dokuz doğurmak

annelerin en kutsal vazifesidir, bu deyim genelde annenin yeni bir hayatı dünyaya getirmesinin ne kadar kutsal ve tarif edilemez boyutta dünyaya canlı getirmenin en ibret alınması ve saygı duyulması gereken durumdur.

ben annemi de babamı da kaybettim, hayatta değiller, fakat hangisini daha çok severdin diye sorsanız, annem derim. anneler el üstünde tutulması gereken yegane varlıklardır.

bir de farklı bir konu olarak, cinsiyetçilik yaklaşımıyla annelerin, daha doğrusu kadınların doğurganlığına vurulan bir anlayış vardır.

bu ayrımı dikkatle anlamak annelerimiz için çok önemlidir.

işte bu ayrımdan dolayı, kadınların doğurganlık yeteneğinden ve bunu öne sürerek, sadece çocuk doğursun başka hiç bir şeyle uğraşmasın fikrinden kaynaklanan, hatta doğurganlık olarak onları bir dünyaya hapis eden düşünceye karşıyım.

dokuz doğurmak farklıdır, bir de dokuz doğurtmak vardır;

bir makine gibi insanlığa sığmayan anlayışla, itilip kakılan, belki de çocuk sayısı 21 e varan, ama çocukların geleceğini hiç düşünmeden, çocuk doğurtmanın ne anlam ifade ettiğini bilmeyen zihniyetedir sözüm.

(bkz:dokuz doğurtmak)