dayı olmak

sürekli sıçan, kusan, ağlayan ve ekşi ekşi kokan yaratıkların bu hallerine rağmen ne kadar sevilebilir olduklarını anlamanın yoludur bir eşcinsel erkekler için...**
dünyanın en güzel olaylarından biri. dayı dayı dayı diye peşinde koşan o minik yaratıklar cana can katar.
sekiz ay sonra tadacağım şey. merakla ve umutla beklemekteyim.
eğer aile bağları kuvvetli ise, çocuk sahibi olma ihtimali az olan bireyler için büyük bir avantajdır. bir eşcinsel için dayı/amca/teyze/hala olmak cidden güzel bir his.
müthiş bir duygu. fena alıştırdım erkek olanını hiç omuzumdan inmiyo. uzadın, büyüdün kafan kapıya çarpıyo, dayının enseni ağrıyo diyorum, in diyorum da, dinleyen yok.
bide sarılınca alet hedevata kafa atıyo şerefsiz. ama her türlü candır onlar ya
o değil ilerde bi gün eşcinsel kimliğimden dolayı hep ailemin isteği dışında bi hayat yaşıyacağım için onlar beni nasıl bilecekler, neler düşünecekler hakkımda düşünmüyor değilim. hep uzak yaşayan, evlenmeyen, garip bir dayı...
valla kardeşim yeğenlerin salaksa çekilmez bir durumdur. ablanın, abinin sana kazığıdır. atsan atamazsın, satsan satamazsın.
çok güzel bir duygudur. iyi bir dayı olduğumu iddia edemeyeceğim; fazlasıyla bencil olduğum için. kendime ayırdığım zamanı kimseyle paylaşmayı sevmem. çocuk severim, mızmızlanmadığı sürece. dört yaşındaki ikiz yeğenlerim kitaplarımı karıştırdıkları zaman sesim çıkmaz, diğer üçü gibi onların da iyi birer okur olmalarını isterim. kendi kitaplarını getirirler "sen oku" bize diye. gece yatarken kitap okumamı çok seviyorlar. ben yemek pişirirken bana malzeme getirmek, bir şeyler doğrarken seyretmekten çok mutlu oluyorlar. hep aynı sopruyorlar "yemek yapmayı nereden öğrendin?"

2 numaralı yeğenimin bana dayı demesi uzun zaman aldı: "ayi" diyordu ve hem ben hem de onun bana bu şekilde seslenmesini duyan herkes çok eğlendiği için "ayı"lık ruhuma nüfuz etti.

gey olduğumu bilen büyük yeğenlerim, sevgili bulmamı söylüyorlar. "ne güzel birlikte yemeğe, tatile gideriz. ona da dayı deriz." diyorlar.