüm 3-5 nöbetinde götündeki pireler nasıl sana giriyor
+baba bu saatte bile espiricikler şakalar yapıyorsunya helal sana bravo bravo ben görmüyorum sen eğlen,sahne önü dedik,kaya arkası almışsın
/ne diyon lan salak hadi
+öff tamam...

babamla bizim efsane kasa toyotayla (arada direksiyon sola çeker rot balansa gitmesi lazım ama söylemedim babama o sorunsuz olduğunu sanıp mutlu oluyor bende ses etmiyorum üzülmesin diye nedense) işcileri yoldan aldık ben hala uyanamamışım;

+bu da bizim çocuk bu gün sınava girecek ayın 12 sinde de asker olacak maşallah
-abi bu mu çocuk büyük değil mi?
/baba sen ve işcilierin gerçekten çok komiksiniz nedir bugünlerde herkesteki mizah kabiliyeti şaşıyorum valla!

neyse sınav yerine geldik arada depoyu fulledi babam bakmayın efsane kasa toyotaya bindiğine deposu hep fuldur benim babam çok zengin istese q7 de alır ama klasik adamdır;

-neyse baba sen sağa çek ben içeri girince sana el sallarım sende gidersin ok anlaştık mı
+tamam 5 dk içinde gelmezsen polise haber vericem ona göre zira sabıkalısın (off tamam bunu babam yapamaz o kadar da değil bunu ben uydurdum şimdi)
...

askeriye önü;

-ben sınava girmek için geldim ama şu yanda arkadaşın elinde olan zarftan bende yok. (dedim birden bir ışık geldi gözüme nur gibi huşu içersinde yaptığım aptallağı anladım)
+ee o yoksa giremezsinki sınava
-"eeee o yokse giremesssin ki sınava" şuna bak biliyoruz anladık herhalde ışığı görmedin mi?
+git deli raporu al oğlum sakala bak hele
-off tamam yaa bu arada sakalım da ne var yahu bildiğin kirli sakal işte ne anlarsınız siz zevksiz sinek kaydı herifler ıyyy.

...

arabaya döndüm;
-noldu lan erken geldin askerliğin çabuk bitti galiba
+öff baba sınavdı bu askerlik değil,ayrıca kimininki erken gelirmiş dokunma şu anda bana kağıdı unutmuşuz kartaldan almalıyız ama hızlı sür tokyo driftteki japon adam gibi
-o kim lan salak,ben ondan daha hızlı kullanırım,ayrıca gerçekten salaksın kağıdı almadan nasıl sınava gireceğini zannediyorsun.
+tamam söfeer bey sürün...

kartal askerlik şubesi,babam gene arabada bekliyor o sevimsiz espiriyi bu sefer kimse yapmıyor ortam biraz gergin;

-yaa şeyy ben bu gün sınava girecektim,ama sınav kağıdımı almamışım alabilir miyim?
+1-2-3 undeki sınavlara girmek için sen sınav giriş kağıdını almadın?
-evet almadım
+şimdi onu istiyorsun
-evet istiyorum onu(bu arada kimliğimle kontrol de yapıyor)
+olmaz sen zaten nisan 2013 de askermişsin hem erken sevk istemişsin hem mart 31 e kadar gelip sınav kağıdını almamışsın sistem seni direk tekrar eski celbine atmış istersen ağustos celbine de yazabilirim seni
-ya geçen seferde böyle şeyler yaptınız neden beni hep bir yerlere atmak sitiyorsunuz yahu askere gideceğim anlatamıyorum galiba,burda daha üst bir yetkili yok mu (sanki restorant amk buda fixdir zaten daha üst bir yetkili olayı sonunda güldüğüm klişeleri kendim yapmak zorunda kaldım)
+var binbaşı orda bak konuş onla

onun yanına gidene kadar da anladım zaten ne bok yediğimi,ne söylediysem ne konuştuysam hatırlamıyorum binbaşıyla ondan sonra babam da işte binbaşı yüzbaşı tanıdıklarını aradı ama nafile,en son hala konuşuyordu "baba boşver yaa konuşma şu salaklarla" dedim baktım arkamdan kovalıyor ben kaçtım oda işe gitti herhalde daha eve gelmedi...
az sonra tanışacağımı bildiğim, gelen misafirin adını ece sanırken, tanışma esnasında karşıdan gelen,
- merhaba, ben x.
cevabıyla afallayıp karşılığını
- merhaba, ben "ece".
olarak vermem. (bkz: kişilik bölünmesi )
heteroseksüel ve seni bilmeyen bir arkadaşınla bir adamı çekiştirirken "ama çok tatlı adam beee" deme gafletinde bulunmak.
akbil yüklerken cüzdanda para bulamayıp arka tarafa dönüp "pardon, fazlalık kağıt paranız var mı" diye sormak.
sigarayı ocaktan yakmak için kibrit aramak.kibriti bulup ocağı yakmak ve tabiki sonra sigara...
gözaltı kapatıcısını sürmeyi unutmak.beyaz gözaltlarımla 4 sokak yürümek.
gözlüklerimi unuttuğumu yaklaşık 120 km sonra farkettim,4,50 derece. dün dışarı çıktım otobüsten indikten sonra köşe başında bekleyen uzun boylu kişiyi arkadaşım sandım kollarımı açtım gülümseyerek ve bişeyler söyleyerek koşmaya başladım-bu arada neden tepkisiz duruyor bu diye düşünüyorum- öpüşme mesafesine gelince birbirimize anneciğim sen kimsin be bakışları attık ve bozuntuya vermeden daha hızlı koştum gidip en uzak banka oturdum hayatın anlamını sorguladım, evet burdan arvellian a esenlikler diliyorum.
reyon elemanına dove sarımsaklı alabilirmiyim demek,elemanın 0_o bakışı,eee salatalık özlü olsun o zaman hehehe demem.

dokunmatik ekran telefona alışan bünye, kuzenin babaannesinin telefon ayarlarını yaparken menüye girmek için ekrana dokunmak,dokunmak, dokunmak mınakoyim telefon bassana lan diye hayıflanmak.

bir yandan fıstık ezmesi kaşıklanmakta bir yandan maden suyu içilmekte,bir yudum maden suyu ardından fıstık ezmesi kavonozunu içmeye çalışmak gelmeyincede sinirlenmek.
yeni ayrıldığın ve çok sevdiğin sevgilini düşünürken mağazanın kapısından değil de vitrinin olduğu cam kısmında girmeye çalışmak. cama çarpıp yere düşmek çevredeki 50 kişinin sana bakıp bakıp gülmesi.
bir elimde çöp diğerinde evin anahtarları varken çöp konteynerına anahtarı atmam. sonra çöplerin arasına sıkışmıştı ve kafamı konteynera sokup karıştıra karıştıra almıştım. çöpün kokusu da üstümüze afiyet sinmişti bunu da hakettin der gibi. neyse alelacele sınava gittim sonra. çevremdekiler lan bu koku nerden geliyor diye sınavı bıraktı k9 köpeği gibi orayı burayı kokluyor ben de tık yok tabi de mosmorum. en son verdim kağıdı çıktım o gün düşük not alan tüm arkadaşlarımdan özür diliyorum..
günboyu bir kubar kafası, bir ot kafasında dolanan bu ruh-i yorgunun onca debdebe içinde elbette ki birsürü dalgınlık yapması kaçınılmaz olabiliyor.

su şişesine su bidonu demek bunlardan biri olabilir pekâlâ. ama çok daha acıklı bir tanesinden bahis eylemek niyetindeyim. dinleyin hele.


kardeşim uzak bir şehirde üniversitede okuyor. başarılı ve iyi bir abi olduğum söylenemez. bilakis gayet başarısız ve dahi çokça kötü bir abi olduğum bile söylenebilir. paraya ihtiyacı varmış. annemlere haber vermiş. parayı da benim yollamam gerekiyormuş. ablamın daha önceden para yatırdıktan sonra bankadan aldığı dekontu (ki bu dekontta kardeşimin hesap numarası var) ve parayı alıp bankaya yollanıyorum.

hava güzel. müzikçalarımdan güzelim müzikler çalınıyor kulaklarıma. arka cebimde de sigara paketi. yakıyorum ve dinliyorum ve yürüyorum. kimsenin keyfime karışacak lüksü yok.

çarşı merkezine gelince bankaya doğru seyirtiyorum. halk bankası ahan da karşımda. kapıdan girer girmez kendimi bir ana baba gününde buluyorum. bir banka bu kadar mı kalabalık olur yahu!? şu sıra numarası alınan makineden alıyorum sıra numarasını. küçük emrah bakışlarıyla göz atıyorum işlem gören numaraya: 254 (bunu salladım elbette hatırlamıyorum. ama durumun vehametini ortaya çıkarmak için bunu da not düşmek gerekiyor) elimdeki sıra numarası ise 369. oha! kardeşcağız gurbet ellerde aç biilaç kalmasın istiyorum. ve beklemeye başlıyorum. uzuuuuunca bir bekleyişten sonra sıram geliyor. vakur adımlarla vezneye geliyorum. dekontu ve parayı çıkarıyorum. "iyi günler. kolay gelsin. para yatıracam. hesap numarası burda yazıyor." deyip, dekontu veznedara uzatıyorum. beyefendi bir dekonta bir de bana bakıyor üst üste. "ehm" diyorum "evet, para yatıracam." bir sinsi gülümseme beliriyor beyefendinin dudaklarında. "burası halk bankası" diyor alaycı bir şekilde "vakıf bank bildiğim kadarıyla...."

devamını duymuyorum bile. duyamıyorum. vakıf bank. vakıf bank. vakıf bank. bu iki kelime çınlıyor birkaç saniye boyunca kulaklarımda.

mizaç itibarı ile muazzam bir şirinlikte, harikulade bir tatlılıkta, muhteşem bir sempatiklikte, harika bir yakışıklılıkta olduğumdan, "eööö şeeey" demekle yetiniyorum ve gerisin geri halk bankası'nın kapısından çıkıveriyorum.

muazzam biriyim ben vesselam.
bankamatikten nakit çektikten sonra kartı alıp cüzdana koyduğumu unutunca atm kartımı yuttu sanıp sinir krizi geçirmiştim. yeni kart almak için banka şubesine gittiğim zaman da kimliğimi çıkarmak için cüzdanı açınca kartımı bulmuştum.
evimin anahtarını bulamayınca , iki saatten fazla kapıda bekleyip sonra anahtarın ceketimin cebinden çıkması .
banka kartını bankamatikta unutmam.
bakkala sigara almaya gidip telefonu orda unutmak .
apartmanın elektrik panosundaki bağlantıyı dalgınlıktan yanlış yere bağlayınca , bazı bina sakinlerinin elektronik eşyalarının yanması ve sonra polis çağırmaları .
.
ofiste, patronum hevesli şekilde başına gelmiş birşey anlatırken "ahahahahaha salak" diyerek gülmem.. kısa bir sessizlik sonra bilgisayara dönüp sessizce işe devam etmek.
nereye koyduğunu unuttuğun birşeyi ararken neyi aradığını unutmak.
otobüs durağında telefonla konuşurken, arkamı dönüp yürümeye devam etmem camı farketmemem ve amele sümüğü gibi cam'a yapışmam.
telefonda babamla konuştuktan sonra babamın suratına telefonu 'hadi elletme' diyerek kapatmak.tabi sonradan kendime baya sövmüştüm ne dedin lan sen diye.
akbil bayiine parayla beraber akbil yerine kimliği uzatmak ve adamın da kimliği alıp cihaza takması.
sabah kalkılır kettle'a su konur kahve için.
su ısınır, kahve dolu fıncana önce kettle'ın üstündeki demilkten çay konur sonrada su...
en aptalca olanı:
bir toplantıya çok uykusuz katılmak zorunda kalmıştım. arkadaşıma rica ettim ''konuşmaları sen yap ben sadece destek çıkayım gerekirse, konuşacak halim yok''. dilek adlı arkadaşım ''olur'' dedi. tanışma esnasında dilek kendini tanıttı adamlara tokalaşırken, sıra bana geldiğinde kendimi destek çıkmaya programladığımdan ''merhaba ben dilek'' diye adamların elini sıktım. sonra arkadaşımın bakışlarından adımın dilek olmadığını hatırlayıp ''hee yok ben dilek değilim dilek o'' diye bir güzel sıvadım...
bir de sürekli yaptıklarım var:
sokak kapisınin kilidini açtıktan sonra anahtarı dışarda kapının üzerinde bırakıp uyumak
ocağı açık unutmak, farkettikten sonra sıcak tavayı göz göre göre çıplak elle tutmak
sigarayı tersten yakmak

sabah alarm çalmadan (6.55 te çalıyor) birkaç dakika önce uyanıp alarmı kapattım sinir bozucu sesini duymamak için. her sabah olduğu gibi hazırlandım, ayakkabılarımı giydim ocağın saatine çarptı gözüm 6.10 u gösteriyordu. telefonuma tekrar baktım evet 1 saat erken uyanıp hazırlanmıştım. normal bir insan çıkıp kahvaltı filan ederdi sanırım benim durumumda ama ben üstümü başımı çıkarıp tekrar mışıl mışıl uyudum...sanırım aldığım uyku haplarının kafası bu.
  • /
  • 2