aradığım erkek beni taşıyabilmeli kafasındaki insan

hayatını, 1.80 boyunda, 95-100 kilo ağırlığında, güçlü kuvvetli bir ayı sevgili bulmaya vakfetmiş chaser modeli insandır.
hiç sevmediğim bir tabir var; kezban diye. zaten bahtsız olan bu isimin iyice çamura bulanmış halidir. ama bu kezban sözleri diye yapılan paylaşımlarda ironik açıdan baktığımda en hoşuma giden, daha doğrusu ilgimi çeken laflardan biridir. oturduğu yerden kendine bol keseden değerler veren, bu haliyle bile kendini büyük bir kazanım olarak gören prenses ve prenslerin, aslında görmeyen, göremeyen, söylersem belki olur beklentisiyle neredeyse bilinçsizce edilen sözlerden biri. çünkü %99 öyle biriyle karşılaşamayacak, bu tür şeyleri duyamayacak. bu açıdan bakınca üzücü. ama öyle bir kültür içinde yaşıyoruz ki (sadece yurt içini kastetmiyorum), insanların kendilerini başkalarına beğendirmek için neredeyse atmayacağı takla yok. bu tür laflar bence özgüvenden çok bu taklalara giriyor. özellikle bu kültürün içinde doğanlar içinse tam bir şansızlık.

komik, ama altını kazıdığında üzücü...
en son sevdiceğimin sırtına binip odada bir kaç tur atarak deneyimlediğim eylem, cidden güzel taşıyor; sonra beni aldığı yere yani kanepeye bıraktı. böylece yolculuğumuz kazasız belasız sona erdi. aynını ben de yapıp onu taşımayı denedim ama yemedi benden nerdeyse 30 kilo fazla 25cm küsür daha uzun, açıkçası ezilerek ölmek istemem hacı abi. peki bunu neden yaptık amaç ne? bunun cevabı yok ben de bilmiyorum.*