cute guy

Durum: 405 - 0 - 0 - 0 - 23.10.2014 14:31

Puan: 5910 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 21

bodrumdaki cinsiyet değişim çeşmesi

amasyalı ünlü tarihçi strabon (iö 64 - is 24) ise "coğrafya" adlı kitabında bodrum'da bulunan ve suyundan içen erkeklerin kadınlaştığı bir ayazmadan bahsetmiştir.

strabon – coğrafya, kitap xiv, 2:16
(…) halikarnassos'a gelinir. (…) salmakis adındaki ünlü çeşme de buradadır. ondan su içenlerin tümünü kadınsı yapmasının nedenini bilemiyorum. öyle görülüyor ki, bir erkeğin kadınlaşması havaya veya suya bırakılmıştır.

aslında bu sözlerin kaynağı yunan mitolojisinden bir mit: salmakis adlı nymp, adı geçen gölde yaşarmış. bir gün tanrı hermes ve afrodit'in oğlu hermafroditos o gölde yıkanmaya gelmiş. nimf aşık olmuş delikanlıya, ancak karşılık görememiş. delikanlıyı elde etmek için suya atlamış, bedenine sarılmış ve tanrıçaya ayrılmamaları için dua etmiş. kıza acıyan afrodit ise ikisini bir bedende birleştirmiş. (bu miti romalı şair ovidius da (iö 43 – is 17) metamorfozlar adlı kitabında anlatmakta.)

günümüzde çift cinsiyetli kişileri tanımlayan "hermafrodit" isminin kaynağı da bu mittir.

çeşmanin nerede olduğu bilinmese de salmakis, günümüzün bardakçı koyu…

bir de anekdot: burası zeki müren'in de denize girdiği yer!

yunanlı kahramanlar ve eşcinsellik

yunan mitolojisinde üç tane "erkekliği sembolize eden" baş kahraman vardır. heracles (herkül), achilleus (aşil tendonu değiminin isim babası) ve antik mitolojide "theseus'suz birşey yoktur" sözcüğünün kaynağı theseus...

theseus'un erkek sevgilisi lapith kralı peirithoos'tur. birlikte argonout'lar seferi ve klydon avına katılmışlardır. žşölen adlı kitabında socrates, theseus ve peirithoos'un "birlikte yatmalarından çok, birbirlerine içten bir saygı duyup, büyük işler başardıkları için övüldüklerini" söylemektedir.

tanışmaları ilginçtir: peirithoos bir gün theseus'un sürülerini çalar. theseus bunu fark eder ve onu kovalamaya başlar. peirithoos çarpışmağa karar verir, theseus'un karşısına çıkar…ama theseus öyle yakışıklıdır ki peirithoos onu görür
görmez aşık olur. diz çöker kahramanın önünde. böylece birleşen iki kahraman peirithoos ölene dek ayrılmayacaklardır.

erkekliğin doruğu, gücün atası, muhteşem maskülenite herakles ise öncelikle lidya kraliçesi omphale yanında kaldığı sürece kadın elbiseleri ve iş işlemek benzeri uğraşlar ile yaşamıştır. bu konu tüm rönesans ressamlarının betimlemekten bıkıp usanmadığı bir konudur.
http://www.wikigallery.org/paintings/266501-267000/266651/painting1.jpg
http://www.bonzasheila.com/stories/heraklesomphale.html

kahramanın, giyinmesine yardım eden(!) güzeller güzeli bir delikanlı olan hylas adlı bir de oğlanı vardır. çok sever hylas'ı. birlikte argonoutlar seferine katılırlar. gemi
mysia'ya gelince hylas su aramak için karaya çıkar ve güzelliğine vurulan
nymphe'ler tarafından kaçırılır.

hylas'ın bir türlü dönmediğini gören herakles aramak üzere diğer yiğitlerle karaya çıkar ve uzun uzun delikanlıya bağırırlar. ama hylas geri dönmez. sonunda hylas'ı yitirdiğini iyice anlayan herakles öylesine acı çeker ki, sağa sola saldırıp üstünü başını yırtmağa başlar.

hylas'tan sonra herakles'i de yitireceklerini anlayan argonoutlar efsanevi kahramanı ancak bağladıktan sonra zorla gemiye bindirip yola koyulabilirler. ünlü antik çağ coğrafyacısı strabon uzun süre gemlik'te hylas adına festival düzenlendiğini ve burada insanların alay halinde çevreye yayılıp hylas'ı arar gibi ismini bağırdıklarını yazmıştır.

iliada destanının yarı-tanrı kahramanı achilleus da silah ve yatak arkadaşı patroklos'u yitirince benzer bir "krize" girmiştir. (detaylı bilgi için bkz. myrmidon'lar tragedyası.) patroklos yiğit bir savaşçıdır. ancak yine de patroklos'u kendinin katılmadığı bir muharebeye meraklı anneler gibi yollamaktadır. bu durum bir kahramanlık öyküsü okumakta olan okuyucuya hayli ilginç gelir.

illiada xvi/85
"troialıları gemilerden kovdun mu geri dön"
(…)
"kente kadar (orduya) önderlik edeyim deme"
(…)
"kurtuluş ateşi parlar parlamaz gemilerin üzerinde,
hiç durma bak geriye dönmeye,
bırak onları (akhalar ile troialıları), kozlarını paylaşsınlar ovada"

oysa yine de savaş sırasında patroklos ölür. bu haberi alan achilleus ise aynı herkül
gibi saçını başını yolar kederden!

illiada xviii/20
(…) akhilleus'u kapkara bir yas bulutu kapladı,
iki eliyle aldı ocağın küllerini,
döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü.
mis kokulu gömleği bulandı kapkara küle.
sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine,
elleriyle çekip kopardı, kirletti saçlarını.

trans gay fashion dayanışma defilesi

trans erkek var mı acaba? dedirtmiştir.

misstifany adlı arkadaşla -bence çok hakkım yenilen- bir tartışma ortamında bulmuştum kendimi bir süre önce. o zamanlar ona "bir trans erkekle ciddi bir ilişkim olduğunu ve onları çok iyi anladığımı" anlatmıştım. hiç de beklediğim yanıtları almıştım. ayrılmış bu ortamdan, bu gelişmeyi bilmeden bazı şeyler yazdım. eleştiri aldım... herneyse... şimdi diyorum ki "trans erkekler de var mı bu defilede?"

belki de bu soruyu sadece ben sordum.

işte -erkek olsa da- hala kadının sessizliği, sabrı, güzelliği (desem yine kızan olur mu?)

yine erkekler -kadın olsalar da, erkek olan- kadınların önünde...

fazlasıyla!


en inanılmaz üşengeçlik anektotları

(bkz: ne kadar üşeniyorsan, depresyona o kadar yaklaştın)


bu bir gerçektir. depresyon, öncelikle isteksizlikle, ardından genelde yapılan davranışlara "imtina etmekle" belirir. depresyonla başa çıkmanın, ya da geldiğini fark etmenin bir ip ucudur üşenmek.

gelmekte olan düşman böylece fark edilince ne yapılacak peki?

basit: en istenmeyen şey neyse o yapılacak! yere buruşturulmuş atılmış bir kağıdı çöpe atmak; bir gün öncesinin bulaşıklarını yıkamak, toz almak, duş almak, etrafı toplamak, illet olduğun "akraba-i taalukat'ı" arayıp hatır sormak. o tamamlamadığın yazıyı açıp bir kez daha okumak, çamaşırları devşirmek (of bekarlık, depresyon nedeni mi, koruyucusu mu pek de anlamadım ya...), eve yakın bir bir parka gidip sigara içmek, daha iyisi kola şişesine votka doldurup (tabii ki içki ile ara varsa) içmek ve benzer bilumum -yaşam tarzına göre- davranışlar...

bunlar yapılmazsa, adamı o pis enerjide tutan eşiğin bekçileri aşılmazsa... üşengeçlik "kisvesinde" gelen düşmana hazır olun o zaman. siz bilirsiniz artıkın kullanacağınız silahı.


horizonmersin

bir alaturka sever olarak "benzemez kimse sana" diyeceğim kadar farklı bir dost. insanların zor gününü hissedip, destek vermeyi ne de güzel beceriyor. yazdıklarını da severek okuyorum.

kurda boynun niye kalın diye sormuşlar

o söz "kurda neden ensen kalın demişler "değil miydi?

çok da fark etmez ense, boyun. neyse...

dünya gülümseme günü

erkekler de yürekleri acıyarak ağlar... tıpkı güzel gülümseyebildikleri gibi.

pek bilinmese de insanlar yaklaştığında çok aç değillerse avlarını bırakıp uzaklaşacak kadar ve de köpeklerle aynı soydan olan insan dostu kurtlara hakaret, "kurtlar vadisi"adlı dizideki bir takım -sadece adı erkek olan- tiplere selam olsun. sizler, yaydığınız enerji ile bu dünyayı yaşanmaz kılmaya katkıda bulunuyorsunuz.

ne mutlu güzel gülümseyebilen mutlu insanlara...

lgbti temalı filmler

mersin

erdemli... göz altına alındığım yer. hayatımın en kötü gecesi.

kendi cinsinizden olan kişiler size ne kadar çekici geliyor

kişinin skalanın neresinde olduğu hakkında bir test.
boş vakti olana eğlence

http://www.playbuzz.com/stephanies15/how...

benim sonuç: "you are 25% bisexual"

sadece %25, o da biseksüel!

yangından kaçarca kadınlardan uzaklaşmama neden olan o son hatun amma tipmiş ha! %25imizle full gay etti bizi.

bu da bir yetenek... ancak kesinlikle kadınca bir yetenek değil.

yonca evcimik

cırlak sesli bir popçu ve çok da yetenekli olmayan bir dansçı sayılsa da, gerçek bir hayvansever aktivisttir.

trans kadının tedavisinin kadın doktor tarafından engellenmesi

ataerki denen tehlikenin (eşcinsellerin lanetlenmesinin kökeni ataerkil dinlere dayanır) sadece erkeklerle ilgili olmadığını göstermiştir.

(bkz: hem adam gibi adam olmak, hem de anaerkiye inanmak)

ninja warrior türkiye

futbolu "oraya buraya koşan gergin adamlar, ve başlarında onlardan daha gergin düdük çalıp duran bir başka adam" olarak algılamayı hiç aşamadım; futbolsever arkadaşlar kızmasın, ne zaman futbol maçı izlesem gözlerimin sıkıntı ile kapanmasına engel olamadım. türk tvlerinde futboldan başka spora pek yer verilmediği için tv başında ellerinde bira heyecan içinde futbol maçı izleyen adamlara çok özendim.

ancak ilk kez bir türk kanalında kafama göre bir yarışmaya (spor karşılaşmasına) rastladım: "ninja warrior türkiye". (tv8, hafta içi 7.45)
http://www.tv8.com.tr/ninja-warrior-turkiye

ne zaman izlesem kendimi push up, dips, kicks yaparken, çevredeki iskemlelere çıkıp yere atlarken buluyorum. favorim olan yarışmacılar parkur sonuna yaklaştıklarında ellerim hep başımın iki yanında oluyor heyecandan. inanılmaz eğlenceli bir program.

eğer sizin de parkur sporu, serbest koşu benzeri alternatif sporlara ilginiz varsa ve daha önce izlemeyseniz, saat 7.45'de uzaktan kumandanın tv8 tuşuna bir dokunun diyorum, bence seveceksiniz.

ayı sözlük itiraf

o göbekli zorbadan korkuyorum.

ayı sözlük yazarlarının izlediği diziler

yok böyle birşey... ama olabilir de.

yine de ukalalık etmeyeyim. sabah 4-5 gibi döndüğümde fox'da "aman çocuklar duymasın" adlı dizinin eski bölümleri ile uyumayı seviyorum... o filmdeki ortam bir zamanlar fertiği çektiğim ortam olsa da hoş bir yanı var.
uzaktan davulun sesi hoş geliyor.

bal porsuğu

negatif enerji taşıyan hayvanlardan olduğuna inanırız; tıpkı -avının üzerine topluca saldırıp onu canlı canlı yiyen- karınca; -genelde cami ve hapishane avlularında görülen, yuvalarına pisleyen, bu yüzden yavruları bile kurtlu ortamda büyüyen- güvercinler ve -dişisini becerip, sonra da hop diye bırakıp giden- devekuşları gibi...

uğursuz denen kargalar ise yumurtalar üzerinde dişi-erkek sıra ile kuluçkaya yatar ve alet yaparlar. çakalların erkeği -eşleri hastaysa- yavrularını kusarak besler. kurt sürülerinde liderlik yoktur, bazı insan tiplerin seri aldıkları nick olan "alfa wolf" kavramı sadece insanlar tarafından tutsak edilen, bir bölgeye hapsedilen kurt sürülerinde ortaya çıkar. köpekler asla kedi parçalamazlar (fare ile oynayan ve sonunda yiyen kedilerdir).

evet; iyilik ve kötülük "görece kavramlar" değil, doğada bile var olan gerçeklerdir.

cumartesi çalışmak

bir zamanlar c.tesi çalışmak zorunda kalmak eleştirilmiş... şimdilerde -avmlerde- insanlar pazar günü de çalışmak zorunda bırakılıyor.

dayanılması benim gibi bir tembel için olanaksız. ancak çalışmak zorunda olan arkadaşlara derim ki: "helal para ile cebinize giren o paranın size metafizik ve fizik planda kazandırdıklarını sakın küçümsemeyin. erkeği/kadını "adam" (doğru dürüst insan, insan-ı kamil, adam kadmon) yapan o emektir."

bu gerçeği insan sadece çalışma yetisini kaybedince, ya da en baştan elde edecek gücü olmayınca anlıyor.

umarım asla anlamaz ve hep sızlanacak konumda (yani o kadar çalışacak güçte) olursunuz.

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları laptop markaları

casper nirvana.

armağan olduğu için "üzümünü ye, bağını sorma" modunda şükrederek bağrıma bastım.

türkiye'nin ilk eşcinsel evlilik düğünü

erkekler arası evlilik gerçeğini gündeme getirmiş, aklında olmayanların bile "türkiye'de de var işte" diyerek bilinç altına sokmuş olan iki cengaverin (ve gerisindeki mutfağın) eylemidir.

gaylerin yüreklilik katsayısı böylece kanıtlanmış oldu (o canlar mahallede, işyerinde, ailede vb nelerle yüzleşecekler yıllar boyu). sözde heterolar, gay sikici muhteşem erkek oğlu erkekler hala "ful aktifim" havasında... ama sus-pus.

it ürür, kervan yürür ful aktif kardeş. (insan dostu sevgili köpek kardeşleri tenzih ederim.)

sakalları güzel olan adamlar

ruhu hiç olmasa da, tipi "karı kılıklı" biri olarak ölümüne özendiğim adamdır.

(bkz: vermeyince mabud ne yapsın mahmut)
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 405

ülkemizde tüm gaylerin kadınsı pasif gay olarak bilinmesi sorunsalı

nedenler çeşitli:
- ülkemizdeki transkadınların yıllarca kendini gay sanması.
- eş cinselliğin -adı üzerinde- eş cinsi (yani kendi cinsini) çekici bulmak demek olduğunu okuyamayacak beyinlere sahip bireylerin bolluğu.
- ataerki baskısı ile erkekliği sadece bir kesimin yorumlamasına izin vermek.
- mitoloji bilmemek. yunan mitolojisinde tüm kahramanlar eşcinseldir ve hepsi de erkeklik timsalidirler. (bkz: akhilleus/patroklos). aynı gerçek sümer mitolojisinde gılgamış/enkidu ilişkisinde görülür.

babanız hakkındaki acı gerçekler

30 yıl sonra duyduğum olaydır.

bir hava kuvvetleri sıkı yönetim komutanı babamın çocukluk kankasıydı. birlikte büyümüşler, pilotluk sınavına birlikte girmişler. babannem, babama fazla yedirdiği için sınavda babam kusmuş; pilot olma şansını böylece yitirmiş.

adı geçen abi, ben çocukken babamın ofisine gelmişti -ki, o zamanlar komutandı- demişti ki: "ben ...ların evine gittiğimde karnım doyardı..."

sonra bir gün, teyzem -gerçekten istemeden- bir laf etti: meğer babamla bu komutan arasında bir dedikodu çıkmış yıllar önce...

bu "şaiayı" duyduğumda gay değildim. inandım hemen. gaydar yanım o zaman da vardı belki de... ancak çok acı gelmişti.

şimdi ise seni anlıyorum baba...

ayı sözlük itiraf

ücretliyim. önceki haftalarda parasızlıktan geberme sınırındaydım. sonunda ctesi iyi bir iş çıktı. bir birahaneye -daha önceden tanıdığım eli açık bir bey- çağırıyordu beni.

yabanlık pantalonumu ve çizmelerimi giydim. rafımdaki son parayı koydum cebime. minibüse atladım, gittim mekana... bey gelmedi!

dönmek için param bile yoktu. mecburen sağanakta yürüdüm eve kadar. pantalonum çamur içinde kaldı. sırtında hd baskısı olan ceketim ve yabanlık çizmelerim yamuldu gökten ve yerden akan sularda ıslanmaktan.

sonuç olarak ölümüne nefret ettiğim ev arkadaşımdan yine borç almak zorunda kaldım.

buraya dek yazdıklarım overture, uvertür, girizgah, zemin... asıl itiraf şimdi geliyor: yıllardır düzgün bir işte çalışamıyorum. beceremedim, beceremiyorum.

(bkz: beceriksizlik korkusu)
(bkz: çalışma korkusu)
(bkz: tembel bir serseri olmak)

edit:
yalnız biriyim. anlatmayı isteyip konuşamayacağım bir ortamdayım. bu sözlükte ise kendimi şöyle hissettim: karşımda günah çıkartıp rahatlayacağım -alt yapısı aynı, ama ayrı ekolden olan- papazlar ordusu vardı. ben de en yakın zamanda yaşadığım, bir başıma üzerimden atamadığım bir derdimi yazdım.

anlamsız seçilmiş.

edit 2: sağ olsun dostlar; bu entrymi beğenilenlere taşımışlar.

türkiye'de gay olmak

sanıldığı kadar zorlu değildir.

yurt dışında kimse siklemez, ama bu ülkede havalı bir yanı vardır. türkiye'de gay olduğunu saklamayan erkekler, diğer ülkelerden çok daha fazla kovalanır -normal- erkeklerce.

eğlencelidir.

ayı sözlük'ten heteroseksüel erkeklere tavsiyeler

arkadan birşeyler sokun 31 çekerken...

erkeğin orgazmını yaratan prostat bezine baskı yaparak gelince anlarsınız önceden pek de az boşaldığınızı.

anal seks, fizyolojik yapı açısından erkekler içindir, kadınlar değil.

yunanlı kahramanlar ve eşcinsellik

yunan mitolojisinde üç tane "erkekliği sembolize eden" baş kahraman vardır. heracles (herkül), achilleus (aşil tendonu değiminin isim babası) ve antik mitolojide "theseus'suz birşey yoktur" sözcüğünün kaynağı theseus...

theseus'un erkek sevgilisi lapith kralı peirithoos'tur. birlikte argonout'lar seferi ve klydon avına katılmışlardır. žşölen adlı kitabında socrates, theseus ve peirithoos'un "birlikte yatmalarından çok, birbirlerine içten bir saygı duyup, büyük işler başardıkları için övüldüklerini" söylemektedir.

tanışmaları ilginçtir: peirithoos bir gün theseus'un sürülerini çalar. theseus bunu fark eder ve onu kovalamaya başlar. peirithoos çarpışmağa karar verir, theseus'un karşısına çıkar…ama theseus öyle yakışıklıdır ki peirithoos onu görür
görmez aşık olur. diz çöker kahramanın önünde. böylece birleşen iki kahraman peirithoos ölene dek ayrılmayacaklardır.

erkekliğin doruğu, gücün atası, muhteşem maskülenite herakles ise öncelikle lidya kraliçesi omphale yanında kaldığı sürece kadın elbiseleri ve iş işlemek benzeri uğraşlar ile yaşamıştır. bu konu tüm rönesans ressamlarının betimlemekten bıkıp usanmadığı bir konudur.
http://www.wikigallery.org/paintings/266501-267000/266651/painting1.jpg
http://www.bonzasheila.com/stories/heraklesomphale.html

kahramanın, giyinmesine yardım eden(!) güzeller güzeli bir delikanlı olan hylas adlı bir de oğlanı vardır. çok sever hylas'ı. birlikte argonoutlar seferine katılırlar. gemi
mysia'ya gelince hylas su aramak için karaya çıkar ve güzelliğine vurulan
nymphe'ler tarafından kaçırılır.

hylas'ın bir türlü dönmediğini gören herakles aramak üzere diğer yiğitlerle karaya çıkar ve uzun uzun delikanlıya bağırırlar. ama hylas geri dönmez. sonunda hylas'ı yitirdiğini iyice anlayan herakles öylesine acı çeker ki, sağa sola saldırıp üstünü başını yırtmağa başlar.

hylas'tan sonra herakles'i de yitireceklerini anlayan argonoutlar efsanevi kahramanı ancak bağladıktan sonra zorla gemiye bindirip yola koyulabilirler. ünlü antik çağ coğrafyacısı strabon uzun süre gemlik'te hylas adına festival düzenlendiğini ve burada insanların alay halinde çevreye yayılıp hylas'ı arar gibi ismini bağırdıklarını yazmıştır.

iliada destanının yarı-tanrı kahramanı achilleus da silah ve yatak arkadaşı patroklos'u yitirince benzer bir "krize" girmiştir. (detaylı bilgi için bkz. myrmidon'lar tragedyası.) patroklos yiğit bir savaşçıdır. ancak yine de patroklos'u kendinin katılmadığı bir muharebeye meraklı anneler gibi yollamaktadır. bu durum bir kahramanlık öyküsü okumakta olan okuyucuya hayli ilginç gelir.

illiada xvi/85
"troialıları gemilerden kovdun mu geri dön"
(…)
"kente kadar (orduya) önderlik edeyim deme"
(…)
"kurtuluş ateşi parlar parlamaz gemilerin üzerinde,
hiç durma bak geriye dönmeye,
bırak onları (akhalar ile troialıları), kozlarını paylaşsınlar ovada"

oysa yine de savaş sırasında patroklos ölür. bu haberi alan achilleus ise aynı herkül
gibi saçını başını yolar kederden!

illiada xviii/20
(…) akhilleus'u kapkara bir yas bulutu kapladı,
iki eliyle aldı ocağın küllerini,
döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü.
mis kokulu gömleği bulandı kapkara küle.
sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine,
elleriyle çekip kopardı, kirletti saçlarını.

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

balkona (oteldeydim) çırılçıplak çıkıp dans etmiştim. üstelik müzik filan yoktu!

hem genelgeçere ters düşen birşeyler yapıp baş kaldırmıştım baskıya... ama en önemlisi: süper bir orgazmdı. her noktam boşalmıştı. daha doğrusu her noktamdaki tutsaklar, birikmişler, boşalmıştı.

süper bir partnerim yoktu aslında. yaşadığım daha çok yıllarca çekilen duvarların gümlemesydi.

sanki leş gibi bir bedenle çivileme denize, ama gece denizine, dalmak gibiydi.

kadın bedeni üzerinden iğrenç küfürler

(bkz: erkek eşcinsellerin kadın bedenini pek de kafaya takmasalar da ciddiye alıp sorumluluk duymaları)

eklemeden duramayacağım:
aybaşın mı tuttu?
amcık hoşafı.
veriyo.
açmış nah buraya kadar!

bu liste uzatılabilir, hiç de değeri yok. önemli olan bu pespaye lafları üreten aç, dengesiz, yalnız kimselerin gayler için de taşınması zor laflar üretmeleri.

kadınlarla aynı kefeye konmak beni hep rahatsız etmiştir; ki, bazı heterolar, bazı "ful aktifler" bu şekilde davranıyorlar. geyler, tıpkı kadınlar gibi, kimilerinin pis laflarla egolarını tatmin ettikleri yemler! oysa kendi cinsimden -yeri gelince- hoşlanmam, karşı cins ile benzer görülmeme neden oluyorsa burada büyyyüüüük bir pislik var demektir. bu pisliğin abarmasının nedeni belki erkek olduğumuzu hatırlayıp o "gariplere" yeterince tepki vermemek.

yanlış (ya da çok kişiyi rahatsız edecek) birşey söyleyecek olabilirim; ancak demirtaş gibi bir politikacının, kürt milliyetçisi olmayan birçok kimsenin bu denli sempatisini kazanmasının bir nedeni de acaba terör (evet, kelime bu) değil mi? "ağlamayan çocuğa süt verilmiyor" mu? dişlerini gösterip bazen de ısırmayınca hep "okka altına" mı gidiyorsun?"

bu konu, üzerinde ciddiyetle durulması gereken dinamikler içeriyor. bu yüzden biz gayler -belki de- bu kadar gök kuşağı rengi olacağımıza -hani nasıl diyeyim- biraz silahlanıp, erkek olduğumuzu göstermemiz mi gerek acaba?

yoksa o ortama hiiiiç bulaşmayıp, onlara rahat ve neşeli olmayı öğretmemiz mi?

gerçekten bilemiyorum.



mustafa kemal atatürk

farklı, çok farklı bir kimlik olduğunu görmemek imkansız. olumlamıyorum, olumsuzlamıyorum; sadece lise tarih kitaplarındaki bilgileri bir yetişkin akl-ı selimi ile okuyanın bile dikkat çekici biri olduğunu anlayacağını biliyorum.

bilinmeyen, ya da pek bilinmeyen yanları vardır ulu önderin: örneğin cumhurbaşkanlığı sürecindeki hızla bozulan sağlığı, pek duyulmamıştır: kaşıntıları, başına yığılan doktor denen cellatlardan usanmışlığı, dostlarına yazdığı mektuplarda bunlardan "şekvacı olması".

cephede soğuk, açlık, tehlike, leblebi, alkol = adrenalin ile var olan bu zorlu adamı, bu dehayı, dandik tipler arasına, kısır politik dansözlükler içine at... adamı hasta et. en zorlu konumlarda lider olarak var olan bu adam, o ortamlardan savarona sürecine girince neden hasta oldu? ya... evet: çok yoruldu cephede dimi? zarrrttttt! o adam asıl fedakarlığı gerçeği olan savaş alanlarından koparak, elde edilenleri şuna buna kaptırmamak için acayip hallerde durmayı göze almakla yaptı!

bizler o ulu kişiye borç olarak cumhuriyet ve batı standartları kadar, bu konumu "bizler için" kabul etmesini de borçluyuz.

kim dinler, kim aldırır?

hetero görünümlü gay

hetero görünüm nasıl oluyor pek de anlamadım, ancak gay olmadan önce, yıllarca hetero olarak efemine bir tiple yaşamak zorunda kalmak gibi bir bahtsızlığa uğradım! fiziksel görüntüm, özellikle yüz hatlarım, doğuştan yumuşak. ancak beden dilim, konuşma tarzım o zamanlarda son derece olağan, yani erkeksiydi; şimdilerde de öyle. buna rağmen o zamanlarda da, şimdilerde de hep gay olarak yaftalandım. bu durum eskiden çok rahatsız etmişti. bir sürü acı veren deneyim yaşadım tipim yüzümden. şimdi işime geliyor belki, ama geçmişle ilgili çok kötü anılarım var.

söylemek istediğim şu: fiziksel görünüm, cinsel seçim hakkında asla, asla, asla ip ucu veremez. adı geçen ip ucu sadece beden dili ile (yani bilinçli yapılan hareketlerle) oluşturabilirsiniz.

insanları tipine göre yargılamak çok yanlış diyorum ben.

missstiffany

bir yere mi gitmiş? pek anlamadım?

birkaç kere yazıştım, pek de tanımam; ancak diğer bazı trans kadınlar gibi x kromozomunun verdiği anlayış, sevecenlik, uyum, şefkat, besleme gibi niteliklere yabancı.

edit: bazı dostlar neler olduğunu sormuşlar açıklayayım: bir entrymde "eşcinsellik, kadınsılık ile eş görülüyor, translar kültürlerini bizden iyi yayıyorlar" mealinde bir şey yazdım. durduk yerde bana mesaj attı, transları sevmiyor musun yok bilmemne... bir de alıntı "fazla dolanmayın ortalıktaya da getirmişsin(kiimseciklerin ne haddi ne gücü yeter buna)" nereden çıkartmılş bunları? valla ağzım açık kaldı. öyle ağırıma gitti ki upuzun yanıtlar yazdım, inanılmaz ölçüde "alttan alır" cevaplar verdim; tamamen yanıldığını, hatta bir zamanlar bir trans erkekle ilişkim olduğunu, çektikleri sorunları yakından bildiğimi anlattım. ancak dinletmenin imkanı yok. isteyene onun yazdığı mesajları ve benim yanıtlarımı yollayabilirim.

bu sözlükte hazzetmediğim tek erkektir. missmiş... atacı, yani baskıcı, "illa dediğim olacak, kimse benim doğrularıma karşı çıkamaz" tipi erkeğin önde gideni.

kimse bir diğer yazar kendi gibi düşünmüyor diye mesaj atıp kabadayılık etmeyecek!

edit: yazdığım -o kişiyi değil, onu sevenleri sivri bir dille eleştirdiğim- için kuma'yı rahatsz etmiş. haklıdır. bu yüzden entrymi siliyorum.

ekleyeyim: o kişi hakkında düşüncelerim aynıdır. kimse hoşuna gitmeyen entry görünce gagalamaya ve susturmaya çalışmayacak. erkekçe ağırbaşlılıkla, ya da kadınca hanımefendilikle karşılayacak.

ensest ilişki

satanizm sanılan paganizmde çocuklara ilk cinsel deneyimi ebeveynleri verir. (kedi kesen, alelacayip makyajlarla insanları korkutmaya çalşırken kendi korkularını sergileyen -sapık asla demem- bana aşırı garip gelen kimselerin din diye ortaya sürdükleri sistemden söz etmiyorum; doğaya, özgürlüğe, farklı bir moral sisteme göre yaşayan kimselerin inancından bahsediyorum)

birçok kimseyi "rencide edici" bir düşüncedir bu. ancak biraz yüreklice düşünürsek farklı sonuçlara varmak olası: ilk cinsel ilişki, ayıp sanılan bir eylemi, büyük olasılıkla gizliden gizliye, suçluluk içinde uygulamaktır. bu yüzden ilk deneyim cesaret ister. arzu yaratır bu cesareti. korku dizginlenir ve cinsellik denenir. yine de sonuç hüsran olabilir; deneyimsiz tarafta ciddi travmalar yaratabilir. sonucun başarısı partnerin deneyimi, sabrı ve iyi niyeti ile yakından ilişkilidir.

bu riski almamanın yoldur belki de bir insanın ilk deneyimini onu en seven kişi ile -değim yerindeyse güvenlik içinde- yaşaması. bir oğlana en yakını annesi, bir kıza da en yakını babasıysa neden bu "en yakın" kimseler cinsel enerji denilen enerjiye kapıları "usulünce" açtırmasınlar? bu uygulama ebeveynlerce bir zevk değil, bir görev olarak algılanır, bir çeşit terbiye süreci (bedeni terbiye etmek) olarak üstlenilir ve dikkatle yapılırsa birçok bireyin cinsel hayatının ilerideki yaşlarda daha sağlıklı olacağını düşünmeden edemiyorum.

erkek severlik

ağırbaşlılığı, zorlukları omuzlamayı, az ve öz konuşmayı, sadece gerekince anlatmayı, soğukkanlılığı, edebi ve adabı, o farklı gücü bilmektir erkeklik. ve de bunları sevmektir.

bize ibne derler... bizler belki de -heterolardan bile- daha gerçek erkekleriz.

bir trans kadından sevişme teklifi almak

reddederim... net.

bir trans erkekle çok uzun süre ciddi bir ilişki yaşamış olsam da.

sabah ezanı

kaç desibel olduğunu tespit edip, belediyeye gürültü kirliliği olarak şikayet etmeyi deli gibi isteten "kükrelti"(!)dir.

edit: evim cami karşısında. cami 2 minareli, her minarede 2 balkon(!), her balkonda dört hoparlör var da... demek ki amaç uyuyanı uyandırmak. hastayı, bebeyi, islam olmayanı... kimse uyumayacak! net.
Henüz takip ettiği biri yok.