high as hope

iyi ki varlar dediğim florence + the machine'in 4. albümleri.

florence bir önceki albüm ile çok daha kişisel sulara dalmaya niyetli olduğunu göstermişti. bence tam olarak florence'in gitmek istediği yoldaki duraklardan biri bu albüm ve henüz bu yolculuk bitmedi. ilerde keskin virajlar ile başka janrlar içine dalar mı bilmiyorum ama ulaşılacak yeri düşünerek yolun verdiği keyfi kaçırmak niyetinde değilim.

florence + the machine her albümde farklı bir mekanda albüm yayınlıyormuş gibi hissediyorum. içindeki eşyalar hala onların, her yeni mekanda bu eşyalardan, mekanın onlara ait olduğunu anlayabiliyoruz ama mekanlar farklı, hisler farklı.

ilk iki albüm havalı eski ve büyük bir ibadet binası gibi iken 3. albümde duvarlarda bu ibadethanenin aksesuarlarını yerleştirdikleri bir konser salonunda, rock müziği dinleyenlerle vakit geçirmek istediler. bu son albüm ise güzel döşenmiş, havadar ve geniş bir apartman dairesi. albümü dinlediğimiz odada quartet ve elektronik gitarların sığması için epeyce yer var ama bu sefer çok kalabalık değil. şarkı sözlerine baktığımızda hala duvarda koca bir haç durduğunu söyleyebiliriz. ama burası çok daha kişisel.

her ne kadar bu albümün şarkı sözleri daha direkt ve işlenmemiş görünse de bence bu albümü oluşturma zamanının büyük çoğunluğunu bu şarkı sözleri almış. prodüksiyon daha minimal, ritmler daha spontone, nasıl çıktılarsa florence'in ruhundan, cilalanmadan, öyle yer almışlar albümde.

çoğu kişiye göre en zayıf albümleri gibi görünse de benim bir önceki albümden daha başarılı bulduğum (özellikle ilk yarısını) ama ilk iki albümün gerisinde olduğunu düşündüğüm bir albüm.

yine de bir sonraki albümde bu kadının uğrayacağı noktayı çok merak ettiğimi söylemeliyim.

her ne kadar içinde bulunduğu albüm favori listemde en sonda olsa da what kind of man'in yapmış ve yapacakları en iyi şarkı olduğunu düşünüyorum.
bir haftadır ara vermeden dinlediğim yeni florence + the machine albümü. favorilerim patricia ve big god olmasına rağmen end of love'da büyükannesinin intiharına tanık olmasını anlatışı bünyemde pozitif bir katastrofik bir etki yaratmıştır.
ayrıca june isimli açılış şarkısı da orlando olayı ile alakalıdır. iyi ki varsın florence, iyi ki 2009'da lungs ile tanımışım seni diyip bitiriyorum entry'i.
florence and the machine albümüdür.
albüme high as hope demek kimin fikriydi bilmiyorum ama ismine bu denli uyan, adeta ismiyle yaşayan bir albüm nadirdir.
umut kadar yüksek ya da umut kadar sarhoş...
aslında albümü ilk dinlerken hiç de "yüksek" olduğunu düşünmüyorsun, aksine çok naif bir albüm gibi geliyor. 3 gün sonra dinliyorsun içinde fırtınalar koparıyor. umut gibi, bazen içimizi sıcacık dolduran bazen yaz rüzgarı gibi tenimizi okşayıp kaçan umut gibi. sarhoşken dinlediğinde farklı, ayıkken dinlediğinde farklı.
nitekim high'dan kasıtları ne olursa olsun albüm tüm iddiasızlığına rağmen dimdik meydan okuyuşuyla bence grubun en güzel albümüdür.
üstelik ilk şarkı june bizim için, bize yapılmış bir şarkıdır.
orlando nightclub shooting sonrası yazmış florence, "hold on to each other" demiş. canım florence.