divan-ı kebir

2 Entry Daha
"miifte'iliin, müfte'ilün, fa'ilat" kalıbıyla yazılmış, 1. cilt, 236. kısımda yer alan ve insan-kar teşbihi ile kendine hayran bırakan beyitler şu sekildedir:

gönül evini yine güvercinler ele geçirdi. gönül hoşa gitmeyen seslecle doldu. yani gönül evini nefsanî istekler, çirkin hayaller doldurdu. însan kendinde bulunanı unuttu, kendi yaratılışını hatırına getirmedi.
düşünmedi ki: ruhlan yaratan büyük ve eşsiz yaratıcı, balçıktan bir ayna yapmış, ona bakmıştı.
yaratıcı, aynada yüzlerce şekiller görmüştü, yüzlerce süretler görmüştü. gördüğü şekillerin, suretlerin hepsi de belirsizdi. ancak kendi manevî şekli, kendi manası kolayca görülüyordu.
ruhlar harmanının sonu, kıyısı, kenarı yok! ancak çok küçük bir karınca o muazzam, o akıl almaz harmandan pek küçük bir şey alabildi.
ey zavallı insan, gurura kapılma! dünya seninle dolsa, kar gibi her tarafı kaplasan, güneşin sıcaklığı vurunca erir, yok olur gidersin.
ey kar yığını! eri, yok ol! baştan başa toprak ol, toprak ol da bir bak ilkbahar gelince, hor görülen, ayak altında ezilen o toprak nasıl süslenir, güzelleşir!
ayak altında çiğnenen o değersiz toprak, insana balçık olur da şereflenir. derecesi yücelir. öyle bir hal alır ki parlaklığı ile iki dünyayı da aydınlatır.