benim çocuğum

sadece eşcinselleri değil tüm insanları ilgilendiren belgesel olmalıdır. eşcinsellerden çok heterolar izlemeli ki ne nedir ne değildir o ufak beyinleri alsın.

edit: vay aq ya. aylar sonra bu entrye eksi oy veren kimse plaket verecem.
çocukları lezbiyen, gay, biseksüel, travesti veya transseksüel (lgbtt) olan türkiyeli bir grup cesur ve ilham verici anne ve babanın deneyimleri ile ilgili yapım aşamasında olan uzun metraj bir belgesel filmdir.

filmdeki ana karakterler

(anne babalar) ömer ceylan & şule ceylan, günseli dum, pınar özer, sema yakar, nilgül yalçınoğlu & zeki yalçınoğlu.
(aktivistler) h. metehan özkan, mehmet tarhan.

cetad desteği; nesrin yetkin (cetad başkanı), seven kaptan.

http://listag.wordpress.com/

https://ayilarock.com/benim-cocugum/
youtube'a düşmüştür bu film, hala izlemeyen varsa artık bi zahmet izlesin.

türkiye gibi bir ülke için bir devrimdir bu film, bunda da lambda'nın ve listag'ın inanılmaz bir özverisi sayesinde ortaya çıkmış olduğundan, ne kadar başımızın üstüne koysak az. bu filmin çekildiği dönemde, bu filmde de görünen listag anne-babaları lambda'da pazar günleri düzenlenen açılma sohbetlerine katılıyorlardı, orada hepsiyle tanışma imkanı bulmuştum, hepsi de birbirinden olağanüstü insanlardı. onlarla konuştukça "acaba bir gün benim de annem bir listag annesi olur mu?" diye düşünüyordum ama artık öyle bir umudum yok.

şu anda aklıma habire boysan'ın annesi sema anne geliyor, bu filmde de görebileceğiniz o vakur duruşlu güzel kadın ne haldedir diye düşünmekten ve dertlenmekten kendimi alamıyorum :(
türkiye'de çekilen nadir belgesellerden.if,ev bölümünde gösterilmiş ve vizyona girme sorunlarıyla karşılaşan bir yapımdır.izlerken kimi zaman güldüren,kimi zaman da duygulandıran bir belgeseldir.filmde,hikayeleri geçen kişilerle aynı anda filmi izlemek ise benim için başlı başına büyük kefiyfi.
2008'de kurulan listag (lezbiyen gey trans biseksüel aileleri istanbul grubu)'ın kurucu ailelerinin tanıklığını anlatan " benim çocuğum" belgeselinin tüm ülkede izlenmesini sağlamak ve daha çok insana ulaşarak bilgi sahibi yapmak adına bu imza kampanyasını imzalamamız gerekiyor.
annemin benim çocuğum diye başladığı cümleleri aklıma getirir. genelde ufak bir es verip ''pırlantadır'' diye bitirir bu cümleleri..verdiği esten söylediğine kendinin de pek inanmadığını anlamak zor değil.
" benim çocuğum" şubat'ta if uluslararası bağımsız filmler festivali'nde istanbul, ankara ve izmir'de ilk kez seyirci ile buluşuyor. bu haber cidden sevindirdi. son dönemde kaynak ve destek bulamadığı için belgeselin çekimine ara verilmişti.

ben de aileme açılabilmek ve onlardan destek görmek isterdim. ama benim ailem, özellikle anne tarafım homofobik, öldürmezler ama konuşmazlar da, yapıcak bi şey yok.
14 şubat günü başlayacak olan if istanbul uluslararası bağımsız filmler festivalinde gösterileceğinden bir zirve planlasak süper olur diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
bir ilk daha yaşatıyor bizlere. tv'de yayınlanacağı haber edilmiş. belgesel 12 nisan salı 23.45’te imc tv’de yayınlanacakmış.
1 mart günü ankara'da olan birinin plan yapmasına yardım eden film.
- ot dergisine de teşekkür etmeden geçemeyeceğim sanırım. ilk sayısında "aloo! ot'tan arıyoruz" bölümünde filmin yönetmeniyle yapılan küçük bir röportaja yer vermiş, güzel bir bilgilendirme yapmışlar film hakkında.
24 şubat saat 14 adana kız lisesinde bir if etkinliği var sanırım ama bu film gösteriliyor mu ? yohusam bilet mi almak gerekiyor ? bişeyler bilen yardım etsin yüzü suyu hürmetine.
vizyona girmesi için imza kampanyası başlatıldığını öğrendim. vizyona girerse de güzel bir film zirvesiyle toplanıp birlikte izleyebiliriz diye düşünüyorum ama öncelikle imza kampanyasını bulmalı ve imzalayıp imzalatmalıyız. bulan paylaşsın lütfen.
belgesele gelir sağlamak adına 6 nisanda bir konser düzenleniyor.

http://www.facebook.com/events/205730509529023/
amaç kitlelere ulaşmaksa bu filmi yasal yollardan internetten niye yaymazlar anlam veremedim açıkçası.. film hiç bir yerde vizyona giremiyorken ee hali hazırda çekilmişken neden internet aracılığı ile yayınlanmaz ki
üniversitede çok sevdiğimiz bir hocamız seçmeli bir derste ders işlemeyip bu belgeseli izletmişti.
duygu yogunlugu tam kararinda gereksiz drama ya basvurmadan yasanan tum olaylari samimi sekilde yansitan lgbti temali belgesel
belgesel uçan süpürge kadın filmleri festivalinde gösterime girmişti,7 haziran'dan itibaren de vizyonda.

bu kadar saf,bu kadar tarafsız,bu kadar sade anlatılabilir hem lgbt bireylerinin hem de ailelerinin dramı. film empati kurmak için harika bir belgesel olmuş,listag'ı öne çıkarmaları da empati kurmaya çok da yardımcı olmuş. sokakta ibneye bak ibneye diyenlerin,bir baba çıkıp da benim çocuğum eşcinsel dediğinde helal olsun lan,ben dürüst adam severim demesi gibi. vizyonda çok kalacağını zannetmiyorum,bir an evvel gidip izleyin. şimdi toplumda yer vermediklerimize,alay konusu ettiklerimize,'gay olum o' dediklerimiz için hoşgörü vakti.
küçük şehirlerde yaşayan insanların nasıl izleyeceğini merak ettiğim filmdir. kanal d'de göstermez ki izleyelim.
  • /
  • 2