bavul hazırlamak

dünyanın hem en sıkıcı, hem de en zevkli işi.

eğer bir zorunluluk sonucu hazırlanıyor ise o bavul 1 hafta açık olarak kalır, bir türlü içi doldurulmaz. en son da göte gelip son gün ne varsa tıkıştırır kapatırsın.

(bkz: bavul)
gidilen yer istenilen, sevilen bir yer ise güzel, değilse rezalet bir uğraştır. uçak ile yolculuk yapılacaksa eğer, taşıma hakkını geçmemeye de özen gösterilir. *
bir tatilin başlangıcı... yanınıza giyilmeyecek kıyafetin, takılmayacak aksesuarın, sürülemeyecek parfümün ve üzgünüm ki kullanılmayacak tonla
prezervatifin bir çantada toplanmış haline bavul hazırlarken ki salaklık diyoruz... hazırlarken heyecandan karnınız ağrıyabilir, midenizde kelebekler çiftleşebilir. ama kesinlikle bi'şeyler hep eksiktir. unutulan şeyler kesinlikle baba şeylerdir... **** toplanırken dönüşte alınacak hediyelikler hesaba katılmadığı için genelde patlayan bavul ile son bulur.
yolculuğun habercisidir.
menzil, bir sevdiğinizden ayrılığa uzanıyorsa, korkunç moral bozukluklarıyla bir işkenceye dönüşür.
menzil, bir sevdiğinize kavuşturuyorsa, içimiz içimize sığmaz adeta; tarifsiz bir heyecanlar zinciriyle tamamlanır.
bendeki karşılığı bavul hazırlayamamaktır. illa son geceye kalır hatta sabaha. kırılmaması, kırışmaması gereken şeyleri özenle koymak zorundasındır. uçak yolculuğunda o lanet kilo hakkı yüzünden sınırı geçmemek için kıvranırsın. parasını geçtim zaten onca sıra bekle sonra 100 gr geçse şerefsizlik yapıp seni başka bankoya sürüklerler. git orda uğraş geri gel.*bavul ıslanır bir şey akar filan diye bir de poşetlere doldur o giysileri, eşyaları. zira bir otobüs yolculuğunda hala nasıl bulaştığını anlamadığım mazot yüzünden valizden günlerce gitmedi o koku. günlerce yıkadım türlü deterjanla. şans eseri giysilere geçememişti. en kötüsü de kış zamanı yolculuktur. lahana gibi kat kat ve kalın giyinmek zorundasın. aman bere de alayım, atkı da olsun, şapka da koyayım ya çok sıcak olursa ince fular da alayım bilmemne derken bavul balinaya döner. fermuarı kapamak için uğraş, yandan fırlayan çıkıntıları ittir. ananız türlü nevale hazırlar son anda sürpriz yapar*ha bi de onlara yer bul kolaysa. börek, turşu, yemek, baharat köyden erzak getirmiş akraba moduna dönersin. şimdi yeni sorular başlar. uçağa bunları alırlar mı? cihazda öter mi? sivil havacılık kurallarını ihlal edersem beni tutuklarlar mı?* yakışıklı güvenlik görevlisine rezil rüsva olur muyum gibi deli sorularla cebelleş dur. bavulu camdan atıp yatasın gelir.

bunun bir de uçak içi el bavulu hazırlamak versiyonu var ki o düşman başına. ötmesin diye kondomu kayganlaştırıcıyı ne yapsam diye düşünürsün. sıvı taşıma kuralları felan devreye girer. az yükün vardır el bavulu yeter dersin sonra tırnak makası, minik makas vs kesici şeyleri bile taşıma yasağı gelir aklına. yine ananızın zorla verdiği yiyecekler vs sorunsalı eklenir buna. el mecbur valizi verirsin kargoya. sonra çıkışta beş saat bekle dur. tabi senin bavul mutlaka en son gelir. çoğunlukla da bi kolu, sapı kopmuş mahfolmuş halde bulursun. küfredersin filan da uğraşmayacağın için işte firmanın, havaalanı işletmenin yanına kar kalır. kendini dışarı attığında bir oh çekersin.***