ayrılığa dair

ayrılmak garip bir durum. sabah beraber uyandığın, akşam hayatında olmuyor. eve geliyorsun ki her yerde izleri var. her yerde kokusu var. yastığında, eşyalarında...her yerde. diş fırçası bardakta duruyor. kirliler arasında dün giydiği gömlek var. kahvaltıda kullandığı çatal duruyor en son onun dudakları değmiş. ama o yok. yatak ısınacak mı bir daha, buzlar içinde uyunabilir mi. masaya nasıl oturulacak kahvaltı yapılacak. onun hazırladığı kahve yokken kahve mi içilir. neden gitti ki, neden bitti ki. daha sabah canım iken, şimdi zaman geçer mi?
ayrılığın içini dolduran sebeplerin adı anılmadan dillendirilmesidir.
ayrılık da sevdaya dahil...
canının bir parçasının bir kişide kalması, hayatına o andan sonra eksik devam etmek, birlikte yaşanırken biriktirilen her bir anı ve değerin bir taraf için değersizleşirken bir taraf için hayat boyu iç sızlatan kutsal emanet şeklini alması. ayrılık dakikasından sonra artık gidenin her bir parçası kutsaldır yatağa sinen kokusu, evin herhangi bir yerinde her hangi bir eşya yeterki ona dokunan son kişi o olmuş o olsun artık o hem en acıtan parça hem o yokken onun varlığıdır. ayrılık tek beden olan ruhun yeniden terkettiği bedene dönüş sürecidir, katettiği bütün yolu sil baştan tekrar yalnız yürümektir.