çocukken yapılan saflıklar

23 Entry Daha
küçükken, sanırım 6 kardeşin içinden en uslu olanıydım. babamdan bir kez bile dayak yemeyen tek aile ferdi olmamı da buna borçluydum galiba..
evin içinde görünmez adam gibi yaşar giderdim.. yeme içme gibi toplu yapılan etkinlikler dışında kendi kafama göre takılırdım.
bazen ağıldaki kuzuları, buzağıları ziyaret eder onlarla dertleşirdim. kah kümese gidip kuluçkaya yatmış tavuğun kanatlarını kaldırıp yumurtalar çatlamış mı diye kontrol eder, kah dam başına çıkıp ot yığınları arasına uzanır, gökteki bulutların şekilden şekile girmesini seyreder, onları devlere, savaşan ordulara, mitolojik hayvanlara benzetir hayal kurardım. köy yerinde hayal gücünü harekete geçirecek yeterince mekan ve harcayacak bolca
zaman vardı nasıl olsa..
daha olmadı ırmak kıyısına gider, kestiğim kamışlardan kendime düdük yapar, bağrışıp duran kurbağalara nispet yaparcasına öttürüp dururdum. paçaları sıvayıp ayaklarımı suya sokar, suda taş kaydırırdım saatlerce..
etraftaki bitkileri, uçuşup duran kuşları, suya konup kalkan kız böceklerini seyreder hayallere dalardım..
güya ben kaptan cousteau idim, köyün zavallı boklu deresi amazon ırmağıydı ve ben bilimsel araştırmalar
yapıyordum..
gösterişsiz serçeler alımlı papağanlara, kurbağalar timsahlara, sığ suda yüzen yavru alabalıklar ise vahşi piranhalara dönüşüyordu hayallerimde..
evde olduğum anlar varlığım hissedilmediği için, yokluğum da farkedilmiyor ve ben kendi kurduğum dünyada mutlu mesut yaşıyordum.
31 Entry Daha