"manisa'da okurken bir arkadaşınız gelse nereye götürürsünüz?" sorusuna cevap olan şehir. çünkü manisa'nın mesir macunu bir de izmir'i meşhurdur. buca'da oturan arkadaşımla bornova'da buluştuğumuzda defalarca ondan daha erken gidip beklediğimi bilirim. en büyük sorunu türkiye'nin üçüncü büyük şehri olarak metro olayında ancak son birkaç senedir ciddi aşamalar kaydetmiş olmasıdır. çünkü otobüs olayı tam bir işkencedir. saatlerce beklersin gelmez, geldiğinde dolu gelir, bir yerden bir yere gitmen kimi zaman iki saati bulur. bunun dışında son derece sevilesi, yaşanası bir şehirdir. bir istanbul değildir tabi. söz konusu kültür-sanat-gece hayatı olunca istanbul'la yarışması söz konusu bile olamaz çünkü.
cumhuriyetin elde kalan son kalesi. memleketin her köşesi bilfiil arap ve amerika zihniyetlilerce işgal edilmiş durumdayken, izmir direnen ve rteye aman vermeyen tek ildir.
doğduğum, büyüdüğüm, büyümeye devam ettiğim, yıllarca kıymetini bilemediğim, her şeyinden şikayet ettiğim ve gün gelip aşık olduğum şehrim. her bir köşesini çok erken keşfettiğim ve büyük ihtimalle de bu nedenle erken tükettiğim izmir bir zamanlar benim için adeta bir cendereydi. sıkılıyordum, boğuluyordum.
ama gün geldi, pek çok zaman, bir o kadar da insan geçti bu şehirden ve ben bu şehri sevmeyi öğrendim. kız başına diye tabir edilen durumla izmirde at koşturmayı sevdim, gecenin bir yarısı çıplak ayakla alsancak çimlerde dans etmeyi sevdim, sabahları bostanlıda kahvaltı yapmayı sevdim, göztepe sahilde yürümeyi sevdim, en fazla bir saat içerisinde çeşmede, foçada, dikilide, çandarlıda, seferihisarda, urlada olmayı sevdim, tanımadığım insanlara bile gülümsemeyi sevdim, cumbalı evlerin merdivenlerine oturup bira içmeyi sevdim, kıbrıs şehitlerinde apodan midye çalıp kaçmayı sevdim, gavur olmayı sevdim..
öyle büyük hayallere kapılmayın, düz ve güzel bir hayat var burada..
artık metro ve izban gibi toplu taşıma araçlarına bisiklet alınabildiğini, bisiklet severler için güzel bir haber olmuştur.* fakat bazı kurallar kapsamında alınabiliyormuş;
izmirli bisikletseverlerin yapmış olduğu, duyarlı olan herkesi de ankete davet etmişler açıklamaları şöyledir;
merhaba. izmir'de metro ve izban'da bisikletle yolculukla ilgili bir anket çalışması yapıyoruz. katkıda bulunur hatta arkadaşlarınızla paylaşırsanız çok seviniriz. anket bisiklet kullanan veya kullanmayan bütün metro ve izban yolcularına ulaşmayı amaçlamaktadır.
izmir gibiyim artık; gülmeyi alsancak'da bıraktım, coskuyu göztepe'de, aşkı bornova'da. asansör kadar yorgun, agora kadar yıkık, eşrefpaşa kadar belalı, basmane kadar vedalara alışık, kemeralti kadar kalabalık, yalı kadar cefâkar. izmir gibiyim yani uzaktan ışıl ışıl,ama aslında yorgun ve her şeye rağmen saat kulesi gibi dimdik ayakta.
birkaç haftadır süren yağmur yağışları yüzünden sonunda izmirliler bir sabah uyandıklarında kendilerini suda yaşayan bir canlı türüne dönüşmüş olarak bulacaklar.