başımıza taş yağacak yemin ediyorum,tanrı bizi affetsin...bu adamın başlığı halen açılmamış...
harika belgeseller hazırlayan cesur,gözü kara televizyonculardan,gazetecilerden biridir. ses tonu harikadır.. bu adamın çok garip bir etkisi var,karşılıklı sohbet ederken nasıl doğalsa televizyonda da aynı havayı verir.. acayip mütevazi,şeker gibi bir insan..üstelik homofobiklik adına bir gram bir şey bulundurmaz bünyesinde.halen aklımdan gitmiyor,bir türkü barda birkaç ortak arkadaş sayesinde tanışmam,ettiğimiz uzun uzun sohbetler,içtiğimiz biralar..
severiz,sayarız kendisini... mükemmel bir abimizdir...
recep tayyip erdoğan'ın şikayeti üzerine
milliyet'teki işine bugün son verilen gazeteci.
taksim gezi parkı eylemlerinde direniş yönünde etkin destek gösterip ayrıca mısır olaylarında mursi karşıtı yazı yazması nedeniyle
akp'nin tepkisini çeken dündar'a 3 haftadır yazı yazdırılmıyordu. ergen bebeler gibi davranıp gazeteciyi demirören grubuna şikayet eden rte, amacına ulaştı. akıbeti askıda olan gazetecinin işine son verildi hem de en alçakça şekilde. kovulma metni mesai saati içinde ve gazetede görevi başında kendisine tebliğ edildi, böylece rte'nin özellikle şikayetinde yer alan "
can dündar'ın rencide edilerek kovulması" konusundaki baskının da hakkı verilmiş oldu.
iyi bir gazetecinin istediği yerde yazı yazması elbette engellenemez, hükümet-akp-rte ve demirören çarkının kalleş işleyişi dahi buna engel olamayacak kanısındayım.
bugün "bir yandaş yazı denemesi erdoğana açık teşekkür" yazısında oldukça tiye alan, eleştiren, bilgilendiren noktaları açığa vurmuştur.
cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazının tam metni şöyle;
sayın cumhurbaşkanı, bütün dünya biliyor ki, son üç aylık tutukluluğumuzu sizin şahsi şikâyetinize ve bir dediğinizi iki etmeyen sulh ceza hâkimlerinin şaşmaz itaatine borçluyuz.
birkaç nedenle bu tutukluluk için size teşekkür borçlu olduğumu düşünüyorum.
hapislik, benim mesleki kariyerimde bir eksiklikti; sayenizde onu tamamladım.
artık dinlemekte olduğunuz bir telefonum olmamasının rahatlığıyla nicedir okuyamadığım kitapları okudum; hiç yazamadığım kadar çok yazı yazdım, (hatta artık sizin tarafınızdan tutuklanma riski kalmadığından daha da rahat yazdım), dışarıdayken spor yapamazdım; içeride bol bol volta attım, top oynadım. başka insanları, hayatları tanıdım. bir yazı insanına ömür boyu yetecek malzeme damıttım. hiç görmediğim kadar çok milletvekili ve avukat dostu ağırladım. bunlar da sayenizde...
hayatımda kaç tane kaldığını bilemediğim yılbaşlarından birini içeride geçirmemi sağladınız; bu sayede sevdiklerinle geçen bir yılbaşının kıymetini hatırlattınız bana...
bizi içeri atarak, ülkenin tırmanan iç savaş ortamından, domuz gribi salgınından, kirli havasından, karından kışından korunmamızı sağladınız.
genellikle ölümden sonra kısmet olan, ne kadar sevildiğini bilme, arkandaki desteği hissedebilme ayrıcalığını bize bağışladınız; hiç talip olmadığımız, hak da etmediğimiz bir alaka kuşatmasına vesile oldunuz.
sayenizde, geçen sene hiç kitap yazmadığım halde yılın en iyi yazarı sıralamasında orhan pamuku geride bırakıp birinci seçildim.
ne zahmet ettiniz...
bize, her gazetenin havuzda boğulmayacağını, her kuşun etinin yenmeyeceğini gösterme şansını bahşettiniz.
samimiyetle şükranlarımızı sunuyoruz...
***
yıllardır içeride yatan, ağır tecrit koşullarını soluyan, açtığınız binlerce hakaret davasına muhatap olanların yanında bizim üç aylık tutukluluğumuzun lafı bile olmaz, ama hapse atarak bize bir kürsü sundunuz ve onlara ses olma fırsatı verdiniz; bunun için de hasseten teşekkür ederiz.
bir de hani şu devlet sırrı damgası vurarak bütün dünyadan saklamaya çalıştığınız, haber yaptık diye bizi içeri attığınız mit tirları meselesi vardı ya; siz bizi içeri atınca o konu japonyadan kanadaya, okyanusyadan endonezyaya kadar duyuldu; bilmeyen kalmadı; bu katkınız için de ne kadar teşekkür etsek az...
aklınıza sağlık.
sadece o mu? türkiyedeki otoriterleşmeyi, hukuksuzluğu, savaş tehlikesini de zindandan bütün dünyaya duyurma şansı bulduk; hangi güç bana aynı ay içinde guardiandan der spiegele, washington posttan le mondea kadar yazı yazma şansı yaratabilirdi ki; kim amerikan başkan yardımcısının ailemle görüşmek istemesini sağlayabilirdi ki; sizin kontrolsüz gücünüzden başka...
tetikçileriniz ve sizin desteğinizle, yıllardır hasret kaldığımız bir mesleki dayanışmayı, ulusal ve uluslararası çapta soluyabildik, yüzlerce insanı umut nöbetinde birleştirebildik; tahliyemizde birlikte nicedir hasret kaldığımız bir zafer havasına girebildik, kızlı erkekli oturup şarkılar söyleyebildik; eksik olmayın.
nihayet en son anayasa mahkemesinin, yetti artık, burada biz de varız diyen kararını da, hukuku hiçe sayan otoriter tavrınıza borçluyuz; bunu da inkâr edemeyiz.
söylemesi ayıp, evin de epey borcu birikmişti; haksız tutuklamadan alacağımız tazminatla onu da kapatmamıza katkı sunacağınızı umuyor, şükran duygularımın kabulünü rica ediyorum.
kaygılarımızla...