başkasına bağımlı yaşamak

sadece çocuklar, yetimler, hastalar, yaşlılar değil.. ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar da bu grubun içindedir..
bu benim. bir çeşit meslek diyebilirsiniz.

nedeni tabii ki tembellik. birinin -bir ölçüde de olsa- eline bakarak yaşarken çekilen acı, alın teri ile para kazanırken çekilen acıdan çok daha az geliyor. zayıf bir kişilik belirtisi tabi ki. elimde olsa kazırdım bu yanımı. savaştım da... değişmeyi beceremedim.

yine de hakkımı yemeyeyim: kadınlarla olan ilişkilerimde pek çoğunu şaşırtır bu huyum; mutlu eder. onların eline bakmam tabii ki; ama hetero ilişkilerimde bile -farklı şekilde de olsa- bağımlıyım..
en basiti aileye bağımlı yaşamaktır, özellikle de maddi anlamda. kendi kendinize birçok işinizi halledebiliyor da olsanız öğrencilikten/yeteri kadar kazanamamaktan aileye bağımlı olmak çok başka yerden vurur. kapıyı çarpıp gitmek istersiniz ama döneceğiniz yer bellidir, bazen laflar ağzınıza kadar gelir ama söyleyemezsiniz, boğazınızda düğümlenir kalır, yumruğunuzu sıkarsınız.

bu da, kimse kendisini öyle görmese bile insanların çoğunun materyalist olduğunu gösterir, bu konuda da hep dürüst oldum. aşk, hele de sağlık tabi ki önemli ancak ne yazık ki bu hayatta para olmadan bi şey olmaz, öyle sıradan-ordan oraya sürüklenen bir hayat yaşarsınız. bu yüzden sabırla beklersiniz, beklersiniz ta ki o bağı koparıp kendi elinize alacağınız ana kadar sabretmeyi, susmayı öğrenirsiniz. bu sizin genel, en azından ortalama hayat ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz statüyü kazandığınız geliri elde etmeye başladığınız zaman olandır.

benim için ne yazık ki henüz o an gelemedi ama o bağını koparıp nasıl olursa olsun istediği hayatı yaşayan insanlardaki kararlılığı da takdir ediyorum.