cam tavan sendromu

öğrenilmiş çaresizlik kuramının en bilinen deneylerindendir.

bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler.
bir avuç pire toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam kavanozun içine koyarlar ve ağzını bir cam parçası ile kapatırlar.kavanoz zemini ısıtılır. sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ancak tavandaki cama çarparak düşerler. zemin sıcak olduğu için tekrar zıplarlar ve tekrar cama çarparlar. defalarca cama vuran pireler sonunda ısıtılan(!) zeminde 30 santimden fazla zıplamamayı öğrenirler. artık hepsinin 30 cmden az zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve kavanozun ağzındaki cam kaldırılır...

taban tekrar ısıtılır.

tüm pireler eşit yükseklikte, yine 30 cm"e kadar zıplarlar! bu sefer üzerlerinde cam engel yoktur ve daha yükseğe zıplayıp aslında kavanozdan çıkma yetenekleri varken buna hiç cesaret edemezler.

cama vura vura öğrendikleri/öğretildikleri bu sınırlayıcı "˜hayat dersi"ne sadık halde yaşamaya devam etmeyi seçerler.

kaçamazlar, kurtulamazlar!

çünkü engel artık zihinlerinde/beyinlerinde/algılarında/bilinçlerindedir! onları sınırlayan engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel varlığını sürdürmektedir. bu pirelerin yaşadıklarına "cam tavan sendromu" denir.
aklıma, öğrenilmiş çaresizlikle ilgili olan şu olayı getiren sendromdur:
filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. özgürlük kavramını yitirir. işte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. fil büyüyünce ipten kurtarılır. ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir.
twitter'ın kullanıcalarını 140 karakterle sınırlaması gibidir, bir gün habersizce kaldırsa kimsenin ruhu duymaz.