herkesle iyi geçinen insan modeli

hümanisttir. ama genelinde arkasından, o ne sinsi, o ne içten pazarlıklı ve saman altından su yürüten insan olarak anılır. velhasıl kimseye yaranamaz bu ülkede.
herkesle iyi geçinen değil, herkesle iyi geçinmeye çalışan insan modelidir. zira herkesle iyi anlaşabilmek neredeyse imkansızdır.
genelde çevremde bu şekilde tanınırım.aslında kolay bir şeydir.herkese güler yüzlü ol.iki üç kişi dışında kimseyle gerçekten samimi olma ve bu samimi olmadığın insanların saçmalıklarına tepki göstermeyip mesafeni hep koru. bunları yap bir bakmışsın herkesle iyi geçiniyorsun. ha gerekli ya da iyi bir şey mi diye sorarsan çok da değil bence.kolay ve umursamaz bir yaşam şekli sadece
öyle biri yok.

evet insanları sebepsiz yere kırmamak için özen gösteren biri olmama rağmen arada iyi geçinemediğim insanlar oluyor. en son çalıştığım işyerinde bir kadınla papaz olmamız bunun en yakın örneğidir. ikimizde o işyerinden ayrılmış olmamıza rağmen halen daha bu sürtüşme devam ediyor.

yalan dolandır, eziktir, yapmacıktır. kızsa da sesini çıkarmaz içinde tutar, herkes beni sevsin ister, sinsidir. bu nedenle de benle asla geçinemez..
kendi fikri olmayan insandır. bukalemun gibidir. samimi değildir.
felsefesi, ne bileyim, her insanı bir bütünün parçası olarak gören bir perspektifi de olabilir bu zat-ı muhteremin. meseleye bir de tersten

(bkz: karakterli insan modeli)
bu kadar aleyhteki yoruma karşın yine de demek isterim ki: "bu benim."

senelerce geçimsiz, dik başlı bir insan olarak bin bir belaya bulaştıktan sonra, büyük bir irade ile, yıllarca bıkmadan uğraşarak elde etmeye çabaladım bu huyumu. ne kadar başardığımı bilemem; ancak önceki halime oranla büyük bir değişim kaydettiğimi görüyorum.

kendini zorlamadan hoşgörü sahibi olabilmek, gerçek anlamı ile tatlıdilli konuşabilmek, bir insanı mutlu etmekten zevk almayı becermek insanın yaşamına huzur ve güvenlik akıtıyor. zaten asıl amacım cennetlik olmak değil, bu iki niteliği elde etmekti.

bu yüzden derim ki klasik "iyi insan olmak" çabası, can sıkıcı, boğucu, demode bir hedef değil; öncekine göre daha doyum dolu, huzurlu ve sıcak bir ortamda yaşamanın yoludur. komik olacak ama, zevk içinde yaşamaya meraklı hedonist adamın ana gayesi olmalıdır iyi bir kişiye dönüşmek.

metafizik de aynısını söyler: "pozitif davranan, pozitif enerji celbeder" çünkü "benzer enerji, benzeri çeker." babaannemin "iyi de de, iyi olsun oğlum" sözündeki derin bilgeliği bu yaşımda anlayabildim.

hepsinin ötesinde herkesle -gönülden gelecek bir biçimde- iyi geçinebilen insan korkuyu yenmiş demektir. korku olmayınca hayat yaşanmaya doyulmaz bir eğlenceye dönüşebilir.

yine da bazı-bazı kalbim fena kırıldığında o eski adam fırlayıveriyor mezarından bir vampirmişçesine. ertesi gün onun pisliklerini temizlemek de bana düşüyor. bu durum da ödemeyi kabul ettiğim bir yan ürün... "o kadar da olur" diyor, gülüp geçiyorum.
sürekli empati kurmak gibi bir durumu yaşayan bir insandan bahsediyor olabiliriz. başlangıçta herkesle iyi anlaşıyor olsa da sonrasında dönen dolapları fark edip postayı koyabilir. (bkz:ben)
iyi geçinmedikleriyle hiç geçinmediğinden öyle görünüyor olabilir.
herkesle iyi geçinebilmenin normal bir insan davranışı olduğunu düşünmüyorum. hiç mi canını sıkan bir şey yaşamıyorsun karşındaki ile ? bu tarz insanların genelde içinden geçeni söylemekten çekinen, davranışlarında içiyle dışı uyuşmayan bir yapıda olduklarını düşünürüm. herkesle default iyi geçinmektense nötr kalmak daha ehlice
hayatı boyunca piyon olarak kalmaya mahkum kişidir.
uzak durulacak insandır .
çok insanla anlaşmaya çalışanların zeka seviyeleri düşükmüş gibi geliyor bana hep. sanırım karşı tarafı mutlu etmek için her boka güldüklerinden.
kolaylıklar dilerim bu arkadaşa. bir de 'ben taraf tutmuyorum ortadayım abi' diyenler var. öperler öyle tarafsızı.
ben. tam bir ortam orospusuyumdur. ortamdaki herkesle özel bir arkadaşlık kurup sürekli dedikodu bombardımanına tutulan kişiyimdir. kendime bayılıyorum.