mallorn

tolkien evreninde bulunan bir ağaç türü; valinor kökenli olup düz gümüş bir gövde üzerine yükselir ve dallar bu gövde'den fışkırır, bu yüzden beyaz bir sütun gibi durmaktadır. yapraklarının üst kısmı yeşilken altı gümüşi bir ışıkla parlamaktadır. ama esasen ağaca güzelliğini veren son baharda yapraklarının altın rengine dönerek parlamasıdır. son baharın bitimiyle birlikte kış mevsiminde altın sarısı çiçekler açar ve söğüt yaprakları gibi salkım salkım olan bu çiçekler'in en güzel gözüktüğü zaman ağacın yaprak dökümünü tamamladığı zamandır, zira bu dönemde ağaç altından bir zemin ve kubbeye sahip olup gümüşten sütunlarla ayakta duran bir salon gibi gözükmektedir.

mallorn ağaçları genelde orta dünya'da görülmeyen bir ağaç olarak en uzun olanları valinor'da bulunmaktadır. 2. çağ'da valinor eldar'ının noldor kralı gil-galad'a hediye olarak bu ağacın ceviz büyüklüğündeki bir kaç tohumunu getirmesiyle orta dünya'da da yetiştirilmeye çalışılmıştır. ama kral gil-galad bir türlü bu ağaçları fidanlayamamış bunun üzerine lothlorien'in hanımı galadriel'e kalan tohumlar teslim edilmiştir.

galadriel'in kudreti ve üçler'den enya'nın da katkısıyla bu ağaçlar lorien'de kök salabilmişlerdir ama valinor'daki hemcinslerinden daha kısa kalmışlardır. lorien'in halkı galadhrim'ler bu ağaçların üzerine kurdukları evlerde yaşamaya başlamışlardır. bu konakların en görkemlisi caras galadhon'dur ki lothlorien'in kalbi ve galadriel'in meskeni de burasıdır.

yüzük savaşının sonunda galadriel, bir yüzük taşıyıcısı olarak batı'ya, valinor'a, gitmeden önce bu mallorn tohumlarında birini samwise gamgee isimli hobbit'e vermiştir. uzun süreler boyu shire diyarının yöneticiliğini yapan sam, saruman'ın kestirdiği davet ağacı yerine bu tohumu ekmiştir. ilginç bir şekilde hiç bir müdahale olmadan bu tohum sürgün vermiş ve lothlorien'in altın mallorn'larından daha uzun olmuştur. ağacın tesiri midir bilinmez ama o yıl doğan çocukların çoğu altın sarısı saçlıdır.

galadriel'in ayrılışından ve yüzüklerin gücü'nün bitişinden sonra lorien'in sihri'ni kaybetmesiyle yaşamına devam edebilmiş tek mallorn olarak orta dünya'daki biricik valinor esintisidir diyebiliriz.