cute guy

Durum: 405 - 0 - 0 - 0 - 23.10.2014 14:31

Puan: 5910 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 21

ekşi sözlük

yazarı olsam da oradayken hep birşeylerin eksik olduğunu hissettiğim sözlük. bir çeşit savaş ortamı gibi. yazarlardan kaynaklanıyor tabii ki bu, ssg'den değil. oysa çok iyi yazarları sinesinde barındırıyor.

gün boyu oradayım. geceleri ise evdeysem girmediğim bir mekan. elime içkimi alarak hemen buraya -ayı sözlüğe- koşuyorum. ayılar arasında dostluk ortamı var. rahat ediyorum burada. itiraflar ediyorum, özlemlerimden, pişmanlıklarımdan söz ediyorum. herkes de anlıyor. kimse "derdini sikeyim butonu"na basmıyor.

hep derim erkek eşcinsellere gay (neşeli) derler. bunun bir "hikmeti" var işte.

sonbahar

renk skalasındaki muhteşem zenginlik ve inanılmaz uyum ile mevsimlerin en zarifi, en şık olanıdır.

müslümanların abazan olması

konu dışı dostça düzeltmedir (yukarıda bir entry'de de geçmiş kısaca zaten):

kelimenin doğrusu "abazan"dır. (türk dil kurumu: uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan erkek)
abaza ise kuzey kafkasya'da yaşayan bir halktır. (wikipedi)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Abaza

dost meclisinde "biz-bize" söyleşirken hatalarımızı düzeltirsek, düşmanlar arasındayken daha güçlü oluruz derim ben.

müslümanların abazan olması

herkesle iyi geçinen insan modeli

bu kadar aleyhteki yoruma karşın yine de demek isterim ki: "bu benim."

senelerce geçimsiz, dik başlı bir insan olarak bin bir belaya bulaştıktan sonra, büyük bir irade ile, yıllarca bıkmadan uğraşarak elde etmeye çabaladım bu huyumu. ne kadar başardığımı bilemem; ancak önceki halime oranla büyük bir değişim kaydettiğimi görüyorum.

kendini zorlamadan hoşgörü sahibi olabilmek, gerçek anlamı ile tatlıdilli konuşabilmek, bir insanı mutlu etmekten zevk almayı becermek insanın yaşamına huzur ve güvenlik akıtıyor. zaten asıl amacım cennetlik olmak değil, bu iki niteliği elde etmekti.

bu yüzden derim ki klasik "iyi insan olmak" çabası, can sıkıcı, boğucu, demode bir hedef değil; öncekine göre daha doyum dolu, huzurlu ve sıcak bir ortamda yaşamanın yoludur. komik olacak ama, zevk içinde yaşamaya meraklı hedonist adamın ana gayesi olmalıdır iyi bir kişiye dönüşmek.

metafizik de aynısını söyler: "pozitif davranan, pozitif enerji celbeder" çünkü "benzer enerji, benzeri çeker." babaannemin "iyi de de, iyi olsun oğlum" sözündeki derin bilgeliği bu yaşımda anlayabildim.

hepsinin ötesinde herkesle -gönülden gelecek bir biçimde- iyi geçinebilen insan korkuyu yenmiş demektir. korku olmayınca hayat yaşanmaya doyulmaz bir eğlenceye dönüşebilir.

yine da bazı-bazı kalbim fena kırıldığında o eski adam fırlayıveriyor mezarından bir vampirmişçesine. ertesi gün onun pisliklerini temizlemek de bana düşüyor. bu durum da ödemeyi kabul ettiğim bir yan ürün... "o kadar da olur" diyor, gülüp geçiyorum.

imkansız aşk

imkanlısı biraz yavandır... çünkü evlilikle biter.

ğ harfi yerine y harfi kullanan insan türü

rehinelerden birinin köpeği

bir hayvan sever olarak ciddi sorunlardan asude merakımdır:

49 rehine ile bir de köpek vardı. o gruptan birinin köpeğiydi. olayın en başında işid militanlarından biri "köpeği bile aldık" demişti. ne oldu o cana haberi olan var mı?

(bkz: forum tarzında başlık sıçmak)

idare edin, oldu bir kere...

buzdolabındaki suyu içip doldurmadan koyan insan

bir "sığıntı olduğu için mutfak işlerini yapmak zorunda bırakılan birine saygı duymayan, arada bir girdiği mutfakta herşeyin yerini değiştiren, dostça uyarınca terbiyesizleşen, 'burası benim evim' diyen, ve de dediği doğru olan" hödük değildir.

suyu doldurmayan düşüncesizle uğraşmak çocuk oyuncağıdır benim için.

eminönündeki vatandaşlar vs suriyeli mülteciler

eminönünde baklava dağıtılmıştır:


babüsselam kampı'nda günlük yemek dağıtımıdır:


izlenecek farklı(!) görüntülerin nedeni açlık olmadığı aşikar. nedir neden?

12 kürt gencinin ışid'i bitirmek için yola çıkması

gözü pek savaşçılardan çok; amatör filmcilerin cektiği bir kısa filmde ücretsiz rol alan dizi oyuncusu olma fırsatı arayan gençler gibi geldiler bana...

istedikleri şeyi yapıyor olmaları, bu amaca gönül koymaları hoş yine de.

eşcinselliğin baba faktörüyle doğrudan ilgili olması

boğulup kaçacağım kadar sevecen ve düzgün bir ailem vardı. serseri olan bendim. anneme "kocam geç kaldı dersen 20.00 yerine, 20.30'da gelmiştir" dediklerini kulağımla duydum. 35 yıl sadık kaldı anneme. bir gün bir arkadaşı "seni mantia ile gördük" demiş... o da gülerek "hanımdı benim ya.." diye yanıtlamış. annem ölmeden 2 yıl önceydi bu olay.

inanılmaz yakışıklıydı. annem evliliklerinin 35. yılında ölünce dağıttı. emel sayın ile bile ilişkisi oldu. o zamanki emel sayın'ın eşinin "fedailerinden" bir telefon kulübesine girerek saklandığını biliyorum.

gençliğinde bir erkek arkadaşı -kankası- ile eşcinsel ilişkisi olduğu hakkında dedikodu çıktığını gülerek kendi anlatırdı. bu kişi sonraki yıllarda hava kuvvetleri komutanı oldu ve "karnım, selçukların (babamın) evine gelince doyardı" dediğini de kulaklarımla duydum.

yıllarca eşcinsel değildim. sonra bir gün değişti dengeler...

alemci adamdı, keyifliydi. yaşasa söylerdim ve "ulan haylaz kime çektin, gel içelim" derdi. eminim buna, çünkü başka söylediğim akıl almaz gerçeklerimi duyunca "onu bilemem, ama bildiğim oğlumun yanlış yapmayacağıdır" demişti.

bu "şu faktörü, bu faktörü"ler, kurallar, bir dogmaya tıkmaya uğraşmalar bu dünyayı bu kadar zor bir yere çeviriyor... bazı doktorlara da iyi kazanç kapısı oluyor.

baş açık ibaresinin milli eğitim bakanlığı yönetmeliğinden kaldırılması

"diyar-ı küfrü gezdim, beldeler kâşâneler gördüm;
dolaştım mülk-i islâmı, bütün virâneler gördüm."

ziya paşa - gazel i

dünya coğrafyasına tarafsız bir gözle en yüzeysel biçimde bakan bir çocuğun bile hala "müşahade edeceği" gerçektir ne yazık ki...

net nezaketi

uyulursa, net ilişkilerinin daha kolay akacağı bazı gerekliliklerdir.

ukalalık ve baskı olarak kabul edecek kişiler de olabilir. eğer böyle düşünecek biriyseniz okumayın dostlar. kimseye ders vermek gibi bir niyetimiz yoktur.

- mesajlarınızı kısa tutun.
- sadece büyük harf ile yazmayın.
- mesajınızı birden fazla kişiye gönderiyorsanız bc seçeneğini kullanın.
- izin almadan ağır dosya ekleri yollamayın.
- imza dosyalarınız hafif olsun.
- "konu" satırınız mesaj içeriğinizi yansıtsın, kısa ve net olsun. içeriği "konu" bölümünde yazmayın.
- yazım (imla) kurallarını önemseyin. nokta (.), virgül (,), noktalı virgül (;) gibi işaretler gereksiz semboller değil, ses tonu ihtiva etmeyen sözlerin kolay anlaşılması içindir. alıntı sözler tırnak (") içinde kullanın. yeni cümleye başlamadan noktadan sonra boşluk bırakın ve büyük harfle başlayın.
- bağlantıda olduğunuz kişilere mesaj forward ederken onların zamanı ve bandwidth'ine saygılı olun, mesajın kesinliğini kontrol etmeden göndermeyin. (bilgiyi paylaşmadan snopes.com da doğrulama yapabilirsiniz.)
- admin iseniz, diğer insanların "mahremiyetine" girmeyin.
- diğer kullanıcıların hatalarını hoş görün.
- sanal dünyada da, gerçek yaşamdaki nezaket standartlarınıza sadık kalın.

meraklısına:

albion
http://www.albion.com/netiquette/corerul...

cyberangels
http://www.cyberangels.org/101/netiquett...

sevdiğim adam bana kardeşim deyince

lahmacun

pizza kadar lezzetlidir. tanıtılamamıştır.

kısa saçlı kızlar

saç, uzaktan atılan bir çığlıktır.

erkek hormonu -androjenler- önce saçı mahvederler. saç kesmek kadınsı ruhu iğdiş etmektir.

kesmeyin hanımlar.

kadın olmak

dünayı, hatta evreni, kurtaracak enerjiyi taşıyan canlılar olmaktır.

farkında değiller pek sanki... hala ya erkek güdümündeler, ya da erkek öykünmecisi.

metin akpınar

komedyenliği, kültürel birikimini, özellikle de osmanlı kültürüne hakimiyetini (tayyip erdoğan'ın popülarize ettiği bir kültür değildir bu) gölgelemiş bir aydındır. sanat müziği konusunda ciddi bir birikimi vardır. bu zamanlarda "elit" diye küçümsenen, ama aslında "seçkin" olarak nitelenmesi gereken bireylerden biridir.

götü kokanlara saygı duyuyorum ama lütfen yazmasın

  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 405

ülkemizde tüm gaylerin kadınsı pasif gay olarak bilinmesi sorunsalı

nedenler çeşitli:
- ülkemizdeki transkadınların yıllarca kendini gay sanması.
- eş cinselliğin -adı üzerinde- eş cinsi (yani kendi cinsini) çekici bulmak demek olduğunu okuyamayacak beyinlere sahip bireylerin bolluğu.
- ataerki baskısı ile erkekliği sadece bir kesimin yorumlamasına izin vermek.
- mitoloji bilmemek. yunan mitolojisinde tüm kahramanlar eşcinseldir ve hepsi de erkeklik timsalidirler. (bkz: akhilleus/patroklos). aynı gerçek sümer mitolojisinde gılgamış/enkidu ilişkisinde görülür.

babanız hakkındaki acı gerçekler

30 yıl sonra duyduğum olaydır.

bir hava kuvvetleri sıkı yönetim komutanı babamın çocukluk kankasıydı. birlikte büyümüşler, pilotluk sınavına birlikte girmişler. babannem, babama fazla yedirdiği için sınavda babam kusmuş; pilot olma şansını böylece yitirmiş.

adı geçen abi, ben çocukken babamın ofisine gelmişti -ki, o zamanlar komutandı- demişti ki: "ben ...ların evine gittiğimde karnım doyardı..."

sonra bir gün, teyzem -gerçekten istemeden- bir laf etti: meğer babamla bu komutan arasında bir dedikodu çıkmış yıllar önce...

bu "şaiayı" duyduğumda gay değildim. inandım hemen. gaydar yanım o zaman da vardı belki de... ancak çok acı gelmişti.

şimdi ise seni anlıyorum baba...

ayı sözlük itiraf

ücretliyim. önceki haftalarda parasızlıktan geberme sınırındaydım. sonunda ctesi iyi bir iş çıktı. bir birahaneye -daha önceden tanıdığım eli açık bir bey- çağırıyordu beni.

yabanlık pantalonumu ve çizmelerimi giydim. rafımdaki son parayı koydum cebime. minibüse atladım, gittim mekana... bey gelmedi!

dönmek için param bile yoktu. mecburen sağanakta yürüdüm eve kadar. pantalonum çamur içinde kaldı. sırtında hd baskısı olan ceketim ve yabanlık çizmelerim yamuldu gökten ve yerden akan sularda ıslanmaktan.

sonuç olarak ölümüne nefret ettiğim ev arkadaşımdan yine borç almak zorunda kaldım.

buraya dek yazdıklarım overture, uvertür, girizgah, zemin... asıl itiraf şimdi geliyor: yıllardır düzgün bir işte çalışamıyorum. beceremedim, beceremiyorum.

(bkz: beceriksizlik korkusu)
(bkz: çalışma korkusu)
(bkz: tembel bir serseri olmak)

edit:
yalnız biriyim. anlatmayı isteyip konuşamayacağım bir ortamdayım. bu sözlükte ise kendimi şöyle hissettim: karşımda günah çıkartıp rahatlayacağım -alt yapısı aynı, ama ayrı ekolden olan- papazlar ordusu vardı. ben de en yakın zamanda yaşadığım, bir başıma üzerimden atamadığım bir derdimi yazdım.

anlamsız seçilmiş.

edit 2: sağ olsun dostlar; bu entrymi beğenilenlere taşımışlar.

türkiye'de gay olmak

sanıldığı kadar zorlu değildir.

yurt dışında kimse siklemez, ama bu ülkede havalı bir yanı vardır. türkiye'de gay olduğunu saklamayan erkekler, diğer ülkelerden çok daha fazla kovalanır -normal- erkeklerce.

eğlencelidir.

sevişirken başa gelen komik olaylar

4 gün önce başıma gelmiş bir olaydır: bir müşteri, beni yaşadığı apartmanın kapıcı dairesi karşısındaki depo benzeri yere götürebileceğini söyledi. kapıcının işine bir yıl kadar önce son verilmişti, bu yüzden alt kat tamamen boştu.

kabul ettim.

alt kata indik, müşteri demir bir kapıyı anahtarı ile açtı... ve o eski daire, yeni deponun dibine ilerleyip diz çöktüm ve işe giriştim.

birkaç dakika geçmemişti ki "sen ne yapıyorsun orada? diye bir ses duyarak kendimi birşeylerin (sarhoşluktan hatırlamıyorum) arkasına attım. adam karanlıklar içinden toparlanarak çıktı, gelen kadını yine hatırlamadığım birşeyler diyerek yatıştırdı... ve birlikte çekip gittiler! beni depoda kilitleyerek!

inanılmaz bir bunalım içinde, depo kapısına tekmeler atmamak için dişlerimi sıkarak ne kadar bekledim? yüzyıl? on dakika? bilmiyorum.

neyse... müşteri geldi ve beni kilitli olduğum yerden kurtardı.

kolay gecelerden biriydi anlayacağınız.

edit: gelen hatun yöneticiymiş.

dostlara tavsiye: artık her bir yerde -yerini sadece yöneticilerin yerini bildiği, gizli- kameralar var. "burda yok, biliyom, gel" diyenlere pek güvenmek yanlış. ayırca raflardaki çiçek arkaları, masum kalemler, kapalı -ama ilginç pozisyonda duran- cep telefonları da kuşkulu nesneler. kendini bir sabah x... bilmemne dot com da izlemek istemeyenler lafıma kulak vermeli.

yunanlı kahramanlar ve eşcinsellik

yunan mitolojisinde üç tane "erkekliği sembolize eden" baş kahraman vardır. heracles (herkül), achilleus (aşil tendonu değiminin isim babası) ve antik mitolojide "theseus'suz birşey yoktur" sözcüğünün kaynağı theseus...

theseus'un erkek sevgilisi lapith kralı peirithoos'tur. birlikte argonout'lar seferi ve klydon avına katılmışlardır. žşölen adlı kitabında socrates, theseus ve peirithoos'un "birlikte yatmalarından çok, birbirlerine içten bir saygı duyup, büyük işler başardıkları için övüldüklerini" söylemektedir.

tanışmaları ilginçtir: peirithoos bir gün theseus'un sürülerini çalar. theseus bunu fark eder ve onu kovalamaya başlar. peirithoos çarpışmağa karar verir, theseus'un karşısına çıkar…ama theseus öyle yakışıklıdır ki peirithoos onu görür
görmez aşık olur. diz çöker kahramanın önünde. böylece birleşen iki kahraman peirithoos ölene dek ayrılmayacaklardır.

erkekliğin doruğu, gücün atası, muhteşem maskülenite herakles ise öncelikle lidya kraliçesi omphale yanında kaldığı sürece kadın elbiseleri ve iş işlemek benzeri uğraşlar ile yaşamıştır. bu konu tüm rönesans ressamlarının betimlemekten bıkıp usanmadığı bir konudur.
http://www.wikigallery.org/paintings/266501-267000/266651/painting1.jpg
http://www.bonzasheila.com/stories/heraklesomphale.html

kahramanın, giyinmesine yardım eden(!) güzeller güzeli bir delikanlı olan hylas adlı bir de oğlanı vardır. çok sever hylas'ı. birlikte argonoutlar seferine katılırlar. gemi
mysia'ya gelince hylas su aramak için karaya çıkar ve güzelliğine vurulan
nymphe'ler tarafından kaçırılır.

hylas'ın bir türlü dönmediğini gören herakles aramak üzere diğer yiğitlerle karaya çıkar ve uzun uzun delikanlıya bağırırlar. ama hylas geri dönmez. sonunda hylas'ı yitirdiğini iyice anlayan herakles öylesine acı çeker ki, sağa sola saldırıp üstünü başını yırtmağa başlar.

hylas'tan sonra herakles'i de yitireceklerini anlayan argonoutlar efsanevi kahramanı ancak bağladıktan sonra zorla gemiye bindirip yola koyulabilirler. ünlü antik çağ coğrafyacısı strabon uzun süre gemlik'te hylas adına festival düzenlendiğini ve burada insanların alay halinde çevreye yayılıp hylas'ı arar gibi ismini bağırdıklarını yazmıştır.

iliada destanının yarı-tanrı kahramanı achilleus da silah ve yatak arkadaşı patroklos'u yitirince benzer bir "krize" girmiştir. (detaylı bilgi için bkz. myrmidon'lar tragedyası.) patroklos yiğit bir savaşçıdır. ancak yine de patroklos'u kendinin katılmadığı bir muharebeye meraklı anneler gibi yollamaktadır. bu durum bir kahramanlık öyküsü okumakta olan okuyucuya hayli ilginç gelir.

illiada xvi/85
"troialıları gemilerden kovdun mu geri dön"
(…)
"kente kadar (orduya) önderlik edeyim deme"
(…)
"kurtuluş ateşi parlar parlamaz gemilerin üzerinde,
hiç durma bak geriye dönmeye,
bırak onları (akhalar ile troialıları), kozlarını paylaşsınlar ovada"

oysa yine de savaş sırasında patroklos ölür. bu haberi alan achilleus ise aynı herkül
gibi saçını başını yolar kederden!

illiada xviii/20
(…) akhilleus'u kapkara bir yas bulutu kapladı,
iki eliyle aldı ocağın küllerini,
döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü.
mis kokulu gömleği bulandı kapkara küle.
sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine,
elleriyle çekip kopardı, kirletti saçlarını.

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

balkona (oteldeydim) çırılçıplak çıkıp dans etmiştim. üstelik müzik filan yoktu!

hem genelgeçere ters düşen birşeyler yapıp baş kaldırmıştım baskıya... ama en önemlisi: süper bir orgazmdı. her noktam boşalmıştı. daha doğrusu her noktamdaki tutsaklar, birikmişler, boşalmıştı.

süper bir partnerim yoktu aslında. yaşadığım daha çok yıllarca çekilen duvarların gümlemesydi.

sanki leş gibi bir bedenle çivileme denize, ama gece denizine, dalmak gibiydi.

kadın bedeni üzerinden iğrenç küfürler

(bkz: erkek eşcinsellerin kadın bedenini pek de kafaya takmasalar da ciddiye alıp sorumluluk duymaları)

eklemeden duramayacağım:
aybaşın mı tuttu?
amcık hoşafı.
veriyo.
açmış nah buraya kadar!

bu liste uzatılabilir, hiç de değeri yok. önemli olan bu pespaye lafları üreten aç, dengesiz, yalnız kimselerin gayler için de taşınması zor laflar üretmeleri.

kadınlarla aynı kefeye konmak beni hep rahatsız etmiştir; ki, bazı heterolar, bazı "ful aktifler" bu şekilde davranıyorlar. geyler, tıpkı kadınlar gibi, kimilerinin pis laflarla egolarını tatmin ettikleri yemler! oysa kendi cinsimden -yeri gelince- hoşlanmam, karşı cins ile benzer görülmeme neden oluyorsa burada büyyyüüüük bir pislik var demektir. bu pisliğin abarmasının nedeni belki erkek olduğumuzu hatırlayıp o "gariplere" yeterince tepki vermemek.

yanlış (ya da çok kişiyi rahatsız edecek) birşey söyleyecek olabilirim; ancak demirtaş gibi bir politikacının, kürt milliyetçisi olmayan birçok kimsenin bu denli sempatisini kazanmasının bir nedeni de acaba terör (evet, kelime bu) değil mi? "ağlamayan çocuğa süt verilmiyor" mu? dişlerini gösterip bazen de ısırmayınca hep "okka altına" mı gidiyorsun?"

bu konu, üzerinde ciddiyetle durulması gereken dinamikler içeriyor. bu yüzden biz gayler -belki de- bu kadar gök kuşağı rengi olacağımıza -hani nasıl diyeyim- biraz silahlanıp, erkek olduğumuzu göstermemiz mi gerek acaba?

yoksa o ortama hiiiiç bulaşmayıp, onlara rahat ve neşeli olmayı öğretmemiz mi?

gerçekten bilemiyorum.



sadece p sadece a

evet, sadece p yim... 3 kere evlendim, hala hanım partnerlerim var, yine de erkeği beceremiyorum.

evet, yarak yemeği de çok seviyorum, bunu söylemekten -çok canımı yakacak tepkiler alsam da- vazgeçmiyorum.

hiç de feminen beden dilli biri değilim, hala da cute bir erkeğim.

bunları yaşıyorum, demek ki varım.

klase/kategorize etmeyin, ötekileştirmeyin, sınırlamayın, çözümlemek adına kısıtlamayın. bu dünyada alınan kaç nefes varsa, o kadar da farklı gerçek var.

yok aslında birbirimizden farkımız... ama hepimiz farklı farklıyız.

bırakın isteyen sadece a olsun, ya da p, veya versatile. hiç olmazsa bu "gay" (neşe) ortamında "vay, şu da bunu yaptı" biçimindeki suçlayıcı ataerkil yaklaşım olmasın.

herkes rahat konuşsun, istediğini söylesin. dydukları saçma gelen bile en azından "tamamdır, sıkıntı yooook, rahat ol, kasma" desin.

gülelim, eğlenelim, gay olalım.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

within temptation - the heart of everything

offffff.......................

missstiffany

bir yere mi gitmiş? pek anlamadım?

birkaç kere yazıştım, pek de tanımam; ancak diğer bazı trans kadınlar gibi x kromozomunun verdiği anlayış, sevecenlik, uyum, şefkat, besleme gibi niteliklere yabancı.

edit: bazı dostlar neler olduğunu sormuşlar açıklayayım: bir entrymde "eşcinsellik, kadınsılık ile eş görülüyor, translar kültürlerini bizden iyi yayıyorlar" mealinde bir şey yazdım. durduk yerde bana mesaj attı, transları sevmiyor musun yok bilmemne... bir de alıntı "fazla dolanmayın ortalıktaya da getirmişsin(kiimseciklerin ne haddi ne gücü yeter buna)" nereden çıkartmılş bunları? valla ağzım açık kaldı. öyle ağırıma gitti ki upuzun yanıtlar yazdım, inanılmaz ölçüde "alttan alır" cevaplar verdim; tamamen yanıldığını, hatta bir zamanlar bir trans erkekle ilişkim olduğunu, çektikleri sorunları yakından bildiğimi anlattım. ancak dinletmenin imkanı yok. isteyene onun yazdığı mesajları ve benim yanıtlarımı yollayabilirim.

bu sözlükte hazzetmediğim tek erkektir. missmiş... atacı, yani baskıcı, "illa dediğim olacak, kimse benim doğrularıma karşı çıkamaz" tipi erkeğin önde gideni.

kimse bir diğer yazar kendi gibi düşünmüyor diye mesaj atıp kabadayılık etmeyecek!

edit: yazdığım -o kişiyi değil, onu sevenleri sivri bir dille eleştirdiğim- için kuma'yı rahatsz etmiş. haklıdır. bu yüzden entrymi siliyorum.

ekleyeyim: o kişi hakkında düşüncelerim aynıdır. kimse hoşuna gitmeyen entry görünce gagalamaya ve susturmaya çalışmayacak. erkekçe ağırbaşlılıkla, ya da kadınca hanımefendilikle karşılayacak.

ensest ilişki

satanizm sanılan paganizmde çocuklara ilk cinsel deneyimi ebeveynleri verir. (kedi kesen, alelacayip makyajlarla insanları korkutmaya çalşırken kendi korkularını sergileyen -sapık asla demem- bana aşırı garip gelen kimselerin din diye ortaya sürdükleri sistemden söz etmiyorum; doğaya, özgürlüğe, farklı bir moral sisteme göre yaşayan kimselerin inancından bahsediyorum)

birçok kimseyi "rencide edici" bir düşüncedir bu. ancak biraz yüreklice düşünürsek farklı sonuçlara varmak olası: ilk cinsel ilişki, ayıp sanılan bir eylemi, büyük olasılıkla gizliden gizliye, suçluluk içinde uygulamaktır. bu yüzden ilk deneyim cesaret ister. arzu yaratır bu cesareti. korku dizginlenir ve cinsellik denenir. yine de sonuç hüsran olabilir; deneyimsiz tarafta ciddi travmalar yaratabilir. sonucun başarısı partnerin deneyimi, sabrı ve iyi niyeti ile yakından ilişkilidir.

bu riski almamanın yoldur belki de bir insanın ilk deneyimini onu en seven kişi ile -değim yerindeyse güvenlik içinde- yaşaması. bir oğlana en yakını annesi, bir kıza da en yakını babasıysa neden bu "en yakın" kimseler cinsel enerji denilen enerjiye kapıları "usulünce" açtırmasınlar? bu uygulama ebeveynlerce bir zevk değil, bir görev olarak algılanır, bir çeşit terbiye süreci (bedeni terbiye etmek) olarak üstlenilir ve dikkatle yapılırsa birçok bireyin cinsel hayatının ilerideki yaşlarda daha sağlıklı olacağını düşünmeden edemiyorum.

pkk

türk yasaları dışı gerilla örgütü.

babaannem onları şöyle anlatırdı: "kış günü bellerine kalın kemerler sarıp beyaz gömlekle dışarı çıkar üşümezler, her gün biri diğerini bıçaklar, yere çukur açıp yemeklerini oradan yerler."

12 eylül öncesinde ameliyat oldum. seçtiğim özel hemşire arkadaşımdı, tatlı minik bir kızdı, kürttü. 12 eylül sonrasında tutuklandı, militan olduğunu öğrendik. 2 yıl sonra görüştüğümüzde gördüğü elektrik işkencesini şöyle anlatmıştı: "ilk verdiklerinde baktım, ben buna dayanırım dedim."

2001 yılında, doğu beyazıt'a yaptığım sponsor destekli yolculukta hasb-el kader tanıdığım, beni iki gün boyunca ağırlayan bir diğer tövbeli militan şöyle konuştu: "elektrik yedim... ciğerlerimde hastalık vardı, iyi geldi."

kürtler ve pkk militanları hakkında tüm bildiklerimi bilgilendirmeye amacı ile -tamamen tarafsızca- yazdım.

kendi beynimden de bir katkı yapayım:
- kötü şartlar, kötü insanlar doğurur.
- büyük öfkeler, büyük düş kırıklıkları sonrası çıkar.
- sadece güçsüzler şikayet eder.
- son 20 yılda bu ülkede güç/itibar/statü, silahtır.

depresyon

sadece can sıkıntısıdır. boğulmuşluktur coşamamaktan!

önceleri "moralin mi bozuk"tu, sonra "bunalım"dı, ardından "stress" oldu... ve de "depresyon"... post moderni "panik atak".

biliyorum: manik-depresiv ile depresyon ayrı şeylerdir... sözde! aslında hepsinin tek bir nedeni vardır: istediğin gibi sikişememek! özgür olmamak! yönetilmek! ve bundan pek de pis şekilde bunalmak...

o depresyondaki, ya da panik atak hastasını (nasıl da orgazm olur gibi derler "beğğn panik atak hastesiyiığğmm") bir hey-hey-de-hey-hey orji ortamına sok. etrafında bir sürü onu isteyen, acayip şekilde becerecek (ya da aşık filan olacak, ev kuracak) zevat olsun. bakalım bir boku kalacak mı?

erkek severlik

ağırbaşlılığı, zorlukları omuzlamayı, az ve öz konuşmayı, sadece gerekince anlatmayı, soğukkanlılığı, edebi ve adabı, o farklı gücü bilmektir erkeklik. ve de bunları sevmektir.

bize ibne derler... bizler belki de -heterolardan bile- daha gerçek erkekleriz.
Henüz takip ettiği biri yok.